Öğrencilik yılları işte, Malumunuz… Marmaris İçmeler sahilinde tezgah açıp ıvır zıvır satıp, hem para kazanıp hem de tatil yaptığımız yıllar. Parasızlık işte, Montreal Çadır Kampı’nda kalmaktan başka da çaremiz yok.
Gündüz herkes denizde, iş güç yok, alıyoruz bir gazete, bir de mizah dergisi çadırın gölgeliğinde bira içiyoruz, arasıra da gitar çalıyoruz. Rutin durum bu..
Çadır komşumuz Mecit Abi’miz var. Kadifeden bir eşofman takımı var. Kibar mı kibar. Mutad ziyaretçilerimizden biri. “Gençler n’aber”diye gelir her gün ziyarete.
Bir gün yine oturuyoruz çadırın gölgeliğinde. Elimde bir Cumhuriyet Gazetesi. Gazetenin başlığında dış işleri eski bakanı Hikmet Çetin’in bir demeci var.
Mecit Abi, geldi o sırada. Okudu başlığı ve dedi ki:
– “Bu Hikmet Çetin var ya, benim teyzemin oğludur”.
Olabilir dedik içimizden. Hikmet Çetin’in vardır herhalde bir teyzesi, oğlu da niye Mecit Abi olmasın ki ?
Bir kaç gün sonra Mecit Abi, ikinci bombayı patlattı. “Muazzez Abacı yengem olur” dedi.
Obaaaaa, o zaman kıllandık. Adam gerçekten çok iyi bir insan ve de çok kibar. Kıramıyoruz kendisini ama O da meydanı boş buldu sallıyor da sallıyor.
Bir gün geldi dedi ki, “şu meşhur Aqua Hotel’in sahibi çocukluk arkadaşım. Burda kampta kaldığımı bilse kesin bir oda verir bana ama çocuklar bu da benim kötü tarafım, hayatta kimseye gebe kalmam, nefret ederim bu durumdan”.
Bir gün yine geldi dedi ki, “Ferdi Tayfur’la karşılaştık az evvel. Buralara kadar gelmişsin, insan bi yanıma uğramaz mı, ne hayırsızmışsın, sen nasıl bir insansın” falan filan.
Necla Nazır’ın bir evi var İçmeler’de. Altı da butik. N&N butik koymuş adını da. Malum Ferdi Tayfur da hep oralarda..
O günlerde TSYD kupası maçları var. Çadırda seyrediyoruz. Fener- Gs maçı. Köfte de yaptık. Biraları da açtık. Keyfimiz keka. Mecit Abi de bizimle..
Arkadaşı dürttüm. Dedim ki bi gaz versene, sallasın biraz.
Arkadaş döndü ve dedi ki :
– Mecit Abi sen kesin futbol da oynamışsındır be abi ?
Döndü ve dedi ki;
– Oynadım be Ramazan dedi. Karagümrükspor’da oynadım dedi.
Tam içimden dedim ki, ufak attı ya laaa? O anda ilave etti:
– O zamanlar birinci ligdeydi dedi.
– Abi sen tanıyorsundur o zaman Apo’yu dedim.
– Pi.. Apo mu be dedi. Tanımam mı, içki var, sigara var, kumar var, karı kız var, ammaa harbi topçudur haaa dedi.
Şimdi bu mübarek Trabzon-Fener maçı öncesi bana sevimli yalancı Mecit Abi’mizi hatırlatan şey de ne oldu dersiniz ?
Tabii ki İbrahim Hacıosmanoğlu!
Şaka gibi. Allah Kur’an nimet çarpsın yalan değil, Youtube’da videosu da var. Hacıosmanoğlu dedi ki ;
– Zlatan Ibrahimoviç Havaalanı’na giderken aradı, Çok doğru bir tercih yaptın, iyi yaptın Erkan dedi. Gazeteci de soruyor, diyor ki,” Erkan,İbrahimoviç’e yaptığın asistleri Cardozo’ya da yapacak mısın”, Hacıosmanğlu durur mu hiç, yapıştırıyor cevabı:
– İnşallah seneye o da kadromuzda olacak.
Ve hep bir ağızdan koro halinde bağırıyoruz:
– ZİYAAAAAAAA ! Atma ZİYAAAAAAAA !! Gerçi oralara gelene dek ”bu Kupa tüm Karadeniz sahillerini gezerek Trabzon’a gelecek” sözü de var ve sonucunun ne olduğu herkesin malumu!
Bu kadar makara tukara yeter. Gelelim bu hafta ki önemli maça. Seneye mıhlamalı sofraları Ibra ile Hacıosmanoğlu paylaşadursunlar enteresan bir maç bizi bekliyor.
