Kadrosunda heyecan verici gençleri barındıran takımları incelemek, şampiyonluk adaylarını incelemek kadar keyiflidir. Tahminleri yaparken içinize öngörü ve irfan dolduğunu hissedersiniz ve tecrübelerinizi “küçüklerin” geleceği için kullanır gibi arifane kullanmaya çalışırsınız. Hem, şampiyonun kimliği, gençlere dair tahminlerinizden çok daha evvel netlik ve netice bulacağı için, “bekle ve gör” politikasıyla hareket edebilmeniz kolaylaşır..
Bunu sadece ben söylemiyorum; on yıllardan beridir, başta Tom Gugliotta, Christian Laettner, Isaiah Rider, Kevin Garnett, Stephon Marbury, Cherokee Parks, Joe Smith (çok belalar yaratmıştı), Chauncey Billups, Rasho Nesterovic, Bobby Jackson, Dean Garrett, Wally Szczerbiak, Felipe Lopez, Loren Wood, Marc Jackson (pivot olanı), Igor Rakocevic, Mark Madsen, Gorgui Dieng, Anthony Bennett, Troy Daniels, Shabazz Muhammed, Zach LaVine, Ricky Rubio ve Andrew Wiggins olmak üzere nice gençler ile sonu belirsiz başarılar yakalamayı deneyen, tam Karl-Anthony Towns’ı da yetiştirecekken kansere yenik düşen büyük Timberwolves koçu Flip Saunders da bu yaklaşımı bir hayat felsefesi olarak bellemiş, lakin Latrell Sprewell ve Sam Cassell gibi olgun yıldızlara iş vermeden play-off’ların ilk turundan yukarısını görememişti. Eski bir Wolves oyuncusu olan koç Sam Mitchell da bu ekolde başarılı eğitmenlik yapamadığı için takımdan gönderildi. İşte şimdi, ipler, GM’likle koçluğu birlikte götürmeyi, tek patron olmayı seçen Tom Thibodeau’nun ve savunma dehasının ellerinde. Bakalım, eldeki mucize gençleri 5 yıl sonranın şampiyonlarına dönüştürebilecek mi?
4- MINNESOTA TIMBERWOLVES
–
Gidenler: F Damjan Rudez, F Greg Smith, F Kevin Garnett, Koç Sam Mitchell
Gelenler: Koç ve GM Tom Thibodeau; PG Kris Dunn (Draft’tan); C Cole Aldrich, C Jordan Hill, G/F Brandon Rush (hepsi serbest oyuncu sıfatıyla)
Geçen sezonki derecesi: 29-53
Koç: Tom Thibodeau
Evet, kötü haberi önden verelim; son 20 yılın en efsane power forvetlerinin başında gelen KG, yani Kevin Garnett, yeni sezon başlamadan emekliliğini ilan edip bizlere vedasını sükunete dökmeyi seçti. Herkes Kobe Bryant misali bu işi davulla zurnayla 1 sene evvelden ilan etmiyor tabi; bir başka efsane uzun Tim Duncan gibi, Garnett de en beklenmedik anda, kendisini son kez parkelerde seyrettiğimizi bize idrak ettirmeden, çekti gitti. Buna takımın yeni franchise oyuncusu Karl-Anthony Towns başta olmak üzere milyonlarca insan hem şaşırdı, hem üzüldü hem de tepki gösterdi. En parlak yıllarını çoktandır geride bıraktan sonra Duncan’ın aksine serbest düşüşe geçen KG, yuvasına katkıyı sürdürecektir, fakat Towns’ın en az 1 yıl daha en doğru “ağabey”in ellerinde işi öğrenmesi hiç de fena olmazdı hani (bizim KG seyretme sevdamızı saymıyorum bile).
