Muratbey Uşak (artık Sportif değil), eleme turunda Cluj’u bertaraf edip göğsümüzü kabarttı. BSL’nin başlamasına sadece bir gün kaldı. Günlük gelişmelerin yanı sıra, elbette ki, NBA tutkumuzda bir azalma yaşamadığımız için incelemelerimizi sürdürüyoruz. Bu defa radarımıza PG13-24, yani Paul George ve saz arkadaşları takıldı. Indiana’nın sıkıcı görünümlü renkli basketbolu ve yazın yaşadığı enteresan gelişmeler, merceğimize teslimdir:
12 – INDIANA PACERS
–
Gidenler: Koç Frank Vogel, C Stanko Barać, C Jordan Hill, F Solomon Hill, G George Hill, G Ty Lawson*, SG Caris LeVert, C Ian Mahinmi, G-F Emir Preldžić*
Gelenler: Koç Nate McMillan; SF Georges Niang (Draft’tan); G Aaron Brooks, C Al Jefferson, F/C Kevin Seraphin, G Nick Zeisloft (serbest oyuncu olarak); F Jeremy Evans, G Jeff Teague, F Thaddeus Young (takasla)
Geçen sezonki derecesi: 45-37
Koç: Nate McMillan
Pacers’lılar, George Hill’i alıp karşılığında taze çaylak Kawhi Leonard’ı verdikleri için yıllardır kahroluyorlar, ama galibiyet standartlarını kaybetmediler – Paul George’un dehşet sakatlığında bile. Neyse ki geçen sezon George sapasağlam parkelere döndü ve takım yeniden irtifa kazandı. Elbette ki tüm bu süreçte GM Larry “Legend” Bird’ün onlarca yıllık tecrübesi, basketbol bilgisi ve inadı da, koç Frank Vogel’ın taktiksel becerileri de pay sahibi… idi. Bu yaz Vogel, nedensizce gönderildi. Yerine, oyunculuk yıllarında dev savunmacılığı ve 6. adamlığı ile iz bırakan, koçluk yıllarında da (Seattle’dan olmasa bile) Portland’da iyi işler çıkartan, geçen yılın Pacers asistan koçu Nate McMillan’ın getirilmesi, sistemden ziyade bireysel bir sorundan ötürü Vogel’ın gönderildiğini düşündürtüyor. Belki esas sebep geçen play-off’ların ilk turunda Toronto’ya kaybedilen seridir, fakat Vogel’ın böylesi bir muameleyi hak ettiğini kabullenmek imkansız.
Takımın en sorunlu mevki olan 1 numarada, Indiana’lı George Hill gitti, yine bu şehirde doğan bir başka oyun kurucu Teague geldi. Hill, kesinlikle bir saf oyun kurucu, bir playmaker değildi; zaten Spurs’teyken de combo guard – off guard karışımı oynuyor ve Parker ile beraber topa hükmeden 2. guard’lı sistemin oyuncusu görevini görüyordu. Zaten onu, All-Star seviyesinden alıkoyan, beklentileri çöpe attıran nokta da, Pacers’da 1 numaraya çekilmesi oldu (sebebi de çoğunlukla Pacers’taki diğer off-guard’ların hiç oyun kurucu olamayacak skorerlerden, yani Stuckey ve Monta Ellis gibilerinden müteşekkil olmasıydı). Pas ve saha görüşü konusunda olduğu kadar, birebirde adam geçme konusunda da büyük eksiklikleri olan Hill’e topu sürekli emanet etmeleri, onu panikletti ve skorerliğini köreltti (zaten şutörlüğü de epey sekteye uğradıktan sonra skor opsiyonu olmaktan çıkmaya başlamıştı). Açıkçası tüm hücumarı bitirmesi için bir şekilde topu Paul George’la buluşturmaktan öte oyun kuramadığı halde, Vogel’ın Hill’e ve vazifelerine gösterdiği