Yeşilgiresun’u tebrik etmemek elde değil, sempati duymamak ise hiç mümkün değil; yerli gençlik aşısının faydasını, gücünü gösteriyorlar. Federasyonun yerli oyuncu oynatma karşılığında vereceği primler, kimi kulüplerimizi doğru ve âkil bir yola sevk edebilmiş, ne mutlu. Darısı, sıfır (veya az) yabancılı sistemde de başarı sağlayabilmelere… NBA tarafında ise, sırada bir fabrika kenti Detroit, ve Pistons’ına sadık Auburn tribüncüsü taraftarları var. Bu işin Greg Monroe, Brandon Jennings ve Josh Smith gibilerle olmayacağını anladıktan sonra ağırlıkları atıp yükselen Detroit Pistons, ilk turda Cleveland’a süpürülse bile, tüm maçları son toplara kadar taşıyarak azmini kanıtlamıştı. İşte şimdi karşınızda, 2016 model Detroit gücü…
21 – DETROIT PISTONS
–
Gidenler: G Spencer Dinwiddie, G Jodie Meeks, F Anthony Tolliver, F Ersan İlyasova, G Brandon Jennings, G Steve Blake*, C Joel Anthony
Gelenler: PF Henry Ellenson, SG Michael Gbinije (Draft’tan); F Nikola Jovanovic, F Jon Leuer, C Boban Marjanovic, G Lorenzo Brown, G Ray McCallum Jr., G Ish Smith (serbest oyuncu olarak); F/C Cameron Bairstow (takasla)
Geçen sezonki derecesi: 44-38
Koç: Stan Van Gundy
7 sezon bocaladıktan sonra, nihayet play-off’u görmüştü geçtiğimiz yıl Pistons. Doğru bir kadro yapılanması, parlak olmasa bile hayli tecrübeli ve faydalı bir koç ve nokta atışı karakter ve meziyetteki gençler ile, işi kotarmaya başlamışlardı. Bu yaza gelmeden, evvela Jennings gibi ağırlıklardan kurtulmuşlardı; bu yaz da, Harris geldi geleli rotasyondaki yerini şaşıran Ersan, yetenekli gençlerden Dinwiddie ve sakatlıktan belini doğrultamadığı için güven teşkil edemeyen Meeks ile vedalaşıldı. Bir de, dış şutu hariç hemen hiçbir katkısı olmayan uzun Tolliver ile yollar ayrıldı. Steve Blake‘in kariyerine nokta koyup koymayacağı, koymazsa da hangi takımda oynayacağı ise halen belirsiz, dolayısıyla onu da gidenlerden sayabiliriz. Ersan hariç, giden oyunculardan pek azı bir franchise’da çok kritik bir rol oynama potansiyeli taşıdığı için, yolculara kayıp gözüyle bakmak zor. Jennings ise zaten yerini çok daha faydalı bir Reggie Jackson‘a kaptıralı beri bir karın ağrısı halini almıştı – yollanması isabet oldu. Yani, gidenlerden yana Pistons’ın içinde pek bir ukde yok. Peki, gelenlerden yana şansları nasıl?
Bu soruyu düzgün cevaplayabilmek için, öncelikle Pistons’ın tercih edeceği oyun yapısını bilmek lazım. Pistons, ligin aksine, kısalara değil, uzunlara ağırlık veren bir sistemi benimsiyor. Bu uğurda, geçtğimiz yıl Tobias Harris gibi, sisteme cuk oturan bir ismi takasla almalarının ardından, yazın uzun rotasyonunu güçlü ve çeşitli hale getirmek için şık hamlelere imza attılar. Öncelikle, All-Star pivotları, 22 yaşındaki savunma ve ribaunt abidesi Drummond’a yeni bir kontrat sunup gönlünü hoş ettiler. Ardından Tolliver’dan doğan boşluğu daha agresif, delici, kullanışlı ve çok yönlü bir uzunla, Jon Leuer ile doldurup benchi eskisinden de güçlendirdiler. Leuer, ilk 5’e monte edilince “sapıtan”, fakat benchten gelince kısıtlı sürede dinamizm ve patlayıcılık katan, sürükleyici bir oyuncu. Yeteneklerini iyi yönde kullanması için, az ve öz tercih edilmeli. Daha doğrusu, azken öz oluyor.
