Hangi yılda olduğunu hatırlamıyorum, bir Galatasaray – Fenerbahçe maçında bir Galatasaraylı oyuncu ceza sahasının dışından çok sert bir şut atmıştı, sırtı kaleye dönük olan Hakan Şükür’ün kafasından seken top yön değiştirip kaleciyi kontrpiyede bırakmış ve gol olmuştu. Maçın ardından Hakan Şükür ” bilerek o topa kafa vurdum ” diye enteresan bir açıklama yapmış arkasından da direğe çarpıp giren golleri de direğe yazalım, o da gol krallığı sıralamasında kendi payına düşen gole razı olsun diye bir fikir atılmıştı ortaya.
O maçtaki bir pozisyonun mutlak penaltı olduğunu iddia eden Fatih Terim de şu meyanda bir çıkış yapmıştı:
– O gün ben kötü oynamış olabilirim, rakibim benden daha fazla galibiyeti hak etmiş olabilir, futbol bu, bazen de kötü oynayan kazanır, hakem olarak senin görevin gördüğünü çalmak, futbolun adalet terazisiyle oynamak değil.
2 -2 biten ve Fenerbahçe’nin daha üstün oynadığı bu maçta yaşananlar gibi futbol iyi oynayanın mutlaka kazandığı bir oyun değildir. Yalnızca daha fazla gol atanın kazandığı bir oyundur. Bazen o top girmek istemez, hakeme çarpıp gol olan pozisyonlar var, gol olacakken hakeme çarpıp çıkanlar var, boş kaleye gitmekte iken kale önündeki su birikintisine takılan toplar var, direkten dönenler var, 3 direği bir bilardo topu misali ziyaret edip kaleye girmeyen toplar var.
İşte aynen böyle kale direği gibi, rüzgar gibi, kar gibi, yağmur birikintisi gibi skora etki eden, maçın kaderini etkileyen etmenlerden biri de hakem. Görmemiş olabiliyor, yardımcıları tarafından yanlış yönlendirilmiş olabiliyor, yanlış açıdan pozisyonu izlemiş, yanlış görmüş olabiliyor.
Art niyetli dediğimiz, şunun bunun adamı dediğimiz emir alan hakemleri de gördük elbet ancak art niyet aramadan önce hakemi de kale direği gibi görüp hakkımız yendi diye isyan etmesek sanki daha doğru bir hareket yapmış oluruz.
O maçta 4 topun direkten dönebilir ama maç 0-0 berabere bitebilir gibi gibi.
Bu sene Fenerbahçe lehine ortalama nerdeyse iki kaçta bir penaltı çalındı. Gökhan’ın pozisyonundan Antep maçında gelen penaltı ve Erciyes maçındaki pozısyon bana göre penaltı değil. Gökhan kendini attı, Erciyes maçında da hakem pozisyonu yanlış süzdü. Onun dışındaki tüm penaltılar temiz hatta verilmemiş de pek çok penaltı var.
2005 – 2006 sezonu 29. haftasından 2006- 2007 32. haftasına kadar tam 33 hafta
2006 -2007 sezonu 32. haftasından 2007- 2008 sezonu 22 haftasına kadar tam 22 hafta Fenerbahçe lehine penaltı çalınması.
Ayrıca 11 Ağustos 2000’den 11 Eylül 2002 tarihleri arasında tam 34 deplasman Fenerbahçe penaltı kazanamazken, Galatasaray deplasmanında tam 23 yıldır penaltı kazanamıyor.
Bu rakamlar ne kadar normalse Fenerbahçe’nin bu sezon kazandığı penaltı sayısı da o kadar normal, Fenerbahçe’nin bu sezon kazandığı penaltı miktarı anormalse yukarıda belirttiğim istatistik ne peki ?
Birileri üşenmemiş son 15 yılı mercek altına almış. GalatSaraya verilen penaltı sayısı şu ana kadar 83, Fenerbahçe’nin penaltı rekoru kırdığı bu sezon değil 72 !
Arada hala 11 fark penaltı var, düşünün ki kim kayrılmış, kim mağdur olmuş eğer gerçekten de bir art niyet varsa.
Fener 1.5 sene penaltı kazanamazken oturup seyredenler bu gün isyan ediyor. Pehhh !!
Madem son 15 yılı baz alıyoruz, emek hırsızı Burak’ın hakemleri aldattığı en az 10 penaltıyı çık, tamam iste verilen penaltılar dengeli, bu kadar basit.
Yıllarca Pen6saray dediler, bak ben her şey normal, ağlama Melis diyorum.
Burak Yılmaz diyorum, Arif Erdem diyorum.