bunca tahammül anlamsızdı. Artık, bir oyun kurucudan bekledikleri her şeyi karşılayabilecek bir isimle, All-Star Teague ile yola devam edecekler. Teague, savunma ve hırs eksikliği dışında, halen bu ligde birinci sınıf bir oyun kurucu ve artık hücumda Pacers çok daha güçlü, çok daha çeşitli ve potansiyelli olacak. Kalbur veteran Aaron Brooks da, top hakimiyetinin Ellis veya Stuckey’ye devredilmesini engelleyecek ve sisteme benchten katkı verecektir. Lawson’ı ise yokluğunda kimse aramayacaktır…
Evet, Paul George bu hamleyi beğendi. Ama hamleler bununla bitmedi; Roy Hibbert ve devamında Ian Mahinmi’nin son birkaç yıldır hiçbir şey katmadan “kotardıkları” pivot pozisyonu için, iki ilginç isimle anlaştılar. Bunlardan eski All-Star Al Jefferson, eski ekol bir pivot ve sırtı dönük birebir hücumu giderek ligde popülerliğini kaybediyor. Hibbert ve Mahinmi’nin aksine “kütükzade” olmadığı aşikar; lakin acaba Pacers’ın sisteminde kütük olmayan 5 numaralara ayrılan bir yer var mı? Esasen “doping haylazı” Jefferson, kendisi gibi olmayı ve top istemeyi bırakınca Charlotte sınıf atlamıştı – burada, Hibbert veya Mahinmi’den ziyade, David West’in ve Jordan Hill’in bıraktığı işleri devam ettirecektir, ve ettirmeli. Artık 10 yıl önceki gibi, sanki Jermaine O’Neal’mışçasına oynayamaz; ki zaten ilerleyen yaşı ve sakatlıklar da kapasitesini epey düşürüyor. Bir diğer hamle ise, benim savunmasını daima beğendiğim underrated Fransız uzun Seraphin’di. Seraphin, boyuna göre atletizmi ve savunma/blok sezgileri gayet yüksek, oyunu olumlu bir uzun. Topu elinde istemediği için, Mahinmi – West karışımı bir tarzla oynayabilir; yani hücumda Mahinmi kadar takipçi, savunmada da West kadar sert ve azimli olabilir. Böyle bir durumda Jefferson’ı 4’e, Seraphin’i de 5’e çekebilirler.
Fakat Pacers’lılar öyle bir ismi kadroda tuttular ki, Jefferson’ı benche bile düşürebilir: Myles Turner. Esasında, Paul George’a büyük yardımlarda bulunan Jordan Hill’in takımdan gönderilmesi benim şahsen hiç içime sinmiyor. Hatta Jefferson yerine Seraphin-Turner-J.Hill rotasyonunu yeğlerdim. Ama ortada bir Teague pasörlüğü varsa, bu değişkenle Turner, Hill’in yokluğunu aratmaz. Zaten daha çaylak sezonunda benchten epey katkı veren Turner, 3 numaradaki eşdeğeri veteran C.J. Miles ile beraber ilk beşi daima zorlayabilir ve yorulanları yedekleyebilir. Bu ikilinin savunma refleksleri ve yırtıcılıkları (evet, Turner iyi bir blokçu), Paul George’a çok yardımcı oluyor. Ayrıca Lance Stephenson gibi çok yönlü isimlerin yokluğunu da hissettirmiyorlar. Sırf bu yüzden, vasat Solomon Hill’i de hiç aramayacaklar. Tabi takımda uzun rotasyonu bu isimlerle bitmiyor; turuncu formasıyla NCAA’de seyretmeyi çok sevdiğim Rakeem Christmas, bu kalabalıkta kendine yer bulmaya çalışacak. Bu yazın Teague ile birlikte en önemli transferi, yani Thaddeus Young da, 4 numaranın ilk tercihi olmaya uğraşacak.
