Sarı lacivertliler geçen iki sezonun aksine bu kez transfere önce oyun kurucu pozisyonundan başladılar. Son yazımda Bobby Dixon’ın “kumar” olduğunu belirtmiştim ama Konstantinos “Kostas” Sloukas transferi ile doğru bir hamle yaptılar.
25 yaşında olan 1.90m boyundaki oyun kurucu genç yaşına rağmen uzun yıllardır Euroleague sahnesinde mücadele eden, tecrübeli bir isim. 6 sezondur mücadele ettiği takımdan ayrılmasının nedeni de para değil çünkü Olympiakos da Fenerbahçe’nin teklifine çok yakın bir teklif sunmuştu ancak Yunan guard süper yıldız Spanoulis’in gölgesinde kalmak istemediğini iletti ve yeni takımında daha iyi bir rol,süre garantisi istedi. Demek ki Fenerbahçe bunu kabul etti ki Yunan oyuncu transfere yeşil ışık yaktı. Gelin beraberce sarı lacivertlilerin yeni transferini biraz daha yakından tanıyalım ve teknik analizini yapalım.
Solak guard Mas Mantoulidis takımının alt yapısında yetişmiş bir oyuncu. 2008-2009 sezonunda Olympiakos’a transfer olduktan sonra 2010-2011 sezonunda Aris’e kiralandı ve onun dışında toplamda tam 6 sezon boyunca Kırmızıların değişmez oyuncularından biri oldu ve bir çok başarıya imza attı kırmızı beyazlı forma altında.
“Başarıları”
Yunan Ligi şampiyonluğu: 2011-2012, 2014-2015
Yunan Kupası şampiyonluğu: 2009-2010, 2010-2011
Euroleague şampiyonluğu: 2011-2012, 2012-2013
FIBA Uluslararası Kupa şampiyonluğu: 2013
Euroleague Final Four katılım: 2008-2009, 2009-2010, 2011-2012, 2012-2013, 2014-2015
“Son iki sezon İstatistikleri”
2013-2014 Euroleague: 6.5 sayı, 1.5 ribaund, 2.9 asist
2014-2015 Euroleague: 6.7 sayı, 1.9 ribaund, 3.1 asist
“Artıları-Eksileri”
Öncelikle Sloukas Avrupa basketbolunun en değerli savunmacılarından biri, guarda baskı konusunda bir uzman desek nokta atışı yapmış oluruz. Onun topa yaptığı baskı Olympiakos’un kusursuz diyebileceğimiz savunma düzeninin ilk adımıydı. Güçlü fiziği, mücadeleden kaçmayan yapısı ve direnci ona “kelepçe” dememin temel sebepleri. Sloukas çabuk ayakları ve uzun kolları sayesinde hem şütörlerin her topuna el gösterebiliyor hem de çabuk ve penetreci oyuncuların karşısında sürekli kalabiliyor. Tüm bu fiziksel özelliklerinin artısı sayesinde rakip guardların ona alçak postta üstünlük kurma şansları da hayli zor oluyor. Kısacası Sloukas’ın savunmada eksiği yok demek en doğrusu olacaktır.
İşin hücum tarafında da Yunan guard her silahını “yeterli” düzeyde kullanabilen bir oyuncu. Kariyeri boyunca bir skorer değildi ve hiç bir zaman takımının ilk iki skor opsiyonundan biri olmadı belki ama ne zaman ona ihtiyaç duyulsa gerek dış şutları gerek penetreleri ile skor bulmayı bildi, el yakan topları kullanmaktan hiç çekinmedi. İkili oyunları da iyi yönetebilen, uzunları iyi kullanabilen Sloukas perdeler sonrası şutunu riske edebileceğiniz bir oyuncu olmadığı gibi sizi her zaman geçip potaya da gidebilecek bir özgüvene ve tehdite sahip. Sürekli penetre etmesi ile beraber bolca faul çizgisine de giden Yunan guard %86,8 ile iyi bir orana sahip bu alanda da. Delici bir oyuncu olması ve yüksek saha görüşü sayesinde keskin şütörlerin de çok sevdiği bir oyuncu. Ayrıca Sloukas takımı adına tempoyu çok iyi ayarlayan ve ne zaman koşulması gerektiğini iyi etüt edebilen bir guard. Hal böyle olunca topun elinde olması, yüksek basketbol IQ’su ile oyunu onun yönetmesi daha çok istenen olacaktır koç Obradovic tarafından.
Sloukas’ın en önemli eksisi orta mesafe şutlarının istikrarsız olması. Bu da onun hücumdaki silahlarını oldukça sınırlandırıyor aslında.Ayrıca oyunda kaldığı ve sorumluluk aldığı süre çok az, bu sezon Euroleague’de ortalama 17.5 dakika süre alabildi ki kariyeri boyunca hiç bir zaman “lider” ya da “ikinci adam” olmadı Sloukas. Spanoulis ile birlikte oynaması onun hücum anlamında biraz rahat hareket etmesini de sağladı tabiki. Rakip savunmanın Spanoulis’e konsantre olması sayesinde bir çok maçta bir çok pozisyonda boş şutu bulabildi, üzerinde baskı olmadan daha rahat oynadı, daha efektif oldu.
“Sonuç”
Dixon, Hickman, Sipahi ve Sloukas… Şimdilik sarı lacivertlilerin 1 numara rotasyonu bu şekilde olacak gibi görünüyor. Tabiki bu oyuncuların ikili bir şekilde maç içerisinde birlikte oynayacakları dönemler de olacaktır fakat ozaman bu rotasyona Bogdanovic ve Melih’i de dahil edeceğiz ki bu da 2 pozisyon için 6 oyuncu demek. Peki Pınar Karşıyaka’da topu sürekli elinde tutan, 30 dakika üzerinde süre alan Dixon, bu sezon istediği performansı topla yeteri kadar buluşamadığı için ortaya koyamayan Bogdanovic ve Olympiakos’un aksine daha fazla rol isteğiyle Fenerbahçe’ye gelen Sloukas arasında nasıl bir görev dağılımı yapacak Fenerbahçe? Bunu zaman gösterecek… Ancak benim öngörüm Dixon-Sloukas ikilisinin bolca birlikte oynayacağı ve Bogdanovic’in yine fazla sevmediği, mutlu olmadığı 3 numaraya kayacağı yönünde. Çünkü koç Obradovic kontrolü elinde tutmak ve Dixon’ın savunma zaafını kapatabilmek adına Sloukas’ı mümkün olduğunca çok kullanmak isteyecektir. Sloukas kesinlikle doğru bir transfer, “her eve lazım” bir oyuncu. Yunan guard belki daha çok süre alacak ama görevi liderlikten çok liderin açıklarını kapatmak olacak…
Mail: fersu77@abcspor.com
twitter: @fersudeniz