Bu akşam Berlin Olimpiyat Stadı’nda FC Barcelona ve Juventus FC Şampiyonlar Ligi Finali’nde karşı karşıya gelirken, tüm dünyada yüz milyonlarca insan ekran başına kilitlenecek. Büyük favori olarak sahaya çıkacak olan Barcelona, Neymar-Suarez-Messi hücum hattıyla herkese heyecan verirken, Juventus, bir önceki turda Real Madrid’i elerken gösterdiği mükemmel işleyen defansif düzenine, takım içi disiplinine ve yardımlaşmaya güveniyor. İki ekipten, Barcelona bu seviyede geçmiş yıllardan bu yana sık sık boy gösterirken, Torino ekibi ise, 1996’dan bu yana ilk defa UEFA Şampiyonlar Ligi Finali’ne çıkmanın heyecanını yaşıyor.
Barcelona, hem yıldızlarla dolu kadrosu, hem de uluslararası büyük maçlarda oynama tecrübesiyle rakibine kıyasla ön plana çıkıyor. Ancak, yarı finaldeki Juventus-Real Madrid eşleşmesi öncesinde, İtalyan ekibinin bir adım ötesini görmesine hemen kimse yine ihtimal vermiyordu. Kuşkusuz, James Rodriguez-Cristiano Ronaldo-Gareth Bale-Karim Benzema dörtlüsünü durdurabilen bir takımın, Barcelona’nın olağanüstü ileri üçlüsü karşısında da aynı başarıyı gösterebileceğini düşünenlerin sayısı hiç de az değildir İtalya’da. Çizme basının oldukça ümitli ve heyecanlı olduğunu okuyoruz. Fakat, bu kez işin şekli çok daha farklı olabilir Juventus için.
Keza, Barcelona ‘yı diğer takımlardan ayıran ve üstün tutan en büyük artısı, dar alanda harikalar yaratabilen oyunculardan kurulu olması. Hatta denilebilir ki, 30 yıldır kapalı defansları aşmak üzere geliştirilmiş bir futbol anlayışı bu kulübün oyun sisteminin ana mantığını oluşturmaktadır. Yani, İtalyan ekipleri gibi defans organizasyonu üzerine uzmanlaşmış futbol takımlarının karşılaşmaktan en çok çekindiği dünyada bir takım varsa, o da Barcelona’dır. Elbette, Barcelona ve oyun sisteminden bahsederken, bu sistemin lideri ve yıldızı Lionel Messi’den de bahsediyoruz. Messi, merkezinde yer aldığı Barcelona oyun sistemine ilk giriş yaptığındaki orijianl yerine, sağ kanada, yerleştiğinden beridir, tekrar tartışmasız olarak dünyanın en iyi oyuncusu konumuna yerleşti.
Geçen sene başında gelen Neymar ile Messi harika bir ikili oluşturmalarına rağmen, santraforsuz oynadıkları bir önceki sistemde mükemmel bir hücum hattı oluşturamıyorlardı. Iniesta ya da Pedro Rodriguez sol kanatta bu ikiliye destek veriyordu. Ancak, bu sezon başı Liverpool’dan satın alınan Luis Suarez’in gelişiyle birlikte, Katalan kulübü yıllardır aradığı, orta saha özellikleri bulunan ve Messi’yle anlaşabilecek tipte bir santrafora kavuşmanın sevincini yaşadı bu sezon boyunca.
