GÜVENOYU
Bir insan yeteri kadar cesur değilse aşka bulaşmayacak arkadaş.
Fenerbahçe sevgisi de bir aşktır, yeterince cesur değilsen de kabul etmeyeceksin öyle görevleri, bu sözlerim Erol’a..
Bir insan korkmasına rağmen de cesur olabilir. Cesur olmak yerine göre biraz aptal olmayı da gerektirir, bunlar da ayrı konu ama şunu bir Fenerbahçe hocası bilmelidir ki, Fenerbahçe yenilmez, en fazla maç kaybeder..
Erol Bulut’un bugün çıkarmış olduğu 11 olması belki olması gereken ya da bel taraftarın kafasındaki Fenerbahçe 11’i değildi ama en azından Hatay maçına göre daha ofansif bir 11’di, gelişme olarak kabul ediyorum, yüreklere su serpildi biraz.
Stoperde Tisserand’ı tercih etmiş, bir risk daha almış, Samatta’ya başlamayı ise fazla risk olarak görmüş Erol Bulut. Hoca tercihidir eyvallah ama Deniz tercihini ben anlayamadım, MHY de kanat oynayabilir, orta sahaya daha fazla destek verebilirdi, anlayamadığım nokta Deniz’in Fenerbahçe’de ne işi var ve kendisinden ne bekleniyor, yetmedi mi bugüne kadar oynadığı.
Milli oyuncu falan anlamam ben; Bu konuda çokok iyidir, ligin en iyilerindendir diyebileceğim hiç bir numarası yok ve bu adam bonservisli alındı.
İki takımda oynatmamak için sahaya çıkmıştı, bu görüntüye aslında alışkınız ama alışkın olmadığımız şey bu kadar faulle duran bir derbiyi uzun süre seyretmemiş olduğumuzdu, 11 tane sarı kart oldu maçta.
Marcao, Lyundama ve Taylan yerden hiç kalkmadılar, faulle duran anları da eklediğimiz de forvet oyuncuları için durumun ne kadar zor olduğunu anlayabiliyoruz, bir türlü ısınamadılar maça.
Galatasaray ilk yarıda biraz daha üstün olan, pas trafiğini daha iyi sağlayan takım olarak göze çarptı, oturmuş bir kadroları var, kendi sahalarında oynuyorlar, normaldir ancak sadece bir kez etkili oldular, onda da Altay iki hamlede golü önledi..
İkinci yarıda oyuna daha adapte olmuş, daha fazla maçı isteyen ve dağınıklığı ve çekingenliği üstünden atmış bir Fenerbahçe izledik ama ilk 25 dakika. Maç bir ara tenis maçına döner gibi de oldu ama sonrası yine ilk yarıdaki gibi kör dövüşüne döndü ve maç başladığı gibi bitti..
Fenerbahçe konuşalım. Caner, Gökhan ve Sosa çok iyi transfer ve nokta atışı. Diğer transferleri konuşmak için erken..
Las Palmas’lı taraftarlar Lemos gitti diye göbek attı, bayram yaptı, Twitter capslerini sosyal medya hesabımdan paylaşmıştım, iki maçtır oynuyor, bu göbek atma olayının sebebini anlayamadık. Taraftarın futbol bilgisi ince nüanslarda yanıltıcıdır ama çok iyi ve çok kötü ayrımında yanılmazlar öyle kolay-kolay, bekleyip görelim.
Tisserand ilk yarıda tutuktu, çok fazla sayıda geri pas yaptı, ikinci yarıda birden açıldı, bana şimdilik güven verdi..
Valencia da anlatıldığı kadar kötü değil, çok hareketli, istekli, yıpratıcı ama oynadığı pozisyon itibariyle fazlasını yapamaz, 4-4-2’nin ikincisi..
Thiam boş topçu, bu lafı umarım yedirir bana ama hiç sanmıyorum, yazık..
Samatta first touch anlamında iyi gibi duruyor ama çok az top aldı, çözemedik..
Oyunun teknik kısmına gelince Fenerbahçe soyunma odasından pozitif çıktı, durdurmak isteyen bir Fenerbahçe’den oynamak isteyen bir Fenerbahçe’ye evrilmişti, bana göre Fenerbahçe ikinci yarının mutlak hakimiydi ama Kaleci Fatih bırakın gol yemeyi, gol bile kurtarmadı.
Gustavo-Sosa-Ozan üçlüsü bence iyi maç çıkardılar ama önlerindeki üçlü kalite olarak ayak uydurmadı, maçın özeti bence bu paragraf, umarım kaybedilen ligin de özeti olmaz.
Ferdi henüz toy, Rodrigues sanıyorum gidici, Thiam’ı hiç saymıyorum bile, bu kanatlarla lig bitmez. Bu kanatlarla Cavani’yi alsan ne yazar..
Samatta pivot santrfor değil ama en azından top tutabilirse çok faydalı olur ama şampiyon yapacak kadar pivotumsu oynar mı bilmiyorum..
Özellikle ilk yarıda Fenerbahçe ileride top tutamadı, bu yüzden oyuna da tutunamadı.
Erol Bulut çıkardığı 11 itibariyle taraftardan geçer not almıştır kanaatindeyim ama Deniz konusundaki yanlışını cok uzun süre devam ettirdi. Hatay maçında bir B planı olmadığını görmüştük, mutlaka vardır ama bu maç ben bir A planı da görmedim ama ilk 11 çok daha iyiydi önceki maça göre, şimdilik eleştirmiyorum, kendisine güvenmek istiyorum..
Maç tenis maçına döndü demiştim bir ara, O arada MHY ve Sinan hamlelerini bekledim, fark yaratabilirlerdi..
Ayrıca Erol Hocam, Ozan Ozan’dır, bunu görmene sevindik. Futbolun iki yönünü de oynar Ozan, kafa golü atar, şutu var, kontraya çıkarır, Tolga ile kıyaslanmaz bile.
Bugün yine çok beğendim Ozan’ı, 3 sarı karta sebep oldu, “ne şişi yakayım ne kebabı, bu maç beraber bitsin, 11’e 11 bitsin” kafasında bir hakem değil de ecnebi bir hakem bu maçı yönetseydi o sarılardan bazıları kırmızı da olurdu..
Son olarak şunu söyleyebilirim, Fenerbahçe şu haliyle kontra takımı hüviyetinde, maalesef ve üzülerek söylüyorum mevcut ileri üçlünün skor olarak geriye düşülen maçlarda ve dahi Kadıköy’de kilit açması çok zor..
Bu hafta gelmesi beklenen iki oyuncu Fenerbahçe’nin kaderini belirleyecek ama bu maç özelinde sahadaki mücadele, geri dörtlü, orta saha güven oyu aldı diyebiliriz, şimdi top yönetimde..
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907
