Gecenin notu Galatasaray’ın yine solbek defosundan gol yemesiydi. Olcan hücum etkinliği ve solkanat varyasyonları zenginliği yaratsa da, savunmada kademe hataları yapıyor. Bu, Galatasaray’ın Melo’nun yokluğundan dahi daha vahim sorunudur. Nitekim, rakip solkanadından gelişen bir atakta stoperler doğal olarak kendi sağkanatlarına doğru kaydığında, Olcan’ın da sol stoper bölgesine yerleşmesi gerekirdi. Yani Vleminckx demarke pozisyonda kalarak o gol vuruşunu yapamamalıydı.
Evsahibi takım maça oldukça tempolu ve baskılı başlayarak skor avantajını henüz 5.dakikada ele geçirdi. Akabinde girdiği pozisyonları golle sonuçlandıramayınca Erciyes beraberliği sağladı. İkinci yarıda demoralizasyon yasamadan ve aynı coşkuyla maça devam eden Galatasaray 3 puana ulaştı. Burada Galatasaray kilidi birkez daha skorer savunmacı faktörü ile açtı. Chedjou golcülüğüyle fark yaratmaya devam ediyor.
Sarı-kırmızılılar adına yine santraforun ileride hiç top tutamadığı bir maç oldu. Umut Bulut’un uzun boyuna rağmen, hemen hiçbir hava topunu alamayışı ve arkadaşlarına inderemeyişi de oldukça şaşırtıcıydı. Oysa ki santraforların, geriden vurulan uzun topları arkadaşlarına kazandırarak bonus hücum setleri başlatmaları futbolun gerçeklerindendir.
Sneijder formunun zirvesinde değil ancak oyunun akışında; özellikle 3.bölgede, başrol oyuncusu olarak öne çıkıyor. Sol kanatta Yasin’le çok iyi anlaşıyorlar. Olcan ve Yasin’i de oyuna katarak rakip sağkanadını oldukça zorluyor. Direkten dönen vuruşunu hazırlarkenki topu alışı, dönüşü ve çalımı kalite kokuyordu. Adeta ders niteliğindeydi.
Hamit özellikle top kazanma noktasında katkı sağladı. Bu gece pozitif oyunuyla göz doldurdu ve Melo’nun yokluğunda yüreklere su serpti.
Bruma kötü değil ancak halen beklenen seviyede de değil. Taraftar özellikle açık alanda aldı mı götüren, birebirde adam geçen Bruma’yı bekliyor.
Koray topla dribbling yaparak ileri çıkma ve oyun kurma girişimlerinde bulundu. Bunu becerebilirse, o yaştaki bir savunmacı için önemli bir aşama olur.
Selçuk gitgide form düzeyini arttırıyor. Oyununda belirgin bir ilerleme, moral motivasyonda yükselme gözlemleniyor.
Galatasaray’ın oyununda en öne çıkan unsur sol kanat hücum etkinliği olarak göze çarpıyor. Maçlarda rakip oyuncu değişiklikleri genelde sağbek/sağkanat oyuncuları ekseninde gerçekleşiyor. Bu bütünüyle Sneijder’in maç içinde sağ ayakla şutu kovaladığı için sola yanaşarak oynamasından kaynaklanıyor. Yani sol kanat takımın bek bölgesinde handikapını, atak bölgesinde ise avantajını barındırıyor.
Galatasaray liderlik koltuğuna kurulmuş olmasına rağmen halen “Bu takım bu işi götürür” diyemiyoruz. Oturmuş bir 11, coşku ve azim noktalarında belirgin bir iyileşme gözlemleniyor ancak “Şampiyonluk Ritmi” yakalanmış değil. O bilindik his henüz sarı-kırmızılı kalplere düşmedi…