Her ne kadar, sezon başında Dünya Kupası’ndan kalan cezası nedeniyle uzun süre oynayamayan Luis Suarez, bunun sonrasında belli bir dönem adaptasyon sorunu yaşadıysa da, çok geçmeden yeteneklerini sergilemeye başladı sonbahar sona ererken. Yaz boyunca kendisiyle uğraşan magazin basınının gündeminden bir anda FC Barcelona süperstarlığına yükselen Suarez, her geçen gün artan formuyla beraber, bu sezona adeta damgasını vurdu. Üç kulvarda oynadığı 42 maçta, 24 gol ve 24 asistlik harika bir performans sergilerken, Messi ve Neymarla birlikte, toplamda 120 gol ve 65 asist gibi inanılması güç rakamlara imza attılar. Kış aylarından bugüne, bu üçlünün karşısında durabilecek herhangi bir defans hattı henüz kayda geçmedi. Yani, Juventus’un işi oldukça zordan da öte.
Öte yandan, geçen sezon yaşlanan Xavi’nin düşen performansıyla büyük hedeflerine ulaşamayacaklarını anlayan Katalan ekibinin yönetimi, Sevilla’dan Ivan Rakitic’i transfer ederek, orta sahadaki bir sonraki ana organizatörlerini de bulmuş oldular. Arkalarını süpüren Busquets’in oluşturduğu duvarın önüncde, Andres Iniesta ile birlikte pas organizasyonunu kuran Rakitic, Barcelona için tam derde deva bir transfer oldu. Çift playmaker düzeninde sahaya dizilen Barcelona, orta saha kontrolünü maçın başından itibaren, karşısındaki rakip her kim olursa olsun ele geçirmekte hiç de zorlanmıyor.
Üstelik, her geçen gün tecrübelenen Alman ‘wonderkid’ kaleci Ter Stegen’in önünde, klasik dörtlü Dani Alves- Mascherano- Pique-Jordi Alba defans hattı da, mükemmele yakın bir sistemde oynuyorlar. Claudi Bravo gibi dünyanın en iyi kalecilerinden birini sahip Katalanlar, kupa ve Avrupa maçlarında oynatabilecekleri bu derece üst düzey bir ikinci kaleciye de sahipler.
Tüm bunların ışığında, Juventus’un ne tür önlemler alacağını düşündüğümüzde, aklımıza hemen oturmuş defans düzeni ve kalabalık orta saha geliyor. Bir önceki turda, rüştünü en üst düzeyde ispatlayan bu defansif sistemde, Carlos Tevez ileri atılan ani toplarda kontra atak tehdidini oluştururken, bir yandan da hücumu organize ederek, önemi büyük bir görev alıyor. Taşıdığı toplarda aynı zamanda Alvaro Morata’yı gol pozisyonlarına sokarken, şüphesiz İtalyan ekibinin en kilit oyuncusu.
Tevez’i besleyecek oyuncu ise, defansın hemen önünde aldığı topları mükemmel servis eden, şimdiden bir efsane olan, kurt oyun-kurucu Andrea Pirlo. Her ne kadar yaşlanmış olsa da, Pirlo’nun ana görevi hemen sadece top dağıtmak olarak nitelendirilebilir. Keza, iki yanında uzun süredir sakat olan Paul Pogba ile birlikte Claudio Marchisio, sürekli koşarak ve ikili mücadeleleri kazanarak, Pirlo’ya gelecek olası baskı ve presi engellemeyi büyük oranda başarıyorlar. Ayrıca, Pirlo’nun önünde oynayan Arturo Vidal, savaşçı kişiliği ile Pirlo’ya kalkan görevi görürken, orta sahadaki mücadeleyi Torino ekibinin kazanmasını neredeyse garanti hale getiriyor. 3 koşucu ve 1 playmaker’dan oluşan bu dinamik hattı, presle sindirmek oldukça zor, bunu defalarca ispatladı Juventus. Dolayısı ile, ancak Barcelona’nınki gibi bir pas organizasyonu, İtalyanlar’ın mantığını ters yüz edebilir.
Bu yüzden ki, maçın kilitleneceği noktanın orta saha olduğunu düşünmek işten değil. Barcelona, eskisi gibi tiki-taka sisteminde oynamasını zorunlu kılacak şekilde, santraforsuz bir düzende değil yazının başında da anlattığımız üzere. Artık birçok gollerini, ani ataklar ve çıkışlarla, 2-3 pasta buluyorlar. Yani Messi ve Neymar’ın kanatlardan yapacağı ani koşulara Juventus mutlaka çare bulmak zorunda.
