Maç öncesinde, Sloukas’ın yokluğuna boğucu atmosferi eklediğimizde, otoritelerce çok zorlu geçeceği düşünülen karşılaşmadan, Fenerbahçe adeta güle oynaya 23 sayı farkla galip ayrıldı.
Maça çok iyi savunmayla başlayan ve 7-0’lık bir seri yakalayan Fenerbahçe, ilk basketini 3.dakikada yerken, sonrasında çeyreğin ortalarında kazanılan 6 faul atışından sadece 1’inde isabet bulunca farkı açamayarak ev sahibi ekibin direncini arttırdı. Kızılyıldız ilk kez 8.dakikada 15-14 ile öne geçti. İlk çeyreğin 2.yarısına Quincy Miller ağırlıklı sayılar damga vururken, son saniyede Dixon’ın basket-faulüyle periyot 23-20 sona erdi.
2.periyotada da çok iyi başlayan sarı lacivertliler, ilk sayıları 5.dakikada yerken, bu aynı zamanda da en önemli silahları, istatistik canavarı Maik Zirbes’in ilk basketi oldu. Zirbes’i ikili kapanlarla kilitleyerek ev sahibi ekibin adeta atardamarını kesen Fenerbahçe, bitime 50 saniye kala Datome üçlüğüyle ilk kez çift haneli farka ( 39-28 ) ulaşırken, devreyi de Ekpe Udoh’un basketiyle 13 sayı farkla önde kapadı ( 41-28 ).
*** Bu 10 dakikalık dilim içinde Kızılyıldız’ın 3’ü faul atışından olmak üzere toplamda sadece 8 sayı bulabildiğini de belirtmiş olalım !
2.devreye de ilk 2 çeyrek gibi hızlı giren temsilcimiz, arka arkaya gelen Dixon ve Antic üçlükleriyle farkı 18 sayıyla çıkartıp bir anlamda bitime 17 dakika kala fişi çekti. Daha sonra hem salon hem de oyuncularda düşen atmosferle antrenman maçı havasına bürünen çeyrek 63-46 sona erdi.
Son periyotta can havliyle son bir hamle yapmak isteyen, art arda gelen basketler ve seyirci baskısıyla 3 dakikada farkı 11’ye sayıya kadar çeken Kızılyıldız’ın gidişine ZOC molası engel oldu ve oyuna giren Dixon’ ın katkısıyla da, 3 dakika kala fark yeniden 19 sayıya çıktı. Maç da 88-65 bitti.
Datome 21 sayıyla takımın en skoreri olurken, uçan helikopter Vesely 15 sayı, 15 ribaundla double-double çıkarttı ama asıl dikkati çeken birbiri ardına yaptığı ( 5 kez ) posterlik bloklardı.
Boby Dixon oyunda kaldığı 31 dakikaya 17 sayı, 11 ribaund, 5 asist sığdırırken, Ekpe Udoh 12 sayı, 7 ribaund, Pero Antic de 12 sayı, 4 ribaundluk katkı yaptı.
Bogdanovic’in 7 sayıda kalması belki maçı seyretmeyenlere çok etkili değildi imajı yaratabilir ama özellikle ilk devredeki muhteşem savunması ve çaldığı toplarla galibiyetin en önemli mimarlarından oldu.
Bardağın dolu tarafından boş tarafına geçersek ise; Hickman da daha hazır değil ama yeni sakatlıktan çıktığı için zamana ihtiyacı var. Günden güne birbirine alışıp, özellikle her Euroleague maçında ligden çok daha farklı bir yapıya bürünen sarı lacivertlilerde bugün için aksayan tek halka, ” sadece bu maç değil sezon genelinde ” Kalinic olarak gözüküyor.
En önemli sorunu dar rotasyon olarak görüyorum çünkü şu anda rotasyonda ortalama her maç 10 kişi yer alsa da, efektif anlamda 6-7 kişiyle dönen takım performansına bakarsak, kilit 2-3 oyuncudan herhangi birinin yokluğunda, zorluk derecesi çok daha yüksek maçlarda ZOC’un elinde ciddi bir B planı kalmayacakmış gibi..
Maç özelinden genele geçersek, kadro içinde Datome-Antic-Dixon gibi yapı itibarıyla savunma yapmayı sevmeyen rotasyonun önemli parçaları var ama onları langırt takımı gibi hareket ettiren, Obradovic imzalı öyle bir spacing kurguları var ki, istedikleri her dakika rakibi kilitleyip, zorlama şutlara mahkum ediyorlar. Olası bir pota altı pozisyonunda da Udoh-Vesely gibi iki uçanı kaçanı bloklayan atletik uzunla, daha da caydırıcı bir takım oluyorlar.
Kızılyıldız, otoritelerce kadro kalitesi olarak görece zayıf bir konumda diye nitelendirilse de, bu sezon oynadıkları 5 Euroleague iç saha maçında sadece FB’ye 74-60 kaybettiklerini ve Pionir’de ilk kez “Fenerbahçe maçı Kombank Arena’daydı” servis kırdırıp, Real-Khimki gibi güçlü kadrolar da dahil her takımı dize getirdiklerini unutmamak gerekiyor.
Basketbolu çok iyi bilen bir seyirci ve maçın her saniyesinde oyunun içine tek vücut halinde giren, özellikle Kombank Arena’dan kapasite olarak çok daha düşük ama atmosfer olarak çok daha boğucu Pionir Hall’daki 7000 kişilik koronun, Belgrad deplasmanlarını çıkılması çok zor bir hale getirdiği hepimizin malumu..
Onun için bu galibiyet kesinlikle küçümsenmemeli.. Ne demek istediğimi Kızılyıldız’ın diğer TOP16 iç saha maçlarında hep beraber göreceğiz zaten. Hatta bu yazdığımı da basketbolseverler saklasın. Bu takım bu salonda ne kadar kötü oynarsa oynasın, bir daha hiçbir karşılaşmadan, kaybetse bile 23 sayı fark yiyerek ayrılmaz!
Sonuç olarak Fenerbahçe ligin en iyi oyuncularına mı sahip, hayır! En pahalı kadro bizde mi, ona da cevap hayır! Mevkii olarak ayırırsak 1-2 isim haricinde ligin en kalburüstü oyuncuları da sarı lacivert formayı giymiyor AMA bu takım ”istediğinde”, bu ligin belki de kadro kalitesine oranla EN ” karakter ortaya koyan, takım gibi takımı ”..
Bir de diğerlerinden çok önemli bir ayrıcalığı var ki Fenerbahçe’nin, işte o da ‘sencesi bencesi olmayacak şekilde’ hiçbirinde yok; Zeljko Obradovic !
Sonuç olarak bu turda oynanacak 14 karşılaşmanın hepsi de rakip farketmeksizin final niteliğinde.. Bu sezon Final Four’a kalınıp kalınmayacağına F8’deki eleme turu değil TOP16’daki dereceleri karar verecek. Sarı lacivertliler ilk 2 içinde yer alamazlarsa çok büyük olasılık duvara çarpıp elenecekler ama F4 öncesi son düzlükte saha avantajını elde ederlerse, Obradovic ve askerlerini, yine yeni bir Final Four yolu bekliyor gibi..
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : burak.belgen@abcspor.com
twitter : @BurakBelgen