https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

TARAFTARLARININ KURDUĞU KULÜP, AFC WIMBLEDON…

Okunması Gerekenler

TARAFTARLARININ KURDUĞU KULÜP, AFC WIMBLEDON…

Bu yazımda İngiltere League One’da yer alan AFC Wimbledon’ın kuruluşunu, tarihini ve mevcut durumunu sizlerle paylaşacağım. Wimbledon, Londra’nın güneybatısında, yaz aylarında dünyanın en önemli tenis turnuvalarından birine ev sahipliği yapan kendi halinde bir Londra banliyösüdür. AFC Wimbledon’ı anlatmaya başlamadan önce kulübün köklerinin dayandığı Wimbledon FC’den bahsetmek istiyorum.

1889 yılında kurulan Wimbledon FC, uzun yıllar boyunca alt liglerde mücadele ettikten sonra, 1977 senesinde profesyonel lige çıkmıştır. 1986’dan 2000 yılına kadar 1. Lig / Premier League’de Ada futbolunun devlerini dize getirmeyi başarmıştır. Kendine has kültürü ile takımına sevdalı 15 bin kapasiteli Plough Lane Stadı’nı dolduran Wimbledon sakinlerine nice unutulmaz maçlar yaşatmıştır. 1988 senesinde oynanan Federasyon Kupası finalinde, dönemin en iyi takımı Liverpool’u 1–0 yenerek kupayı müzesine götürmüştür. O yıllarda İngiliz takımlarının Avrupa Kupalarından men edilmiş olması nedeniyle, bir sonraki sezon Kupa Galipleri’nde yer alamamışlardır. Wimbledon FC, oldukça da eğlenceli bir takımdı. Oyuncular genellikle birbirleriyle şakalaşırlardı. Hatta zaman zaman hocalarıyla bile şakalaştıkları görülüyordu. Bu yüzden onlara “ The Crazy Gang” denmeye başlanmıştı. Futbol tarzları ise büyük bir eleştiri konusuydu. O dönem oldukça komplike ve düzenli oynayan İngiliz takımlarının aksine amatörce ve basit bir oyun felsefesine sahiplerdi. Bir defasında Gary Lineker Wimbledon FC hakkında “Onları teletexten takip etmek en iyisidir” demişti.

Bu tarihi başarının ardından zamanla maddi sorunlar ile birlikte, kısmen ilgisizlik ama en önemlisi takımda iz bırakmış futbolcuların birer ikişer kaybetmiş olması nedeniye düşüş yaşanmaya başlanmıştı ve en nihayet 14 Mayıs 2000’de, o unutulmaz kupa zaferinin 12. yıl dönümünde Premier Lige veda ettiler. Küme düşmesine rağmen dönemin bilinen teknik direktörü Terry Burton ile yollarını ayırmayan sarı lacivertliler, 2000–2001 ve 2001–2002 sezonlarında Play-Off maçlarına katılma şansını son haftalarda kaybetmişti. 2000- 2001 sezonunun sonunda Burton’un görevine son veren kulüp yönetimi, o senenin Ağustos ayında tarihi bir kararla Wimbledon FC’yi, Londra’nın dışına, Milton Keynes kasabasına taşıma kararı aldı ve gerekli izinler için federasyona başvurdu. 28 Mayıs 2002’de, İngiltere Futbol Federasyonu, bu değişime izin verdi.

Şimdi gelelim, bu stadyum değişikliğinin altında yatan sebebe… Wimbledon FC, maçlarını 1912-1991 yılları arasında Plough Lane’de oynamakta idi ama stadın yenilenmeye ihtiyacı vardı. Kulüp başkanı maddi yükümlülükleri yerine getiremeyeceğini anladığında başka bir statta oynama fikrini ortaya atmıştı. Bundan sonra Crystal Palace ile ortak olarak Selhurst Park’ı kullanmaya başlamışlardı. 2000 yılına gelindiğinde ise büyük bir maddi kriz onları bekliyordu. Takım bir türlü yeni stada taşınamıyordu. 2001 yılında ise Milton Keynes’e taşınma fikri ortaya atıldı. İngiliz iş adamı Pete Winkelman, Milton Keynes bölgesinin bir futbol takımına ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Bunun için öncelikle bölgenin futbol stadyumuna ihtiyacı vardı. ASDA ve IKEA’nın yatırımlarıyla 200.000 kişinin yaşadığı bölgeye 22.000 kişilik bir stadyum yaptırdı. Daha sonra bu bölgeye taşınması için bazı kulüplerle temasa geçti. Wimbledon FC, o zamanlar maddi krizdeydi ve yeni bir stadyuma ihtiyaçları vardı. Wimbledon FC başkanı Charles Koppel konuya sıcak bakıyordu ancak ortada bir sorun vardı. Daha önce İngiltere’de hiç bir takım yer değiştirmemişti. İngiltere Futbol Federasyonu da taşınmanın kurallara aykırı olduğunu söylüyordu. Milton Keynes lobisinin baskılarına dayanamayan Futbol Federasyonu Wimbledon FC’nin Milton Keynes’e taşınmasına karar verdi.