Sağ bekte oynayan İsviçreli Stephan Lichtsteiner oldukça dinamik ve atak bir sağ bek. Ancak aynı şeyi 34 yaşındaki Patrice Evra için söylemek oldukça zor. Tecrübesi ve pozisyon bilgisiyle bir yere kadar fiziksel açıklarını kapatmayı bilse de, Evra’nın Lionel Messi karşısında ne yapacağını kestirmek pek de zor değil. İtalyanların defans hattının sol tarafı Barcelona için adeta bir memba. Kuşkusuz bu alanda Messi’yi oldukça sık bir şekilde topla buluşturmanın yollarını arayacaklardır.
Tüm bunların üstüne, Evra’ya kademe yapacak olan, sol ayaklı tecrübeli stoperleri Girogio Chiellini de sakat. Onun yokluğunda, sakatlığı henüz iyileşen bir başka tecrübeli İtalyan stoper Barzagli ya da genç Ogbonna görev alacak. Pogba’nın da sakatlıktan yeni çıktığı göz önüne alınırsa, Juventus’un işi daha da zorlaşıyor. Hem Barzagli, hem de Pogba’nın maç eksiklerini göz ardı edecek bir performans sergilemeleri Juventus’un kazanması için şart.
Bildiğimiz üzere, İtalyanların kalesinde yılların güven abidesi Buffon bulunuyor. Şüphesiz, tecrübesi ve yer tutuşuyla muhteşem bir kaleci; ancak refleksleri, ilerleyen yaşı ile birlikte artık 30 yaşındaki Buffon’unkilerin aynısı değil. Suarez, Messi ve Neymar’ın ceza sahasına yapacakları ani dalışlar karşısında nasıl bir performans göstereceğini tahmin etmek oldukça güç. Çünkü, bu sefer karşısında, alışık olduğu üzere, top çevirerek yaklaşan, kanatlardan gelen ortalarla gol arayan bir ekipten daha çok, ani verkaçlar ve şutlarla kalesini tehdit edecek, son derece yaratıcı ve dinamik bir hücum hattı bulacak. Keza, Barcelona’nın hücum hattı son 20-30 yılın dünyadaki en iyisi olduğunu iddia etmek, çok da mantıksız olmaz.
Sonuç olarak, eldeki tüm verileri hesaba kattığımızda, Barcelona açık ara önde gözüküyor Juventus karşısında. Pirlo ve arkadaşlarının kupayı alabilmesi için maçın skorunu kısır tutması, tek çıkar yol gibi gözüküyor. Orta sahada Pogba, Vidal ve Marchisio’nun yapacakları presle kazandıkları toplarda, aniden Tevez’i kaçırmaya, ve Morata’yla gol bulmaya çalışacakları aşikar. Eğer Barcelona bu plana önlem alıp, topu kendisinde tutmayı başarır,ardında da Juventus defansının arkasına sızarsa, buna karşı İtalyanların üretebilecekleri bir B planı ortada var gözükmüyor.
Benim tahminim, eğer erken gol bulursa Barcelona’nın bu finali rahat bir şekilde alacağı şeklinde. Ayrıca, golsüz skor uzun süre devam ederse, ilk yorulanın Juventus defans hattı ve Pirlo olacağını düşünüyorum. Juventus’un bu çıkmazdan kurtulabilmesi için mutlaka gol atması lazım. Eğer ilk golü atar ve ikincisini Barcelona beraberlik için yüklenirken, bir kontra atak sonucunda bulabilirlerse, ancak bu formülün Juventus’a Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu getirebileceği kanaatindeyim.
Herkese iyi seyirler…
cem.sipahi@abcspor.com
