https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

3 TEMMUZUN PSİKOLOJİK ETKİLERİ

Okunması Gerekenler

Picture3O ilk tutuklama görüntülerini gördüğümüz günlerden bugüne kadar yüzlerce yazı yazıldı, söz söylendi. İşin sportif, hukuksal, maddi manevi her boyutu tartışıldı da bıraktığı izlerin psikolojik boyutları hakkında hiç konuşulmadı. Ya de ben hiç rastlamadım.

Sürecin ilk gününden itibaren tüm medya organları kullanılarak bir kulüp üzerinden hazırlanan haberlerle bilinçli bir strateji yürütüldü. Neyse ki, o dönem Fenerbahçe’nin hocası Aykut Kocaman’ın dediği gibi “Gerçeklerin birgün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu var”dı. Şimdilerde görüyoruz ki ülkenin siyasi iktidarının da içinde olduğu bu senaryoda niyet görünenin de ötesindeydi.

Peki bunca iddianın, sorgulamanın ve cezalandırmanın sonucunda Fenerbahçe’nin ve Türk futbolunun psikolojisi ne duruma geldi? Bu soruyu kulüp ve ülke futbolu üzerinden sormuş olsam da biliyoruz ki hepimiz etkilendik. Başlıklarla anlatmaya çalışalım:

1.      fb Öğrenmem için başıma gelmesi gerekmez!

Psikolojide Bandura’nın sosyal öğrenme kuramına göre, kişilerin bir davranışı öğrenmeleri için o olayın illa da başlarına gelmesi gerekmez. Başka bir çocuğun burnunu karıştırdığı için annesinden tokat yediğini gören çocuk burnunu karıştırmanın kötü ve cezalandırılacak bir davranış olduğunu öğrenir ve burnunu karıştırmaktan çekinir.

Bu dava süreci tüm Türk takımlarına “oğlum sana atıyorum, diğer çocuklar siz anlayın!” tokadıydı. Kim Fenerbahçe’nin yaptığını yapmaya kalkarsa tokadı yer demekti.

2.       Yaptığım davranış ödüllendirilirse, o davranışı yapmaya devam ederim!

Öğrenme kuramının bir diğer temel kuralı ise şöyledir: Davranış ödüllendirilirse davranışın tekrar edilme olasılığı artar. Çocuklarda da böyledir. Kendi kendine pijamasını giymeyi başaran çocuğu annesi sarılarak öperse çocuk ertesi gece de aynı ilgi ödülünü almak için pijamasını kendisi giymeye hevesli olur.

3 Temmuz sabahından itibaren özellikle medya çalışanlarının bazıları yaptıkları etik dışı, ahlaksız davranışları sonucu cezalandırılacaklarına kendi meslek cemiyetleri, namı-ı diğer Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından ödüllendirildi. Bunun sonuçları öğrenme kuramı temelinde düşünüldüğünde açıktı; ödüllendirdik ki siz bu davranışlara devam edin. Öyle de oldu.

3.       Travma sonrası stres bozukluğu kişinin hayatını olumsuz etkiler.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), travmatik bir stres kaynağıyla karşılaşma sonucu ortaya çıkabilecek belirtiler grubudur. Fenerbahçe camiasının 3 Temmuz günü sabahını takiben geçirdiği o süreç  büyük bir travmadır. Bu travmanın sonrasında oynadıkları her maç, gittikleri deplasmanlarda yaşadıkları her olumsuz olay, sene içindeki her dava günü hem camia için hem de futbolcular için önemli bir travma tetikleyicisi olmuştur.

Davaya yayın yasağı getirme, kasti tezahüratları engelleme  gibi önlemler alınabilecekken Fenerbahçe camiası  bu travma tetikleyicilerine maruz bırakılmıştır. Araştırmalar gösteriyor ki TSSB’nin olumsuz etkilerinden bazıları yorgunluk, bitkinlik, uykusuzluk, aşırı sinirlilik halidir. Fenerbahçe camiası tüm bu olumsuz etkilerin üstesinden gelmek için de büyük bir çaba göstermiştir.

Bu listeyi daha da uzatmak ve üstüne yazılar yazmak mümkün. İlk hafta en belirgin olanları sıralayarak başladık, ilerleyen haftalarda devam ederiz. Bugüne kadar yazılanlara farklı bir gözle ekleme yapabildiysem ne mutlu..

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

FUTBOLUN BİTTİĞİ GÜN

Olmaz olsun böyle lig. Olmaz olsun böyle galibiyet. Yeter artık Fenerbahçe'nin bu ülkede maruz kaldığı muamele. Lanet olsun Fenerbahçe'yi senelerdir ırkçılık derecesinde...

Benzer Konular