Ancak taraftarların büyük bölümü Wimbledon semtinden asla ayrılmayacaklarını, kulübün köklerinin bu semtte olduğunu, tarihe ihanet etmeyeceklerini açıklayarak, kendi kulüplerini kurma kararı aldılar. Kısa sürede Milton Keynes’e taşınan kulüp “MK Dons” adını alırken, bu oluşuma katılmayan taraftarlar, AFC Wimbledon’ı (Association Football Club Wimbledon değil, A Fan’s Club Wimbledon) kurdular. Oluşumun başında, 1967 doğumlu muhasebe uzmanı ve çocukluğundan beri takıma gönül vermiş Kris Stewart vardı. En alt lig olan “Combined Counties League Premier Division”dan başlayacakları serüvende kadroyu
oluşturmak için yapılan seçmelere 230 futbolcu adayının katılmış olması kayda değerdir. AFC Wimbledon, Wimbledon FC’nin renklerinden vazgeçmemişti. O takıma gönül verenler, bir zamanlar Premier Lig’de izledikleri sarı-lacivertlileri, bundan sonra amatör kümelerde izleyecek olmalarına rağmen hallerinden memnun görünüyorlardı.

Sarı-lacivertliler, “Combined Counties League Premier Division”daki ilk sezonunda, son 11 maçını kazanarak ligi ancak üçüncü sırada bitirebildi. Bir üst kümeye terfi etme şansını kaybetmişti ama o sezon ortalama 3.000 taraftara oynamış olmaları çok önemli idi. İşin ilginç tarafı, eski kulüp Wimbledon FC (yeni adı ile MK Dons) o sezon championship’te mücadele etmesine rağmen, AFC Wimbledon’un ortalama taraftar sayısını yakalayamamıştı. 2003-2004 sezonuna fırtına gibi giren AFC Wimbledon, ligde oynadığı ilk 21 maçını kazanarak dikkatleri üzerine çekti. Sezonun ilk beraberliğini 10 Ocak 2004 tarihinde alırken, bir önceki sezonun sonunda yakaladığı galibiyet serisini 32 maça çıkarmıştı. AFC Wimbledon, Şubat 2003’ten Aralık 2004’e kadar 78 maçta yenilgi yüzü görmedi. O sezon “Combined Counties League Premier Division”ı şampiyon olarak bitiren AFC Wimbledon, bir üst amatör küme olan “Isthmian League First Division”da oynamaya hak kazandı. Sonraki sezonu açık ara şampiyon olarak bitirdi ve “Isthmian League Premier Division”da oynamaya hak kazandı. O dönemde oynadığı 78 lig maçını yenilgisiz olarak kapatan takım, ilk kez ülkenin önemli kupası olan Federasyon Kupası ön elemelerine katıldı ve üçüncü tura kadar yükseldi. 2007–2008 sezonunda “Conference South” Ligi’ne terfi eden sarı-lacivertliler, bir sonraki sezonu da şampiyon olarak bitiridi. 2009-2010 sezonunu “Conference National”da oynayan AFC Wimbledon, 21 Mayıs 2011’de Luton Town’u play-off finalinde penaltılar sonucunda 4-3 mağlup ederek profesyonel liglere adım atmayı başardı.

Maçlarını oynadıkları 4.850 kapasiteli Kingsmeadow Stadı 1989 senesinde inşa edilmiş ve aynı zamanda bölgenin amatör takımı Kingstonian FC’ye de ev sahipliği yapıyordu. İngiltere 4.Lig, günümüzdeki adıyla League Two’da beş sezon geçiren AFC Wimbledon 30 Mayıs 2016’da Plymouth Argyle’i play-off finalinde 2-0 yenerek League One’a yükselmiştir. 2016-2017 sezonundan bu yana League One’da mücadele etmektedir.

AFC Wimbledon’ın en büyük rakibi hatta düşmanı, tahmin edebileceğiniz gibi aynı ligde mücadele ettikleri MK Dons’tur. MK Dons kulübünün Wimbledon FC’nin tüm başarılarını ‘çalması’ ve takımı gerçek taraftarlardan koparıp yerini ve ismini değiştirmesi bu rekabetin doğmasındaki en büyük etkendir. Wimbledon FC’nin isminin MK Dons olarak değiştirilmesinin ardından AFC Wimbledon, eski kulüplerinde kazanılan kupaların kendi müzelerinde yer alması gerektiğini belirtti. MK Dons, AFC Wimbledon’ın teklifini kabul etmeyip uzun süre kupaları iade etmemekte direndiyse de İngiltere Taraftarlar Birliği, bu
kupaların AFC Wimbledon’a verilmediği taktirde MK Dons taraftarlarını tanımayacağını açıklamıştır. Bunun üzerine Wimbledon FC döneminde kazanılan kupaları AFC Wimbledon müzesine taşınmıştır. AFC Wimbledon’ın MK Dons dışında rekabet içinde olduğu diğer kulüpler Crawley Town ve Sutton United’dır.

AFC Wimbledon, kurulduğu günden 2020-2021 sezonuna kadar maçlarını 4.850 seyirci kapasiteli Kingsmeadow stadında oynuyordu. 03 Kasım 2020’de, 9.300 seyirci kapasiteli Plough Lane Stadyumu’na taşındılar. Takımın teknik direktörlüğünü 17 Şubat 2021’den beri Mark Robinson yürütüyor. Bu sezon League One’da Robinson yönetiminde 21 maça çıkan AFC Wimbledon, 6 galibiyet, 7 beraberlik ve 8 mağlubiyet alarak 25 puan topladı. 24 takımlı ligde şu anda 18. sırada bulunuyor. Kulübün geçmişine ve kültürüne bakarak, AFC Wimbledon’ın en azından “League One”da kalıcı olacağını, 5 yıl içinde de Championship’e çıkabileceğini düşünüyorum.

Saygılarımla,

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: halit.giray@abcspor.com

twitter: @halitselimgiray

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesce soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular