Hafta içinde, 13 Mayıs 2014 Salı günü Soma’da bir maden ocağında olan ve tüm Türkiye’yi yasa boğan faciada, yüzlerle ifade edilen sayıda Madenci kardeşimiz can verdi, şehit oldu. Galatasaraylı oyuncular 17 Mayıs 2014 Cumartesi günü, maç öncesi sahaya şehit madencilerin anısına, başlarında Soma’nın, madenlerin simgesi madenci baretleri ile geldiler. Maça ise oyuncular ellerinde taşıdığı “Ne sarı ne kırmızı her yer kömür karası” pankartı ile çıktılar. Şehitler anısına saygı duruşu yapıldı. Karşılaşma bu atmosfer altında kadın ve çocuk seyircilerin yoğun tezahüratı altında başladı.
Galatasaray, Kayseri Erciyesspor ile oynadığı Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan katılım açısından önemli olan bu karşılaşmadan Burak Yılmaz ve Umut Bulut’un attığı gollerle 2-1 galip ayrıldı. Galatasaraylı oyuncular maç boyunca istekli ve arzuluydular. Galatasaray ligin son karşılaşmasında maçı ve Şampiyonlar ligine doğrudan katılım hakkını kazandı.
Galatasaray takımı, yöneticileri ve taraftarlarının üzerinde SOMA kentinin ayrı bir de anısı vardır. Ali Sami Yen stadına maça giden taraftarlar bilirler,Galatasaray’ın her maçında statta asılı bir pankart ve arkasında takımını sürekli destekleyen vefalı taraftar gurubu herkesin dikkatini çekmiştir. ”SOMA KÖMÜR DİYARI ŞANLI GALATASARAY’A BAŞARILAR DİLER” Soma kömür diyarında yaşanan facia Galatasaray takımını, yöneticilerini, taraftarlarını bu yönden de etkilemişti. Galatasaraylı yöneticilerin faciadan hemen sonra Soma’ya gitmeleri destek olmaya çalışmaları, yardım elini uzatmaları, hemen hemen tüm spor kulüplerimizin ve tüm kamuoyunun aynı benzer duyguları paylaşmaları, dayanışma ve birlik mesajları vermeleri yaşanan faciadan duyduğumuz derin üzüntüye rağmen ileriye umutla bakabilmemiz açısından bir ışık oldu.
Benim çocukluğum bir başka kömür bölgesinde geçti. Zonguldak, Ereğli, Kandilli Armutçuk kömür bölgesinde doğdum. Babam madenciydi. Soma’da yaşanan facia beni aldı çocukluğuma götürdü. O yaşlardan bu yana, tüm maden kazaları beni çok etkiler günlerce kendime gelemezdim. Aklıma Maden ocağında olan kazalardan sonra ocakta çalışanların, ocaktan çıkışını sağlayan varagel(raylı vagonlu bir sistem) başında onların çıkışını bekleyen, çalışan yakınlarının bekleyişleri gelirdi .Kimileri sessizce beklerken,kimileri çılgınca bağırıp, ağlayışları ile yürekleri dağlardı.Bazen bekleyiş çok uzar, bekleyen kalabalıklar yetkililerin hiçbir sözüne inanmaz, asla varagel başını terk etmez bekleyişlerini sabahlara dek sürdürürlerdi.Sonra birden varagel çalışmaya başlar.Bir vagonu aşağıya inerken bir diğeri yukarı çıkmaya başlar, herkes yaklaşan varagele bakmaya başlar içindekileri seçmeye çalışırdı.Gelenlerin hepsi birbirine benzerdi,başlarında baretler, yüzleri simsiyahtı gözlerini görmeden onları tanıyamazdınız.Maden kazasında ölen varsa onların yukarıya çıkarılışı, bekleyen kalabalıkta büyük dalgalanmalara, dayanılmaz feryat ve figanlara neden olurdu.Soma’da yaşanan facia beni o günlere götürdü.Madende şehit olanların acısını tüm milletimiz gibi içimde, yüreğimde hissettim.
Soma’da kan var, acı var ve ölüm var. Soma’da kömür ocakları var, 13 Mayıs 2014 Salı günü kömür ocağında olan patlama sonucunda çıkan yangın bir faciaya dönüştü. 17 Mayıs 2014 akşam saatlerinde maden ocağında ölen, ŞEHİT OLAN madenci sayısı resmi ağızlardan 301 olarak açıklandı.
Madende tehlike, karanlık, bolca kömür tozu ve yüksek sıcaklık vardır. Madende baretin, maskenin, ışığın ve suyun önemi büyüktür. Madenciler çok susar ve genelde en büyük istekleri kana kana su içmektir.
Şehit madencilerimizi yan yana kazılan mezarlarda sonsuzluğa uğurladık, beraber öldüler beraber gömüldüler. Başlarına su testilerini koyduk, kısa ömürlerinde içmeye doyamadıkları suyu kana kana içebilsinler diye .
Maden ocağında ölüm, madencilerin kaderi değildir. Önlem alınmazsa, çalışanlar eğitilmezse, çalışanları korumak adına işyerine yatırım yapılmazsa, çalışanlar koruyucu teçhizatlarla donatılmazsa tehlike sınıfı yüksek tüm işyerlerinde ölüm olabilir. Ama Soma’da yüzlerle ifade edilen sayıda ölüm hiçbir şekilde kabul edilemez.Şu ana kadar yetkililerin yaptığı açıklamalar olayı açıklamaktan uzak. Çocuklar babasız,anneler babalar oğulsuz,eşler kocasız kaldı.301 madenci şehit oldu.Artık hiçbir şey eskisi gibi olmamalı.Bu faciadan ders almalı,geride kalanlara tam anlamıyla sahip çıkmalı, gerekli önlemleri alarak çalışanlarımızı eğitmeliyiz. Onları tam güvenli iş yerlerinde, iş alanlarında çalıştırmalı ve oralarda koruyucu teçhizatlarla çalışmalarını sağlamalıyız.Bu facia karşısında milletçe ve kulüplerimiz düzeyinde nasıl bir anlayış ve dayanışma içine girdiysek onu hep sürdürmeliyiz.Kulüp yöneticilerimiz,oyuncularımız, taraftarlarımız bundan sonra birbirlerine düşmanca değil kardeşçe, dostça yaklaşmalı birbirlerine karşı anlayışlı olmalı, anlamsız ben merkezli suçlayıcı demeç ve bildirilerden özenle kaçınmalıyız.
13 Mayıs 2014 bir başlangıç, bir dönüm noktası olmalı, spor dünyamızda ve tüm ülkemizde dostluk ve barış hakim olmalıdır. Bunu SOMA’da sonsuzluğa uğurladığımız 301 şehidimize borçluyuz.