Bir kötü haber de, yine normal sezona adım atılmadan, gitgide sayısı azalan eski ekol pota altı canavarları içerisinde mühim bir yer tutan, müzmin sakat pivot Nikola Pekovic’ten geldi. Son 4 yılda kaçırdığı maç sayısı oynadıklarını aşan Pekovic, bu yılı da, nükseden sakatlığı sebebiyle oynamadan geçirecek (bana durduk yere Bryant Reeves’i hatırlattı, niyeyse). 13 yıldır play-off yüzü görememiş bir ekip için hiç de hayırlı havadisler değil tabi ki bunlar; lakin gerçekçi olmak gerekirse, ne Garnett, ne Pekovic, ne de kadrodan yollanan istikrarsız Rudez ve Smith, zaten son iki yıldır aşılanmaya çalışan atletik ve dinamik kadronun oyun yapısında bir önem teşkil etmiyordu, kadroya da uymuyordu. Gelgelelim, veteran katkısı olmadan tat alınamayacağını Sixers bile anlamışken, böylesi veteranları ardı ardına kaybetmek hoş olmasa gerek.
Elbette, uzun rotasyonundaki bu kayıplara kayıtsız kalamazlardı; bu yüzden yazın aldıkları Cole Aldrich ve Jordan Hill tedbirleri işe yaradı. Yani, artık sakatlıkları öngörebiliyor olmanın semeresini elde edecekler. Bu iki isim de benchi kabartmakla işe başlayacaklar. Hill klasik 10 sayı 7 ribaunt şeklinde oynayan, eski tip bir atletik uzun; Aldrich ise geçtiğimiz yıl Clippers’ta sahada kaldığı her dakikanın hakkını verdi ve burada hak ettiği değeri göreceğini umuyoruz. Tabi rotasyonun, hatta takımın en kilit isminden, yani geçtiğimiz sezon Yılın Çaylağı seçilen Karl-Anthony Towns’dan bahsetmeden edemeyiz; Towns, modern bir uzunla klasik tipte bir pivotun, olabilecek en iyi karışımı durumunda. Savunmasındaki birkaç pürüz haricinde daha şimdiden eksiksiz diyebiliriz. Bir Kentucky’liden beklenmeyecek kadar olgun ve istikrarlı oyunu sayesinde bu yıl All-Star radarına bile girebilir. Hücumda kattığı çeşitliliğin yanı sıra, liderlik vasıfları da her eve lazım.
Kısa rotasyonu biraz daha enteresan; ellerinde Zach LaVine gibi bir süper-atlet combo guard, Rubio gibi müzmin sakat bir saf oyun kurucu, Tyus Jones gibi Yaz Ligi’nde MVP olmuş, hücuma yönelik bir yedek oyun kurucu ve veteran John Lucas varken, bir de gidip Draft’tan Kris Dunn’ı seçtiler. Şimdi, buradaki püf noktası şu: Rubio, artık vazgeçilmez olmadığı gibi, sakatlıkları sebebiyle alternatifsiz de değil, hatta 1 numarada ilk tercih bile olmayabilir. Dayanıksız yapısı ve dış şut özrü yüzünden gölgelenen oyun kuruculuk meziyetleri artık o’nu favori kılmaya yetmeyecek. Dunn, saha görüşü ve pasörlük konusunda Rubio’nun eline su dökemez; fakat geri kalan her noktada daha şimdiden İspanyol guard’dan üstün. Top tekniği, topla hareketlenmesi, dış şutu, savunma refleksleri, atletizmi, topa el sokma ve hızlı hücum içgüdüleri ve clutch anlarında sakin kalıp sorumluluk alabilmesi sayesinde Dunn’ın, ve hatta Tyus Jones’un varlığı, Rubio’nun takaslanmasına bile yol açabilir.
