Çin’de zor şartlar altında maçın ancak 2.yarısını izlerken Tolga’nın ıskaladığı topta 16 yıl öncesine geri gittim ve statta izlediğim o meşum GS maçında Fevzi’nin Halilagic’in geri pasında ayağının altından kaçırdığı topla uçan şampiyonluk hayalleri bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Belki şu an için henüz uçup giden bir şey yok ama şampiyonluğa giden bir takımın böyle bir defans hattı ve kaleciyle buralara kadar gelebilmesi bile mucize sayılır! Beşiktaş, üst tarafı gran tuvalet, altında donla dolaşan bir adam gibi. Orta saha ve hücum hattı ne kadar oynayıp atsa da defans ve kaleci her şeyi berbat etmek için elinden geleni ardına koymuyor.

Devre arasında yapılan kaleci transferi de yaraya merhem olmadı, Boyko’ya da çok fazla bir şey diyemiyorum çünkü uyum için çok kısıtlı bir zamanı vardı. Üstüne üstlük tam o sırada Tolga’nın 1-2 maçta normal performansının biraz üzerine çıkması da zaten el mahkum kredisini arttırdı. Rhodolfo’nun sakatlığı tabii büyük talihsizlik, Ersan’a verilen 7 milyon Euro’nun cazibesine dayanmak da çok zor ama savunmadan dolayı kaybedilebilecek bir şampiyonluğun da telafisi yok.

Dün yine Tanrı yüzümüze baktı da maç yine Tolga yüzünden 4-2 olabilecekken Cenk’le golü bulup son dakikada kısıtlı mucize kontenjanımızın çoğunu herhalde harcadığımız için Sosa’nın nefis frikiği direğe takıldı. Nasrettin hocanın eşeğini kaybedip tekrar bulması gibi giden iki puandan çok gelen bir puanın buruk sevincini yaşamak düştü bize de sonuçta.

Umarım takım herşeyini ortaya koyup ipi göğüsler. Dün Serdar’ın gözyaşları en azından beceri ve kalitenin değilse de, harcanan emeklerin bir karşılığı olarak sevinç gözyaşlarına dönsün.
mail : gorkem.isik@abcspor.com
twitter : @ saturnocontro3