https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

DOST KAZIĞI

Okunması Gerekenler

DOST KAZIĞI

Belçika’nın Fransa sınırına yakın bölgesinde yer alan Ypres (Ieper) kenti küçük bir şehir olsa da tarihteki yeri şehrin ününü kendi yüzölçümünden de büyük kılmaktadır. Birinci Dünya Savaşı’nda Almanlara karşı İngiliz-Fransız ve Belçika ortaklığındaki Müttefik Kuvvetlerin toplam 3 kez savaştığı bir yerdir ve savaşın en kanlı muharebeleri Gelibolu ile beraber orada vuku bulmuştur.

Savaşın şiddeti o kadar büyüktür ki, ilk kimyasal bomba da Ypres’te kullanılmıştır. Bu savaş Almanlar’ın Manş Denizi’ne ulaşmasını engellemek için yapılmış; geciktirme ve engelleme konusunda başarılı olmuştur. Bir nevi Türk Ordusu’nun Gelibolu’da İngilizler’e yaptığını, onlar da iki müttefiki ile beraber Almanlar’a karşı yapmıştır.

O günden beri her gün saat 20.00’de Ypres’e gelen İngilizler’in de katılımı ile şehit olanlar anılır. Şehrin giriş kapısı olan Menin Gate’in tüm duvarlarında şehitlerin isimleri yazar ve o insanlara her gün şükranlarını sunarlar. Bu törene tanıklık etmiş birisi olarak iki ülkenin 100 yılı geçen bu iş birliği ve vefasına şapka çıkardığımı da eklemek isterim.

Ta o günlere dayanan İngiliz-Belçika dostluğunun modern zamanda milli seviye futbolda ilk sınandığı yer 26 Haziran 1990’da Bologna’daydı. 119. dakikada, o turnuvaya kadar kimsenin adını bilmediği, David Platt’ın volesi tarihin en başarılı Belçika jenerasyonlarından Scifo, Preud’homme, Gerets, Van der Elst ve Ceulemans’lı kadronun evine dönüşünü, Bobby Robson’un İngilteresi’nin de dördüncülüğe yürümesini sağlamıştı. Bir önceki turnuvanın dördüncüsü bir sonrakinin dördüncüsüne yenilerek bir jenerasyonu tarihin yapraklarına kaydetti ve sahneden çekildi.

O günden bugüne tam 28 yıl geçti ve bu sefer gruplarda “birinci olmamak” için karşı karşıya geldiler. Belçika’nın son üç turnuvadır “gizli favori” sıfatı taşıyan ama bir türlü “aleni favori” kıvamına gelemeyen jenerasyonu ile kabuk değiştiren genç İngilizler’in maçı bizlere dostluk atmosferi olarak I. Dünya Savaşı günlerini hatırlatsa da daha tecrübesiz ve kendini gösterme ihtiyacı olan çok fazla oyuncu barındıran Belçika “yanlışlıkla” da olsa maçı kazandı.

Her ne kadar bu sefer gruptan çıkamamış olan Almanya herhangi bir tehdit oluşturmuyorken kendilerine Brezilyasız bir hayat tercih etmek istemiş olsalar da futbol geçmişleri çok eskiye dayanan bu iki ülkenin edilgen durumları gerçekten can sıkıcıydı.

Maçtan sonra Garry Lineker’in yorumu aslında her şeyi açıklıyordu. Özetlemek gerekirse Brezilya ile oynamaktan kaçacaksan Dünya Kupası’nda ne işin var, diyordu. Gerçekten de öyleydi. Belçika, İngiltere’ye karşı Dünya Kupaları’ndaki ilk galibiyetini başka türlü de alabilirdi ama olmadı, maalesef. Atalarının I.Dünya Savaşı’nda gösterdiği dostluğu muhtelif şekilde dünyaya gösterme şansı vardı ama pragmatik yaklaşımlara kurban edildi. Kıran kırana bir maç olsaydı hem olası çeyrek final rakibi olan Brezilya’ya kaygı verilirdi hem de futbol dünyasına eğlenceli bir ortam sunulmuş olurdu.

100 yıl önce siperlerde kurulan dostluktan birbirilerine ikram edilmeye çalışılan grup birinciliğine uzanan yolun finali nasıl olacak herkes için mutlak bir merak konusudur.

L’Equipe gazetesinin maç sonrası sürmanşetten des dediği gibi “Kazananın aslında kaybettiği” bir atmosferde dostların birbirlerine atmaya çalıştığı kazığı izledik ve tarihe not düştük.

Aslına bakarsanız tarih her zaman küçük hesap peşinde koşanları bir sonraki turlarda sorguladı. Ve küçük hesapçıların hayal ettikleri zaferlere erişimlerini kısıtladı.

Okyanusta boğulmayı çayda boğulmaya tercih edemeyenlerin sonu ne olacak göreceğiz?

Herkese sıhhat, akıl, huzur ve spor dolu bir hafta diliyorum.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: osman.cetin@abcspor.com

twitter: @msdoc78

 

Son Haberler

OLMUYOR

Bütün maçlarımız bıçak sırtı. Kalmadı kredimiz. Sürekli ölüm kalım için sahaya çıkıyoruz. Böyle olunca da öne geçmek şart stresi azaltmak için. Yapamadık...

Benzer Konular