Yarı Final Serileri Değerlendirmesi
Türkiye Basketbol Ligi’nde yarı final serilerinin ilk iki maçları tamamlandı. Serilerdeki ikişer maçı analiz edip, serilerin bundan sonraki gidişatını tahmin etmeye çalışacağız.
Fenerbahçe Ülker – Pınar Karşıyaka
Fenerbahçe Ülker – Pınar Karşıyaka serisinde ilk iki maç İstanbul’da oynandı. Pınar Karşıyaka ilk maçı uzatmada kazanarak, avantajı eline geçirmeyi başardı. Beklediğim gibi mücadelesi yüksek, çekişmeli bir seri oynanıyor.
İlk maçta Pınar Karşıyaka Dixon’ın etkili performansı ve dış şutları ile, Palacios, Strawberry ve Barış Hersek ile bulduğu basketlerle skor bulmayı başardı ve ilk yarıyı 36-51 önde kapadı. İkinci yarıda savunma sertliğini arttıran Fenerbahçe Ülker, Vesely’nin son saniyede tiplediği topla maçı uzatmaya götürmeyi başardı. Ancak uzatma dakikalarında bir Fenerbahçe Ülker, bir Pınar Karşıyaka öne geçerken, maçı kazanan taraf Pınar Karşıyaka oldu.
Fenerbahçe Ülker ikinci maça daha istekli ve savunmada daha sert başladı. Hücumda boyalı alanı kullanmaya çalıştı ve bunda da Oğuz ile başarılı oldu. Savunmada da Dixon’ın devreye girmesine izin vermediler ve ilk çeyrekte farkı yakaladılar. Sonrasında Pınar Karşıyaka Strawberry’nin üç sayılık basketleri ile farkı kapatmaya çalışsa da, Fenerbahçe Ülker kontrolü kaybetmedi ve maçı da farklı kazanmayı başardı.
Bir önceki yazımda da görebileceğiniz gibi, bu serinin 5 maça uzayacağını, Karşıyaka’nın da Fenerbahçe Ülker’in de deplasmanda birer maç kazanacağını düşündüğümü söylemiştim. Şu ana kadar seri beklediğim şekilde devam ediyor. Fenerbahçe Ülker’in seriyi geçebilmesi için boyalı alanda Oğuz ve Zoric gibi kalın oyuncularını daha çok kullanması, savunmada agresif olması ve tempoyu iyi ayarlaması gerekiyor. Pınar Karşıyaka’da ise Dixon, Strawberry ve Palacios’un devrede olması, bench’ten gelen birkaç oyuncunu da katkı vermesi gerekiyor. Tempoyu arttırarak şutlarda isabet bulmaları, seyircinin de desteğiyle birleşince Fenerbahçe Ülker’i eleme şansına sahip olabilirler.
Dünkü maçta dikkatimi çeken bir başka nokta ise oyuncuların bireysel performanslarıydı. Örneğin Zisis kendini göstermeye ve önümüzdeki sezonki kadroda yer almak istediğini vurgulamaya çalışır gibi oynarken; Bjelica ve Bogdanovic ise gelecek yıl burada olmayacakmış gibi umursamazdı. NBA Bjelica’nın kafasını karıştırmış gibi görünüyor. Bence uygun şartlar oluşursa, NBA’de şansını denemek istiyor. Bogdanovic’in ise sebebini anlayamadığım bir mutsuzluğu var gibi. Goudelock da maçın başlarında kendisinden uzun ve hareketli savunmacılara karşı zorlanırken, ilk yarının son basketini atarak kendini buldu ve ikinci yarıda da fena olmayan bir performans ortaya koydu.
Anadolu Efes – Trabzonspor Medical Park
Bu eşleşmede İstanbul’da oynanan iki maçı evsahibi takım farklı skorlarla kazandı ve avantajlı bir şekilde Trabzon’a gitmeyi başardı. Bu iki maçı Efes’in kazanacağını tahmin etsem de, biraz daha çekişmeli ve yakın skorlu maçlar bekliyordum. Anadolu Efes, Krstic’i çok iyi kullanarak, boyalı alanda üstünlük sağladı ve sert savunması ile de maçları rahat geçti.
Trabzonspor Medical Park ilk maçta 56, ikinci maçta ise 59 sayı bulabildi. Özellikle ikinci maçta ilk yarı skoru çok yakın olmasına rağmen, Anadolu Efes geniş kadrosunun avantajını kullanarak maçın sonunda da diri kalıp, sert savunmayı sürdürmeyi başardı ve Trabzonspor Medical Park buna cevap veremedi.
Trabzonspor Medical Park Stipanovic’in boyalı alanda yalnız kalması ve karşısında Krstic, Lasme, Deniz gibi sürekli farklı oyuncular olması nedeniyle hem savunmada hem hücumda çok zorlandı. Can Altıntığ ikinci maçta üç sayılık isabetler bulsa da, genel olarak Türk oyunculardan fazla katkı alamaması kadronun verimini düşürdü. Bundan sonra Trabzon’da oynanacak maçlarda, seyircinin de desteği ile bir maç alacaklarını düşünsem de, Anadolu Efes’i üç kez arka arkaya mağlup edip finale çıkmaları mümkün değil.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : deryacerasi@abcspor.com
twitter : @deryacerasi