Uzun mevkiine yapılan bir sonraki hamle ise, Spurs’un eski ekol dev pivotu, yumuşak bilekli Boban Marjanovic oldu. Marjanovic’in değerini bizler Avrupa’dan çok iyi biliyoruz; NBA’de ise pek koşamadığı için kıymeti de sahadaki süresi de azalıyor, fakat hiç de fena iş çıkarmıyor. Kısacası, Drummond’a çok esaslı bir yedek buldular ve boyalı alanda zeka, yetenek, savunma azmi, sertlik ve çok yönlülük açısından aradıklarını elde ettiler. Yetmedi, bir de akıcı İsviçre Çakısı Beyaz İnci Ellenson’ı draft ederek, Jovanovic’e bir şans vererek ve Avustralya’lı Bairstow’u takasla bünyeye katarak, derinliği hem nitelik hem nicelik açısından arttırdılar. Tebrikler. Ellenson, kol açıklığı, pürüzsüz ama fiziksel oyunu, double-double’a yatkınlığı, eş elliliği, geçiş hücumlarına liderlik edebilmesi, top kontrolü ve hem boyalı alandan hem de 3 sayı gerisinden tehdit arz edebilmesiyle, faydalı bir proje olacak. Özellikle dış şuta dayalı kısa 5’lerde hem 5 hem de 4 oynayabilir, fakat aksi hallerde pivottaki yerini Drummond ve Marjanovic’e bırakacak ve 4 numaraya geçecektir.
Üstelik, 4 numarada halen Tobias Harris, Marcus Morris ve Aron Baynes gibi seçenekleri de mevcut. Esasında Morris ve Harris, dönüşümlü olarak 3 ve 4 numarada boy gösteren hükümranlar; lakin etkinlikleri değişkenlik göstermediği için, Pistons’a taktiksel esnekliği bol miktarda sunuyorlar. Kanımca, Harris 3 numarada, Morris de 4 numarada daha başarılı; fakat ribaunt ve savunma konusunda, Pistons’ta kendini bulan her iki ismin de eli çok güçlü; üstüne üstlük Harris’in takipçiliği, atletizmi ve orta ve uzun mesafeden bitiricilik gücü, Morris’in de sertliği, pasörlüğü, oyun bilgisi ve tamamlayıcılığı Pistons’a seviye atlatıyor. Baynes ise, hiçbir zaman istikrarlı davaranmıyor, çünkü aklıyla oynamıyor. Yoksa, savunmadaki sertlik ve çirkefliğin yanı sıra, hücumda Raduljica’vari tamamlayıcılık ve fırsatçılık için iyi bir opsiyon. Burada Leuer ve Ellenson’ın katılımıyla çok daha dayanıklı olacaklar, ve vardiya değişiminde sadece asgari ölçüde güç/kalite kaybedecekler. Bu tip uzunlarla üretebilecekleri sürüsüne bereket taktik ve strateji var, kıymetini bilsinler…
Kısa forvette Harris ve Morris’in yanı sıra, yine iki forvet pozisyonunu da oynayabilen, çok azimli, fakat bir o kadar da fundamental noksanı bulunan Stanley Johnson var. Johnson, evvela draft edildiği gece, Draft’taki en iyi oyuncu olduğunu (Towns, Porzingis ve Okafor gibi oyuncuların arasında) söyleyerek dikkatleri çeken, sonrasında ise geçtiğimiz yılki Cleveland serisinde LeBron’ı savunmanın zor olmadığı iddiasıyla tepki toplayan bir çaylaktı. Savunma azmi, sertliği ve atletizmini kullanış biçimi takdire şayan, fakat hücumda bir o kadar yanlış ve bencilce tercihlerde bulunduğu için, aldığı süreler boyunca iki ucu keskin bıçağa dönüşüyor. Takımın lideri olma konusunda ısrarcı davranmadığı sürece, bu kadroda mühim bir yer edinir. Ama hücumdaki rolünü iyi öğrenmeli. Johnson muhtemelen yine 6. adamlık yapacak, ve bu konudaki tek rakibi de “ne iş olsa yaparım abi”ci Reggie Bullock. Bullock sadece sahadaki işine odaklanan temiz bir takım oyuncusu, fakat çapı belli. Dolayısıyla, Johnson, ardında bir tehdit hissetmese de, sürelerden kesik yiyebileceğini bilerek kendine yatırım yapmalı ve doğru yolları seçmeli..
