HAKEDEN KAZANDI, SÜPER KUPA FENERBAHÇE’NİN!

Süper kupanın Kupası’nın değil, provasının önemli olduğunu belirtmiştik daha evvel.
Transferin sessiz iki kulübü geçen sezonki kadrolarına hemen hemen yakın bir kadro ile sahaya çıktılar.
Fenerbahçe tamamen geçen seneki kadrosuyla çıktı Diego’nun yokluğunda.
Her iki takımında yedek kulübesinde iki Gıcır’ı vardı;
Prandelli ve İsmail Kartal.
Her iki hoca için de lig kolay geçmeyecek.
Bu açıdan iki hoca içinde bu maç önemli ama İsmail Hoca için daha da önemliydi.
Olası kötü gidişte en azından Prandelli’nin kredisi var ve hocalığı tartışılmayacak, tartışılsa bile en azından anlamayacak.
Bu ahval ve şerait altında her iki takımı da izlemiş olduk.
İsmail Hoca, Ersun Hoca ve Aykut Kocaman karışımı bir şeyler oynatacak bu sene.
Aykut Kocaman’ın orta sahadaki pas futbolu ile Ersun Hoca’nın dikine kanatlardan oynayan futbolunu harmanlayacak.
Bunda bir yanlış yok. Kontrollü futbolda bir oyun planıdır, bir hücum planın olduğu sürece.
Ersun Hoca’nın fizikalite anlayışının devam edeceği varsayımdan hareket ederek bir değerlendirme yapıyoruz tabii ki..
Pas futbolu veya adı her neyse olan bu oyunda İsmail Kartal ne derece risk alıp Ersun Yanalcılık oynarsa o denli başarılı olacak diye ilk gözlemimizi yapalım.
Gerçi yanılıyor da olabiliriz. Bunu ligde göreceğiz. Artı Diego ile göreceğiz!
Maçın başından bu yana gördük ki Galatasaray diye bir şey yok. Topu oynayan Fenerbahçe, pozisyona girmek isteyen Fenerbahçe. Pozisyonları bulan da atamayan da yine Fenerbahçe.
Rakip bu kadar kötüyken risk almayı beceremedi İsmail Hoca. Alper’i kanada alıp Moussa’yı Emenike’nin yanına alabileceği veya defans bloğunu daha önde kurup Webo’yu da değerlendirebileceği bir kadro seçimi yapabilirdi.
Hiç risk almaması beni şaşırttı. Ayrıca topa sahip olmak orta sahada gereksiz ak gülüm ver gülüm pası yapmak değil. Zayıf rakibin ekmeğine yağ sürmekten başka hiç bir işe yaramıyor bu şekilde.
Emenike Fenerbahçe taraftarına bu sene saç baş yoldurur. Hiç bir şekilde duvar olamıyor. Topu önüne istiyor, ayağına attın mı tekniği çok yetersiz. Top stopu yok.
Aldığı her topu öldürdü.. Aslında geçen sene de aynıydı.
Attığı gol sayısıyla yetenekleri arasında büyük bir çelşki var. İnanılır gibi değil.
Fenerbahçe çok rahat 45 dakika da kopartabileceği bir maçı penaltılara taşıdı. O maçın buralara gelmemesi gerekirdi.
Penaltı işi biraz da şans işidir ama penaltılarda nihayet hak eden kazandı.
İsmail Kartal ben de ciddi soru işareti bıraktı. Lig içinde risk alması gereken çok maçı olacak. Riski alırsa Ersun yanal olur, alamazsa Aykut Kocaman olur.
Yekta’nın penaltısı çok konuşulur. Hep Sabri konuşulacak değil ya, biraz da Yekta konuşulsun.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

bruno.monte@abcspor.com