Bugün, 07.05.2014 Çarşamba Konya’da 52.Ziraat Türkiye kupası final maçı Galatasaray ve Eskişehir takımları arasında oynanıyor. Takımlar ve taraftarları Konya’ya geldiler. Onlar ile birlikte Konya’ya Mevlana’nın o güzelim şehrine şiddet, hoşgörüsüzlük, tahammülsüzlük ve kaba kuvvet de geliyor. Maç öncesi çıkan olaylarda yanında küçük çocuğu olan Galatasaraylı bir taraftar kırık bir bira şişesi ile karnından yaralanıyor.
Ülkemizde vahim olaylar oluyor,hiç kabullenmek istemesek de spora şiddet hâkim oluyor. İnsanların yaralandığı, çocukların şiddetle tanıştığı olaylardan sonra maç başlıyor.Çekişmeli güzel bir maç, hakem maçı iyi yönetmeye çalışıyor, Galatasaray aleyhine olan faulleri genelde göremiyor, kaçırıyor. Maç sakin bir ortamda Galatasaray’ın galibiyetiyle sonuçlanıyor.
Galatasaray 52.Ziraat Türkiye Kupasını Wesley Snaijder’in attığı golle Eskişehirspor karşısında 1-0 kazanıyor ve 9 sene sonra tekrar şampiyon oluyor. Galatasaray takımı bu sene tüm branşlarda 86 madalya alarak,17 kupa ve 2 de Avrupa şampiyonluğu kazanarak rekor kırmış büyük bir başarıya imza atmıştı. Aslında ben bugün bu başarıları ele alacak 9 yıl aradan sonra kazanılan Ziraat Türkiye Kupasını ve kazanılan diğer madalya,kupa ve şampiyonlukları değerlendirecektim ama spora şiddetin hakim olması her karşılaşma öncesi, maç içinde ve maç sonucunda şiddetin kendini göstermesi buna mani oluyor. Şiddet taraftarlık zevkimizi içimizdeki coşkuyu açığa vurmayı sevincimizi engelliyor.
Takım yöneticileri, anlık başarılılarının nimetlerinden yararlanmak, başarısızlıklarının faturasını ödememek için taraftarları kışkırtıcı demeçler vererek dikkatleri başka yöne çekiyorlar.Yazılı veya görsel medyada en öne çıkmak veya manşetlerde yer almak için en sivri sözleri söyleyip,en uç fikirleri savunuyorlar.
Eski futbolculardan oluşan bazı futbol yorumcuları, tıpkı yöneticiler gibi en sivri ve en uç fikirleri söyleyip ertesi gün yazılı medyada manşetlerde yer kapmaya çalışıyorlar ve genelde başarılı oluyorlar. Takım yöneticilerinin demeçlerine, karşı takım yöneticilerinin cevap vermesi veya takımların karşılıklı bildiri yayımlaması olayları daha abartılı hale getiriyor.
Sanki yazılı medyamız sanal olarak büyütülen ve kişilerin genelde egolarını tatmin amacı olarak kullandıkları bu demeçleri yayınlayarak tirajını arttırıyor. Olayların bu şekilde gelişimi taraftar guruplarını etkiliyor ve onları en ufak olayda taşkınlığa yatkın hale getiriyor. Spor sahalarımızda fanatizmin etkisinde olaylar gelişiyor ve hiçbir spor müsabakası olaysız sonuçlanmıyor. Hele spor karşılaşması sonucunda , birincilik veya şampiyonluk söz konusuysa olaylar doruklara tırmanıyor. Saha içi ve saha dışı olaylar sporun, alınan sonucun hatta şampiyonluğun önüne geçiyor. Kaybeden taraf ayrı yönden, kazanan taraf diğer yönden olaylara bakıyor, demeçler, bildiriler, suçlamalar birbirini izliyor, uzayan tartışma ortamı, söylenen uç sözler gerginliği artırıyor, sporun ulvi ve vazgeçilmez özelliklerini zedelemeye başlıyor.
Bunların sonucunda taraftarlar, fanatikler daha fazla etkileniyorlar, konuşmalar demeçler, bildiriler birbirini tetikliyor ve zincirleme anlamsız olaylar oluyor. Daha sonra soruyoruz bu olay veya olaylar neden oldu? Hiç kimse olaylardaki payını kabullenmiyor, sadece karşı tarafı suçluyor ve böylece ne olursa olsun kendisinin kazandığını,kendisinin haklı olduğunu düşünüyor.
Sporumuzda olayların gelişimi, artık takım yöneticilerimizin sorumlu davranmaları gerektiğini, sadece kendilerini veya takımlarını değil, tüm spor kamuoyunu, karşı takım taraftarlarını ve halkımızı düşünmeleri gerektiğini ortaya koymuştur.
Sporumuzda gelişen olayların önlenebilmesi için, başta Futbol Federasyonu yöneticileri olmak üzere tüm takım yöneticileri ve oyuncuların sorumlu davranmaları,sporun ilkelerine uygun hareket etmeleri,sevgi ve barıştan yana tavır almaları gerekmektedir.
Federasyon ve takım yöneticilerinin, oyuncuların, aksi tavır ve davranışları olayları tamamen körükleyecek ve içinden çıkılmaz bir hale getirecektir. Bu olgu, tüm spor branşlarında yer alan liglerimizin değerini düşürecek, bundan tüm takımlarımız zarar görecektir.
Spor Kamuoyunda ve sporu yönetenlerde, itidalin, sağduyu ve toleransın hakim olması, tüm takımların ve taraftarların birbirlerine sevgi ve anlayışla yaklaşmaları toplumca üzüleceğimiz anlamsız olayların ve gerginliklerin önüne geçecektir. Dileğimiz, şiddeti değil sporu konuşmak ve yazmaktır.
Yazımıza sporla başladık, sporla bitirelim.. Galatasaray 9 yıl aradan sonra Ziraat Türkiye Kupasını kazanıyor, Şampiyon oluyor.Takımın başarısında emeği geçen herkesi kutluyoruz.