2 numarada KCP, yani Kentavious Caldwell-Pope var. Kendisi, Drummond ile birlikte GM Joe Dumars döneminden yadigar kalan iki isimden birisi. KCP, atletik, zeki, tercihlerinde isabetli fakat patlayıcılık ve süreklilik konusunda büyük sıkıntılar yaşayan bir cevher. Savunmada kimi zaman basiretsiz işler yaptığı ve 3 sayı gerisinden gerekli yüzdelerle atmadığı için gerçek değerini ispatlayamadı, fakat halen Pistons ondan ümitli – haksız da değiller. Burada, istatistiğe abanmayan, uyumlu bir takım oyuncusu misali fayda vermesi beklenecek; yani rol çalmayacak, ama rolünde mükemmellleşecek. İlk 5’teki yeri garanti bir KCP’nin yanı sıra, rol oyuncusu Hillard ve çaylak Gbinjie de bu mevkiide dakika mücadelesi verecekler. Gbinjie, her iki eliyle de turnikeleri güzelce bitirebilen, delici penetreler yapan, dribbling üzerinden ani şutları yüksek yüzdeyle atabilen, ceza şutlarını kesebilen, kuvvetli, atletik ve kendine güveni tam bir “bitirici”. Topu elinde istemekten çekinmediği gibi, rolüne razı olmaktan da gocunmuyor. Solak olmasına rağmen sağ eliyle de pozisyonları bitirip şut atabilmesi, ilginç bir başka özelliği. Savunmasını geliştirirse, özgüveni sayesinde KCP’nin yerini bile tehdit edebilir.
1 numarada, beklenmedik kumandan Reggie Jackson yer alıyor. O da Harris ve Morris gibi Pistons’a gelince açılanlardan, fakat geçtiğimiz yıldan bakiye bir diz sakatlığı var ve henüz sağlığına %100 kavuşmadı. Sırf bu yüzden, Pistons yönetimi yazın point guard takviyelerini boş geçmedi; değerini Sixers’ta ve Pelicans’ta kanıtlayan Ish Smith, bir türlü olumlu bir imaj çizemeyen ve Avrupa’da daha başarılı olacağına inandığımız McCallum, benchi ısıtan görev adamı Lorenzo Brown ve draft edilmeyen çaylak Trey Freeman ile anlaşma imzalandı (Freeman’ın kontratı garanti değil). Jackson, sakatlığı atlatabildiği ölçüde, üçlük yüzdesi haricinde birinci sınıf bir oyun kurucu olmaya doğru yürüyor. Smith de dış şutlarda ve faul çizgisinde büyük sıkıntılar yaşayabiliyor, fakat bir takımı nasıl oynatacağını da iyi biliyor. McCallum NBA’e pek uygun düşmeyen, dar ufuklu bir sokak basketbolcusu; Brown ise zaten az süre bulacaktır. İşin püf noktası, Jackson’ın sağlıklı biçimde bir an evvel parkelere dönebilmesi. İdeal formundaki bir Jackson ile, bu kadro eksiksiz oynar. Fakat 1 numara savunması halen çok güçlü değil, bunu da belirtelim.
Koç Van Gundy, aslında Orlando’yu NBA finaline çıkardığı vakit yaptıklarını yapıyor; orada Dwight Howard etrafında ürettiklerini, burada Andre Drummond liderliğinde kurguluyor. Elbette Drummond hücumda (hele de serbest atışlarda) Dwight’a nazaran eksikleri olan bir uzun; fakat aradaki farkı da başarıya aç, birbirini tamamlayan ve nokta atışı yeteneklere sahip gençlerle tamamlamayı umuyor. Ayrıca burada, müstakbel draft hakları, salary cap’teki ferahlık ve gerek geleceğe yatırım, gerekse de takas malzemesi olarak çok şeyler vaat eden gençler varken, adeta Lale Devri’ni yaşıyor ve çok huzurlu. Mutluluk onlar için bu yıl Konferans Yarı Finali’ni görebilmek; bu yüzden de play-off’a 8. veya 7. sıradan değil, daha üstlerden kalmak için gayret sarf edecekler. Benim tahminimse, kadrodan Drummond dışında bir All-Star daha çıkartabilecekleri ve sezonu Doğu’da ilk 7 sırada tamamlayacakları yönünde. Zaten temelde bu yıl Doğu’daki ilk 8 sırayı Orlando, Cleveland, Toronto, Detroit, Boston, Atlanta, New York ve Indiana‘nın paylaşması kuvvetle muhtemel; Milwaukee, Charlotte ve Chicago da sürpriz yapması beklenebilecek ekipler. Dolayısıyla, Pistons şimdiden (sağlıklı bir Jackson ile) saygın bir Doğu takımı olmuş durumda. Uzunlardaki tercihleri, onları ihya edecektir. Fakat kısalardaki savunma, sağlık ve istikrar sıkıntıları yüzünden ilk 5’e girmeleri zorlaşıyor…
Yazarın diğer yazılarına erişmek için tıklayın
mail: efe.ozenc@abcspor.com
twitter: @efe_ozenc
Youtube: Turuncu ve Siyah Kadar Yuvarlak