Barcelona’dayız.
Şehre bahar gelmiş. Sant Jorji yani Saint George kutlamaları var. Her sene 23 Nisan’da bizim Hıdrıllez gibi baharın gelişini müjdeliyor. Bayanlar baylara kitap, baylar ise bayanlara gül hediye ediyor. Las Ramblas’ın arka sokaklarında yerel kıyafetli gruplar müzik çalarak yürüyor, bir başka köşede orkestranın eşliğinde Katalan halk folklor dansı yapıyor. Şehir cıvıl cıvıl, yılda 55 milyon turist alan ülkenin 150 milletten insanı eğlendirmesi için ne gerekiyorsa var.
Ancak bu İspanyolları ve Katalanları anlamak zor. Şehirde ortalama bir cadde 10-12 şerit, yaya ve bisiklet yolu 4 şerit hariç. Caddeler niye baklava dilimi gibi 90 derece kesiyor tüm şehirde anlamak zor. Şehirde tüm kaldırımlar bisiklet, çocuk arabası ve engellilere göre dizayn edilmiş, metro ile bir ucundan diğer ucuna 15 dakikada gidilebiliyor. Ayrıca evlerin önü park, aslında tüm şehir park. Mangalın tadı olmaz ki bu şehirde 1 saat trafikte pikniğe gitmiyorsan, evin önü zaten piknik alanı şehirde. Katalanya meydanına süper AVM olur ama Katalanlar niye yapmamış diye üzülüyor insan. Plaça Espanya’da sarayın otel olmamasına mı şaşırmalı, Mont Juic gibi lüks ve şehri gören bir tepede Olimpiyat Stadı artık kullanımda değilken bile park kalmasına ve site kurulmamasına mı ? Muhtemelen kriz nedeni ile yapmamışlardır diye düşünüyor insan. Kentsel dönüşümdeki La Sagrada Familia ise 135 yıldır aynı şekilde. Parklarda spor yapıp koşan İspanyollar ise daha çok şaşırtıcı. Trafik kurallarına uyulması da cabası, fazla huzur huzursuzluk yaratıyor bünyemizde ve belki maçta geçer diyoruz.
Bu efsane şehirde bu hafta bir şehir derbisi var. Espanyol ve Barcelona. “Milyonlarca taraftarın yanında, bağırıyorlar hep beraber Katalunya, adınla, şanınla, süper taraftarınla, en büyük sensin Barcelona” diyerek Barça taraftarı olarak Espanyol’un yeni stadına doğru gidiyoruz. Evimizde deplasmanda takımımızı yalnız bırakmamak için şehirde turizm danışma bürosundan aldığımız biletleri stadda 2 dakikada teslim alıyoruz. Stadın yanında alışveriş merkezine gelmemiz 15 dakika. Kahvemizi içip Kasımpaşa Stadı gibi Lacivert Beyazlıların yeni stadında yerimize 5 dakikada ulaşıyoruz. Maça bu kadar rahat gelip, alışverişini yapıp dönünce insan yine niye diye sormak istiyor.
Maça gelince, Messi 2 top atıyor, maç bitiyor. Espanyol topu ilk kazandığında dakikalar 7’yi gösteriyordu, kaleye ilk şutları 27.nci dakikada oldu. Bizim Kasımpaşa bu Espanyol’a en az 3 atardı ama Barça 2 attı. Hakem bizden daha fanatik Barça’lı çıktı, taraflı kararları ile taraftarı çıldırttı. Az kalsın kurbanı sinirlenen Espanyol’luların tekmesi ile Messi oluyordu. Neymar’ı tutmuyorlar çünkü ne yapsalar geçiyor adam, ama Espanyol taraftarı Neymar’a aşırı tepkili hep ıslıklıyor, maçın sonlarında oyuna giren Xavi de payını aldı. Iniesta’yı ise dakikalarca alkışladılar. Kırmızı ve sarı kartlar hakemin turist seyirciler için oyuna kattığı heyecan oldu. Barça adeta boğa güreşçisi gibi avıyla oynuyor. Més que un club aynen.
17 ve 25’inci dakikalarda Neymar ve Messi golleri bizim önümüzde geliyor. Şanslıyız ama aslında bir Galatasaray taraftarı için Barcelona’yı izlemek egzotik değildir ama bir Barcelona taraftarı için Espanyol ile oynanan şehir derbisinde, kendi evinde deplasmanda takımını desteklemek şarttır. Bir Kasımpaşa Spor sempatizanı olarak, lacivert beyazlı Espanyol’un Barça ile derbisine şehrin en büyük takımı Galatasaray’lı olarak gitmemek gibidir bu maç benim için.
Maçtan çıkıp Las Ramblas’a metro ile gitmemiz 30 dakika sürüyor. Gerek yok aslında bu kolaylığa, köftecileri görememek de bir o kadar şaşırtıyor bizi. Köftecisiz maç çıkışı mı olur ?
Marşımızı söyleyerek 2-0’lık galibiyetimizi kutluyoruz ve bir şehir efsanesine derbi ile veda ediyoruz.
Yürüyoruz sessiz ve kederli
Plaça Catalunya geceleri
İnletiyoruz her çıkışında
Las Ramblas Caddesini
…
Zaten aşklar hep yalan dolan
Sonu acı hep hüsran
Bize geriye kalan
Sadece Barca Katalan
CÜNEYT DİRİCAN
mail : cuneyt.dirican@abcspor.com
twitter : @istanbulekolu