Buğulu gözlerle uzaklara dalarak aşk şarkıları söyleyen Fransız şarkıcılara da, o Fransızca şarkılara da hastayım.
Mireille Mathieu, Joe Dassin, Enrico Macias falan.
O şarkılar eşliğinde her gün bir kaç duble bir şey içmek için mekanımıza konuk olan, fularlı, kibar, mesleği gazeteci olan Rumen beyefendiyle sohbet ediyoruz, ilişki durumunu sordum, son derece samimi ve hoş bir cevap aldım..
– Evli gibi bir şey dedi. Çünkü bir kız arkadaşı varmış.
Evli gibi bir şey dedi çünkü öyle evlilik olmaz da ondan. Belki “bekar gibi bir şey” dese daha doğru olurdu.
Bizim de bir seneyi aşkıdır bir ilişkimiz var Vitor’la, bir dargın bir barışık, karmakarışık bir şey, hocamızdı demeye dilim varmıyor, hoca gibi bir şey, hoca değil gibi bir şey.
Bence iyi bir insan, harika bir showman, yolu açık olsun.
Ersun Hoca’mın yaptırdığı GPS sistemini ve kameralar için başkanın yanına çıkıp,”sökün bunları, bana lazım değil, hatta satabilirsiniz” dediği gün direkt kovardım. Bilime inanmayan adamın omuzuna böylesi bir yükü ben vermem..
Koskoca bir seneyi, ön liberolara dayalı, korkak, pasif garantici bir oyun anlayışı ile heba eden, iki tane oyuncuyu yerinde ve zamanında değiştiremeyen, yıldızlarla dolu kadroda egoları yönetemeyen dar gömlekli, dar kafalı bu adama bir sene daha güvenmek, taraftarı küstürme pahasına inatla “devam edeceğim” demek daha büyük bir hataydı maalesef, kabul etmek lazım..
Futbol dünyası için ufak sayılabilecek bir kaç milyonluk tazminatı ödememe uğruna bu adam takımın başında kaldı ise eğer, bunun adı da cehalettir, matematik bilminden bihaber olmak demektir.
Sonuçta Vitor bir çok transfer yaptırdı yine, bu sefer de birbirine benzeyen stoperlerin takım içindeki sayısını artırdı, geçen sezonki oyun müdahaleleri hatalarının bir benzeriyle de Şampiyonlar Ligi’ne veda etmemize sebep oldu.
15-20 milyon uçtu, yarısı Beşiktaş’ın kasasına girdi, bizim paramızla transfer yapıyorlar şu an, ne yazık ? Bizim taraftarlar da her gün Twitter’ da Hakim Ziyech haberi arattırıp yeis bir ümitle hiç bir zaman gerçekleşmeyecek olan bir transferi bekliyor!
Bence suçlu Vitor değil, Vitor’a güvenen suçlu. Taraftar Vitor’u çoktan çözmüştü zaten, Vitor’da ekmek de bu kadar, köfte de.. Bunu herkes biliyordu bir tek Aziz Yıldırım ve O’nun yüksek egosu hariç..
Taraftar tepkiyi koydu, protesto edeceğinin sinyalini verdi ama takan olmadı, ta ki bugüne kadar.
Aziz Yıldırım Pereira’yı göndermekle çok doğru bir karar verdi demeye dilim varmıyor o yüzden, Aziz Yıldırım bireysel olarak aldığı çok yanlış bir karardan çok geç döndü. Bunun başka bir izahı yok.
Neyse gidenin arkasından konuşmayalım.. Kim gelecek onu konuşmak zamanı, Carlos ismi geçiyor, Ümit Özat deniyor, Ben İsmail Kartal’a bile razı haldeyim, durumumu siz anlayın dostlar.
Ersun Yanal’dan gayrı taraftarı mutlu eden bir teknik adam gelmediyse son zamanlarda, gelecek adamdan da çok şey beklemek hayalperestlik olur. Tek tesellimiz bundan daha kötüsünün gelme ihtimalinin düşük olması.
En azından bir umudumuz var artık, bekliyoruz yeni dönemi..
Gitmesi gerekenlerin zamanı ve sırasıyla ilgili çok sevdiğim bir söz var, Allah sıralı ölüm versin derler.
Memleket bir beladan kurtuldu, Fenerbahçe de Vitor belasından kurtuldu. Daha da gitmesi gerekenler var, ben de biliyorum bu belaları başımıza musallat edenleri. Önce başımıza musallat ettikleri belalar gitsin, sonra da onlar. Sırayla.
Allah sıralı gidiş versin, Âmin!
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907