Peki bu tabloda, geçen yılın All-Star arasından sonra (smaç şampiyonluğunun da etkisiyle) çıkış yaşayan LaVine’e ne düşüyor? Muhtemelen, kendisini 2 numaraya, iki sene önce Yılın Çaylağı seçilen skorer Andrew Wiggins’i de 3 numaraya çekecekler. Tabi bu ayarlamalar için, Thibodeau’nun insanüstü savunma idmanlarından sağ kurtulmaları ve müdafaada bir Thibodeau Bulls’u kesilmeleri gerekiyor, bunu belirtelim. Antrenmanlarda canları çıkacaktır, ama buna değecektir kuşkusuz. Wiggins, tavanı ile tabanı arasında pek fark yokmuş gibi gözüken bir saf skorer; atletizminin yanı sıra eğer çok yönlülüğünü ve savunmasını geliştirmezse, çok değil, 3-4 yıl içinde akranı Victor Oladipo’nun gerisinde kalacaktır. Dolayısıyla, son iki sezonun en iyi çaylaklarına “durmak yok, yola devam”…
Veteran Brandon Rush, geçtiğimiz yılın ikinci yarısında bekleneni vermeye başlayan Shabazz Muhammed’in teklemesi olasılığına karşı transfer edildi. Muhammed, McDonald’s turnuvasında Enes’in sayı rekorunu geçtiği vakitlerde, bir zamanlar O.J. Mayo ve Khalid Reeves‘in yarattığı “en büyük kolej oyuncusu” algısını yaratmış, sonra NBDL’e kadar düşüp yeninden ayağa kalkmayı başarmıştı. Takımın 1 numaralı 6. adamı, yine Muhammed olacaktır – ama ötesi, hele de Wiggins 3’e çekilecekken, zor.
Uzun forvet rotasyonunda ise, ilgiyi kesinlikle hak eden isimler mevcut; rotasyonda iyice gerileyen atletik Adreian Payne, 2013 Drafti’nin bugünden bakılınca en iyi uzunu kabul edilen Gorgui Dieng ve Fenerbahçe’den tanıdığımız “Profesör” Nemanja Bjelica, takımın başarısı için vites arttırmak zorunda. Dieng aslında çok potansiyelli, fakat hücum silahları kısıtlı ve istikrarlılığı bir hayli düşük bir atlet (Pekovic’in sakatlığında 20 sayı 20 ribaunt yaptığını da gördük, sıfır çektiğini de). Payne, bunca uzun varken muhtemelen soluğu D-League’de alır; Bjelica ise, geçen yıl uyum sorunu ve sakatlıklar yüzünden kanıtlayamadığı muazzam yeteneklerini bu yıl göstermeye uğraşacak. Açıkçası, oyun kurma ve pasörlük meziyeti birinci sınıf olan Bjelica’nın, dış şut, pota altı oyunu ve top paylaşımı yönünden takıma katacaklarını düşününce, Wolves teknik ekibinin ağzı sulanıyordur. Tek dertleri, Bjelica’nın sertlik, atletizm ve savunma gayreti eksiklikleri olsa gerek.
Evet, bu yıl play-off uzak bir ihtimal gibi görünse bile, en azından artık tüm rakipleri tarafından ciddiye alınmaları ve sürpriz galibiyetlerle kendilerini kanıtlamaları gayet mümkün. Savunmayı üstadından, Thibodeau’dan öğrnecekler ve geçtiğimiz yılki en büyük eksikliklerini kapatacaklar. LaVine-Dunn-Wiggins-Dieng-Towns beşinin çok yönlülüğü ve atletizmiyle direnemeyecekleri veya diş geçiremeyecekleri rakip sayısı günden güne azalacaktır; Tyus Jones, Hill, Aldrich ve Muhammed ile dinamizm, (kimi zaman ilk 5 çıkacak) Bjelica ve Rubio ile de, benchten pas zenginliği katıp, açık alanda yüksek tempo oynayıp rakip sahanın her bölgesinden sayı üretebilmenin tadına varacaklardır. Son bir not da, gençlik ateşine dair olsun: NBA’de 11 senelik koçluk tecrübesi bulunan ve bundan önce 4 ayrı milli takımda görev alan, Kristaps Porzingis ve Willy Hernangomez gibi yetenekleri eğiten Scott Roth‘u gözlemci ekibine katarak, gençlere yönelmekten vazgeçmeyeceklerini bir kez daha gösterdiler. Eh, Joe Smith‘in başbelası kontratı yüzünden draft’e katılamadıkları nice seneden sonra, iştahlarının kabarık olması hayli normal, değil mi?
Yazarın diğer yazılarına erişmek için tıklayın
mail: efe.ozenc@abcspor.com
twitter: @efe_ozenc
Youtube: Turuncu ve Siyah Kadar Yuvarlak