Kupa gerginliği bir yana, 18 yıldır Kadıköy’de kazanamayan Trabzonspor istatistikleri bir diğer yana Ersun Yanal’ın ön plana çıktığı bIr durum var maç öncesi.
Ersun Yanal’ın gidiş nedeni belli. Futbolcular istemedi. Başkan tetiği çekti. Tetiği çekmekle de kalmadı, tapelerle falan da ” bak gittiği iyi oldu, zaten yaramaz bir adamdı” algısını yaratmak için elinden geleni de yaptı.
Şimdi bir tarafta Ersun Yanal var, diğer yanda ayağını kaydıran Fenerli topçular.
Ersun Yanal muhtemelen, “sadece Fenerbahçeli oyuncuların zaaflarını değil hepsinin ciğerini biliyorum” diyordur.
Gerçekten de Fenerbahçeyi en iyi tanıyan Hoca hala Ersun Yanal. İsmail Kartal dahil!
Bir yanda elinde oturmuş kadrosu olan, sahasında kazanma özgüvenli ve moralli futbolculara sahip bir İsmail Kartal var. Sağlam defansına, iki kanat bekine güvenen, temkinli futboldan taviz vermeyen bir hoca..
Böyle bir maçta mutlaka ilk golü atan takım olmak zorunda, 3 puanı mutlak istiyorsa Fenerbahçe!
Diğer yanda hücum futbolu oynatan, dikine ve hızlı oynamak üzerine felsefesiyle ün yapmış bir Ersun Yanal gerçeği.
Ersun Hoca’nın takımı da zaten aynen böyle oynuyor. Cardozo leblebi gibi gol atıyor fırsatı bulduğunda. Mehmet Ekici süper bir transfer. Hızlı oyuncuları var, bir de Erkan Zengin eklendi. Cezayirlileri iyi. Bosingwa ve Constant gibi dünya futbolunun bildiği tanıdığı saygın isimler de var.
Kağıt üstünde herşey çok güzelmiş gibi dursa da Ersun Yanal’ın ligin ilk yarısında bir türlü çözemediği takım defansı zaafı var ve bu zaafa rağmen de maçın içinde kazanmak için hala da risk alıyorlar.
Tam bir rus ruleti hakikaten. Her an 4 atabilir, her an 4’lük-5’lik de olabilir! Kaleci Onur’un yokluğunda bunu da yaşadılar. Onur’un boşluğu Kaleci Hakan’la ne kadar doldurulabilecek onu da bilmiyorum. O da nihayetinde bir “Sekizli”
Maçın ilk golünü kimin atacağına bağlı olarak ibrenin yönünün değişeceğini düşündüğüm bir maç olacak.
Devre arasında ‘’Israrla santrfor transferi yapmayarak’’ risk alan Aziz Başkan’ın takımı geriye düşerse neler yapacak onu ben de merak ediyorum.
3 derbi ve Bursa maçını içerde oynayacak olması ile şampiyonlukta kağıt üstünde en şanslı görünen Fenerbahçe’nin kalan 3 önemli maçta ne tarz oynayacağının da bir ön göstergesi olabilir bu maç.
Benim tahminim, Fenerbahçe maça hızlı ve önde başlayacak seyircisinin desteği ile de coşacak. Belirleyici faktör Trabzon’un hücum gücü değil takım defansı zaafiyeti olacak.
Bence Fenerbahçe bu maçı 3-1 veya 4-1 gibi bir skorla alacak. 6. His gibi de değerlendirebilirsiniz, asla Trabzon’u küçümsediğim algılanmasın.
Fenerbahçe bu sene şampiyon olmak zorunda. Bunun bilincindedir herkes diye tahmin ediyorum. Bu da ilk viraj. Fenerbahçe’nin 4.yıldızı takacağından çok emin olduğum için böyle diyorum. Olmazsa, Mamma Mia…
“Çok kişinin kellesi gidecek Daver, çoook” derim.
Gecen seneki Kadıköy’de oynanan maçın çıkışında kabadayı tavırlar sergileyerek imalı olarak tehditler savuran Hacıosmanoğlu cezası nedeniyle gelemeyecekmiş. Hatta Fair-Play 1 numaralı adayı muhterem başkan, bu maç için de en ufak bir hakem hatasında takımı sahadan çekerim diye her zamanki ateşi körükleyen demeçlerinden birini vermiş!!!
Fatih Terim’in cezası en önemli maçında nasıl ertelendiyse Hacıosmanoğlu’nun ki de ertelensin, gelsin ne yapacaksa görelim.
Tutmayın Küçük Enişteyi, Bırakın Gelsin ! Bence…
Herkese şimdiden keyifli bir maç diliyorum. Okuyan gözler dert görmesin.