Young’a ayrıca bir parantez açmakta fayda var. Sixers günlerinden bu yana çok beğendiğim Young, yıllar ilerledikçe kısa forvetten uzun forvete kesin geçiş yaptı ve geçtiğimiz yıl Brooklyn “çöplüğünde” ne denli kıymetli bir ribauntçu ve katalizör olduğunu kanıtladı. Pacers’ı her bakımdan yukarı taşıyacak, pek faydalı bir transfer olduğuna kuşku yok. Burada gerek ilk 5’te, gerekse de benchten çok katkı sağlayacaktır. Young gibi komple takım oyuncuları var oldukça, Pacers’ın önü, eski yıllara nazaran çok daha açık.
Ayrıca, olur ha, George’u yine sakatlığa kurban verirlerse, bu defa “mini” bir yedekleri daha olacak: çaylak Niang, adeta bir Paul George sureti. Iowa State’de sırtı dönük post hücumu dahil her türlü hücum, liderlik ve takım savunması silahına sahip olduğunu kanıtladı (ödülleri saymakla bitmez); burada da, George’dan çok şey öğrenip yeni nesil PG31 olmaya gayret gösterecektir. Ligin ikinci yarısında kendisini göstereceğini ve çıkış yakalayıp hücumda uzun 5’in 2, kısa 5’in ise 3 veya 4 numarasını yücelteceğini öngörebiliriz.
Peki, Vogel basketbolu ile McMillan basketbolu arasında ne tür farklar beklemeliyiz? Bir defa takımın artık 2 hakiki oyun kurucusu olacak, uzun rotasyonu her derde deva türünde çeşitlilik ve derinlik kaynayacak ve savunma-ribaunt eşiği çok daha yukarılara taşınacak. Hücumda ise oyun kurucuların, atletizmin ve (Jefferson hariç) bencillikten uzak yeni transferlerin takım oyununa, kimyaya ve pas trafiğine uygunlukları sayesinde, epey tehlikeli bir hüviyete bürünecekler. Paul George’un kariyer sezonu başlıyor olabilir (MVP yarışında Westbrook ve Harden’a bir rakip daha geliyor), fakat ortada bir “minik” problem daha var: Atmaya aşık iki “tuğlacı” skorer, Monta Ellis ve Rodney Stuckey’nin, bu yeni sistemde rolleri epey değişecek ve bu durumu nasıl karşılayacakları meçhul. Egoları eğer ağır basarsa, derhal takaslanabilirler ve Miles orayı coşturur (bu ihtimal Ellis için daha yakın, çünkü Stuckey birkaç yıldır benchi özümsedi sayılır).
Sonuç olarak, Pacers’tan bu yıl ne beklemeliyiz? Eğer ki Ellis’in yerine Courtney Lee veya Sefolosha gibi birisini barındırsalardı, doğrudan Doğu Finali diyebilirdik. Fakat 2 numaradaki uyumsuzluk olasılığı hariç, aksi gibi bir de sezonun Doğu’daki en zor grubunda, Cavs, Pistons, Bucks ve Bulls’un arasında mücadele edecekler. Bakalım Bird, Vogel yerine McMillan’ı seçerek hata mı yoksa doğru mu yaptı? Bir şekilde play-off’a kalırlarsa, tecrübe ve gençliği karabildikleri için Doğu Finali’ne çıkarlar. Penetre – dış şut ve iç – dış oyun dengesini koruyabilme adına tüm silahlara sahipler (belki Miles ve Turner’a fazladan birkaç dış şut idmanı gerekebilir). Jefferson ise, kadroda bence öncemli bir x-faktör. Jefferson ile oynadıkları kumar tutarsa, veya sistem içinde Jefferson’ı yedirebilirlerse, beklediklerinden bile öte başarılara ulaşırlar. Ötesi için, LeBron’ı geçmeleri gerekecek – bu da, Paul George’un kişisel problemi/imtihanı…
Yazarın diğer yazılarına erişmek için tıklayın
mail: efe.ozenc@abcspor.com
twitter: @efe_ozenc
Youtube: Turuncu ve Siyah Kadar Yuvarlak