Uzun zamandır hal ve tavırlarını takip ettiğiniz hatta artık ciddiye bile almaktan vazgeçip, lafını yarım yamalak dinlediğiniz adam gün gelir öyle bir laf eder ki, dumur olup öylece çakılıp kalırsınız ya hani? Pereira’nın veda temalı basın toplantısında söyledikleri ben de aynen böyle bir etki yarattı ve ciddi ciddi ben bu adam için üzüldüm.. Oysa “göndereceğiz biz bu adamı, Bruno, para ver…” deseler, bütçemin sınırlarını zorlarcasına çıkarıp verirdim yani. Adamın Fenerbahçe transfer politikalarıyla ilgili bütün tespitleri doğru, “Kjaer’in aynısını aldılar” diyor, “Neustadter’i istemedim” diyor, “bir 10 numara istedim…” diyor.
Adam haklı Beyler! Eğri oturalım doğru konuşalım. Bu durum Pereira’nın korkak, kötü bir taktisyen olduğu gerçeğini değiştirmese de bir futbol cahili olmadığının da kanıtıdır ve kendisini defalarca futbol cahili olmakla itham ettiğim için yeri gelmişken kendisinden özür dileyim. Sezar’ın da hakkı kalmasın üstümüzde di mi? Vitor gitti, Dick Advocaat geliyor, hayırlı olsun demek düşer şimdilik bize. Burnunun dibindeki Yılmaz Vural’a bi alo demek çok zor olsa gerek, 70 yaşındaki bir hocayla yola devam etme kararı almış padişah hazretleri. Üstelik ülke futtbolunu da tanımıyor Advocaat, yurdum futbolcusunun psikolojisinden de anlamaz, bu sefer riskin kralını almışlar yani.. Dick Advocaat dünya futbolunun tanıdığı bir isim ama isimlerin iş yapmadığını gördük. Del Bosque de isim, Hiddink te isim. İkisi de şampiyon takım hocası, oturmuş, sistemi, ekolü olan takımı alıp şampiyon yapar, hocalıkları bu kadar. Şu son hoca tercihi bana Aragones tercihini anımsattı.
Aragones diyince de aklımda kalan tek şey yedek kulübesinde başını ovuşturup kendi kendine bir şeyler söylemesi: -Evden çıkarken bizim avrat ne dedi? İki ekmek 3 yumurta mı, 3 yumurta iki ekmek mi? İşin şakası bir yana Advocaat disiplinli bir hoca, Pereira’dan daha tecrübeli bir hoca, üstelik 4-3-3 hocası, hücum futbolunu da seviyor, ten uyumu gerçekleşirse hararetli ve şehvet dolu maçlar da bizi bekliyor olabilir ama uzun zamandan bu yana hocalık kariyerinde bir süreklilik yok, devri geçmek üzere olan bir isim, başarılı olmama ihtimali kağıt üstünde daha fazla gibi duruyor maalesef.. Fenerbahçe’de teknik direktör krizi kronik bir hal aldı artık. Gelenin gideni arattığı bir döngü oluştu.. Hocayı değiştirmek değil, kafayı değiştirmek çözüm. Yönetim bir türlü bu meseleyi çözemiyor. Çözümün bir parçası olamayan, sorunun bir parçasıdır, Fenerbahçe Spor Kulübü’nde sorunun nerede olduğu da belli!.
Dick Advocaat bir sene sonra çekip giderse de şaşırmam, Onun yerine yine enteresan bir isim daha gelirse ona da şaşırmam, Her seferinde içimiz umut dolup yeniden heyecanlanırsak da şaşırmam. Bir daha o yolları aynı hevesle yürüyecek mallık bizde de var, yönetimde de var, acı bir itiraf olsun bu, kendimi de dahil ediyorum. Bu arada İngilizce’de Dick argo bir kelime, manasını bilmeyenler açıp sözlüğe baksın bi zahmet.. Dick’i tuttuk mu, tutturacağız mı hep beraber göreceğiz.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907
