Atina’dan Rize’ye
Daha 3 gün önce Atina’daydı takım. Rakip bilmem kaç maçtır sahasında yenilmiyormuş. Olabilir. Kaliteleri epey bir düşük, orası kesin. Bildikleri birkaç şey var, onları oynuyorlar ancak. Tamam, saygı gösterelim ama oyunumuzu da oynayalım. Fenerbahçe hala hazır değil. Hani diyorlar ya, malzeme var, iş aşçıya kalmış diye, ortada yemek yok belki ama mutfaktan kokular gelmeye başlamış.
Hem Atromitos maçı, hem de bugünkü Rizespor maçına yansımaları ile ilgili birkaç başlık:
- Defans anlayışında problemler var. Maalesef Caner halen Hasan Ali kadar etkili değil. Caner’in aldığı riskleri bir düşünmesi lazım. Hakem penaltıyı verseydi (ki penaltıydı) iş başka yerlere gidebilirdi. Tabi hücum anlamında o kadar etkin ki bir asist yapıyor, kimse düşünmüyor bunları
- Özellikle 1. bölgeden bazen de 2. bölgeden forvete çok ama çok anlamsız 50-60 metrelik toplar atılıyor. Shaktar maçı için düşünülebilir belki ama Eskişehir ve Atromitos’a karşı anlamı yok. Vakit ve pozisyon kaybı.
- Diego tipik bir orta saha oyuncusu değil. En etkin olacağı yer forvet arkası. Pereira’nın sistemi 4-4-2 olduğu için mecburen tipik orta saha oynuyor. İki seçeneği var, ya deli gibi koşacak, basacak, ya da kulübeye. Allahı var, iyi koşuyor, elinden geleni yapıyor. Ama yapısına ters. O yüzden defansif anlamda kart riskiyle oynuyor, hücumda da yorulmuş olduğu için verimi düşüyor. Diego, şu ana kadar Emre’nin oynadığını oynuyor ama uzun vadede sürdürlemez.
- Nani.. Böyle bir adam nasıl bu kadar vasat gözüküyor? Tek sebebi bence basit oynayamaması. Eskişehir de Atromitos da en iyi yönleri defans olan takımlar. Bunlara karşı basit oynayacaksın. Alex’in en iyi yaptığı şeydi bu. Ama tabi kimse bir Alex değil. Rizespor maçında dinlendir, Volkan Şen’e şans tanı derim ben.
- Musa… Bu adamcağız duygularına haddinden fazla esir. Maç başı iki tane kaçırsa, geri kalanında da kaçırıyor. Çelik gibi sinirlerin olacak, hele forvetsen. Ki, kendisinin kredisi tribünlede epey fazla. Eğer derdin kontrat ücretinin her sene alazmasıysa başta imzalamasaydın. Ben olsam Musa’yı her antrenmandan sonra bir de yaşam koçuna falan gönderirim.
- Jozef… Herkeste soru işaretleri vardı, onları teker teker siliyor. Umarım devamı gelir. Yavaş yavaş inisiyatif alıp şut çekmeye başladı. Yanında kimin oynaması daha iyi henüz onu kestiremedim. Böyle devam etsin, herkes ilk 11’e önce onu yazar.
Geçen sene Fenerbahçe ile ilgili “kadro derinliği çok iyi” diye bir şehir efsanesi ve dolduruşu vardı. Durumun farklı olduğu sonradan ortaya çıkmıştı. Şimdi kadro derinliği gerçek oldu. Şimdi görelim bakalım. Perşembe – Pazar arası Atina – Rize hattında ilk 11’ler arasında kaç ortak futbolcu olacak. Pereira oynamayanlara şans verecek mi, yoksa garantiye gidip takımı çok az mı bozacak? Umarım en az yarısı değişmiş bir takım görürüz. Takımın yarısı kötü olduğu için değil, daha önce oynamamış olanların kendini ispat etme şansı olması için. Derin kadroyu motive halde tutmak zor iştir. Bu arada Rizespor Atromitos’a benzemez, o kadar kaçırırsan ve o kadar pozisyon verirsen cezayı kesebilir. Kontrolü elinde tut, basit oyna, 3 puanı al gel maçı.
Son not takımın seyahati ile alakalı. En son Rize’ye gittiğimizde maçtan sonra Rize – Trabzon yolunda olanların üzerinden neredeyse 5 ay geçti. Failler hala “meçhul”. Bir spor kulübünün futbol takımı kadrosunun tamamını ortadan kaldırmaya teşebbüs edildi ve hala değişen bir şey yok. Bu utanç saldırıyı yapanlar kadar bunları bulup cezalarını vermeyenlerindir!
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : ertu.oner@abcspor.com
twitter : @ErtugrulOner
