TONY YEBOAH
Tony Yeboah’i, 90’ların ortasinda Galatasaray, Eintracht Frankfurt’la eşleşince tanıdık. Tabii ki onu kült mertebesine çıkartan sebep bu değil.
Çok sevdiğim Güney Afrika’lı bir kriketçi vardı ; Lance Klusener. Zulu lakaplı kriketçi atılan her topa vurmaz, adeta 1 ve 2 koşuluk vuruşlara tenezzül etmezdi, vurdu mu ya 4 ya 6 sayılık koşular yapardı. Yeboah’ta, bir merkez forvete göre fazla gol atmaz, ama attı mı müthiş goller atardı.
Frankfurt sonrası kariyerini Elland Road’da, Leeds formasıyla sürdüren Gana’lı, attığı hemen hemen her golü, haftanın ve ayın golü yarışmalarına soktu. Özellikle Wimbledon’a ceza sahasının dışından voleyle attığı, üst direğe çarpıp ağlara giden unutulmaz gol ( efsaneye göre direğin hala sallandığı söylenir ), onu bir anda yıldız yaptı. Yeboah Premier Lig tarihinde, ayın golü yarışmasını üst üste 2 ay kazanan tek futbolcudur.
Leeds sonrası kariyerine Hamburg’da devam eden siyahi forvet, kariyerini ülkesinde tamamladı ve günümüzde bir oteller zincirine sahip.
Gelmesi gereken yere gelemeyen bir başka unutulmaz isim. Bunun birçok sebebi var, öncelikle çok geç form yakaladı. La liga’da ilk maçına ancak 24 yaşında çıkabildi. Kumar merakı yüzünden mental sorunlar yaşadı. En önemli şanssızlığı ise pik yaptığı dönemde, dönemin Real Madrid başkanlığına aday olan iki isimden Sanz, seçilirse Tristan’ı transfer edeceğini açıklamıştı, fakat diğer aday Perez seçilirse mutlaka Figo’yu alacağını iddia edince seçimi kazandı ve Tristan’ın büyük takım hayalleri suya düştü.
Hollanda’lı bir başka unutulmaz forvet Roy Makaay’la, Deportivo’da oluşturdukları ikili büyük takımların bile korkulu rüyasıydı. Hızlı, adam geçen, çok sert şut atabilen, toplu ve topsuz oyunu mükemmel oynayabilen Tristan yıllarca Milli takımda da Raul’un gölgesinde kalınca, İspanya formasıyla da bir iz bırakma şansı yakalayamadı.
Deportivo sonrası tamamı başarısız geçen, Livorno, West Ham ve Cadiz maceraları sonucu futbolu bıraktı.
JIMMY FLOYD HASSELBAINK
Attığı her gol jeneriklik olan bir başka kült ‘ Kara Boğa ‘. Chelsea ve Atletico Madrid gibi büyük takımlarda forma giymesine rağmen, Chelsea’nin Abramovic dönemi öncesine denk geldiği için ve Atletico, Hasselbaink’in La Liga gol kralı olmasına rağmen küme düştüğü için, dünya futbolunda beklenen etkiyi gösterememiştir.
Zaten benim gözümde onu efsane yapan Leeds’teki performansıdır. Hollanda’da küçük takımlarda başlayan kariyeri Portekiz’de devam eder ve ismini duyurunca Leeds’e transfer olur. Burada 2 sezonda attığı 40’tan fazla çoğu jeneriklik gol, onu yıldız yapar ve 10.000.000 £ bedelle Madrid’in yolunu tutar. Takımının yıllar sonra bir Madrid derbisi kazanmasını sağlasa da, Atletico’nun küme düşmesine engel olamaz ve tekrar adanın, Chelsea’nin yolunu tutar ve ilk sezonunda da bu sefer Premiership gol kralı olur.
Hasselbaink aynı Crespo ve Batistuta gibi, gerilmeden topa anormal sert vuran oyunculardan biridir. Ceza yayı civarında ona birkaç saniye verirseniz golü yapar. Bana göre dünyanın en iyi maç spikeri olan Martin Tyler’ın ‘ Hasselbaink, clean as a whistle’ sesi hala kulaklarımdadır.
Surinam asıllı oyuncu, akıl almaz isimlerden oluşan ( Bergkamp, Kluivert, Van Hooijdonk, Van Nistelrooy, Makaay gibi ) bir forvet jenerasyonuna denk geldiği için Hollanda Milli takım kariyeri vasat bir görüntü çizer.
Chelsea sonrası Middlesbrough, Charlton Athletic ve Cardiff City formaları giyen Hasselbaink şu an İngiltere League 2’de Burton Albion’ı çalıştırıyor.
Bu arada onun da yolunun Hypia gibi bir dönem Samsunspor’dan geçtiğini ve yetersiz bulunup gönderildiğini de hatırlatalım.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
emrah.seber@abcspor.com