Pazarcılık yapan bir yakınım anlatıyor, minibüsle çıkıyorlar yola, ihraç fazlası gömlek yakalamışlar bir yerden, Ankara’daki bir sosyete pazarına götürüp satacaklar. Yolda trafik polisi çeviriyor, ehliyet, ruhsat derken polisler eksik buluyorlar, ceza yazacaklar. ” Abi, pazarcıyız be, yapma, etme derken işi iki tane erkek gömleğine bağlıyorlar. 3-4 km kadar uzaklaştıktan sonra, gecenin zifiri karanlığında tepe lambasını yakmış bir ekip otosu arkadan şimşek gibi geliyor ve megafondan bir de anons duyuluyor: – Pazarcı sağa çek, şunun bi beden büyüğünü versene ? Pek çoğumuzun trafik polisleriyle yaşadığı komik rüşvet anıları vardır. “Benim cebimden az para çıksın da para kimin cebine girerse girsin fark etmez” mantığıyla yapılmış yerinde bir hareket, gömlekler de ucuz zaten. Fiyatı 10 liralık bir gömlek alırsın, eskimez. Polyester yoğun bir kumaştan imal edilmiştir çünkü. Ancak sağlıksızdır, ter çekmez, hasta eder. Fiyatı 100 liralık bir gömlek alırsın, taş çatlasın iki sezon giyersin çünkü pamuk yoğun bir kumaştan elde edilmiştir, sağlıklıdır, ter çeker ama diğerini kadar dayanıklı değildir.
Pamuk ipliğine bağlı benzetmesi de bu sebepten cuk oturur bazı tanımlamalara, puan tablosunda 5. Hafta itibariyle Fenerbahçe lider de olsa, fark 3 puana çıkmış da olsa bazı şeyler pamuk ipliğine bağlıymış gibi duruyor. Çünkü neredeyse 20 haftadır beraber oynayan takım, sezon öncesi hocasının taahhüt ettiği hiç bir şeyi oyun olarak veremedi ve gelişemiyor. Sempatik Vitor Hoca’nın kafasında kurguladığı ne 4-4-2’ye benzeyen, ne 4-3-3 tanımına bire bir uyan ne de bahsedildiği gibi tam manasıyla 4-2-2-2 olan bir sistem göremedik ve bu gizemli sistem 4-1-2-3 de değil gibi. Bence kendisi de bu sistemlerin arasında geziyor gibi. Net değil sanki. Bir futbol takımının gücünü gösterdiği an, skora tepki verdiği, yenik duruma düştüğü andaki tepkisidir. Öyle anlarda hoca etkisini, takımın fiziğini ve kondisyonunu görürsünüz. Üretkenlikten uzak bir oyun için de bu refleksi göremeyen taraftar ister istemez puan tablosuna bakmıyor, mevcut tabloyu da pamuk ipliğine bağlı görüyor. Pereira fırtına gibi girdi kalbimize, çok seviyoruz ama gözlemlediğim kadarıyla oyuncu tercihleri, oyuna müdahaleleri vs gibi sebeplerden önemli ölçüde prim kaybetti. Bir çılgınlık yapsa Beşiktaş maçında, mesela aniden boşaltsa orta sahayı, 4 lük 5,lik olması an meselesi. Maazallah öyle bir anda da kredisi sıfır. Topal’ı oyundan aldığında ne olduğunu gördük, benzer bir yanlışı tekrar eder mi, hayatta etmez diyemiyorum.
Al işte sana bir pamuk ipliği durumu! Robin Van Persie ile saha kenarında yaşadığı dialog çok konuşuldu. “Geç otur yerine, bana ne yapacağımı anlatma” bakışı geldi RVP’den. Hocaya ayarı vermiş RVP. Ben RVP’nin ahlaksız biri olduğunu düşünmüyorum. Bir kaç hafta sonra banko oynayacak bir oyuncunun geçici olarak yedek kulübesinde oturuyor diye böylesine öfkeleneceğine de ihtimal vermiyorum. Üstelik Fernandao da sapır sapır dökülüyor. Bence başka bir nedenden kaynaklanmış bir tatsızlığın devamı niteliğindeydi RVP’nin tepkisi. Neden Şenol Hoca olmaz dedik, ego yönetim tecrübesi yok diye. Pereira tercih edildiyse bir nedeni de egoları yönetebilme ihtimaliydi. Maç sonu, “hiç bir futbolcu yedek kalmaz istemez, böyle şeyler her takımda yaşanır” şeklindeki demeci ile krizi ustaca bitirdi Pereira. Fenersiz medyayı da hüsrana uğrattı. Pereira’nın mesajı çok yerinde ancak, yersen ?? Hiç bir takımda olmaması gereken bir şey çünkü bu. Aziz Yıldırım bu sene doğru bir yola girdi. Hoca falan hikaye yani. Transfer ettiği iki yıldızın attığı kritik gollerle şu an takımı zirvede. Fenerbahçe’nin son 5 golünde Nani’nin imzası var, 8-10 atar diye tahmin ettiğim Nani daha üstüne çıkacak. Nani tam uyum sağlamadı henüz, daha da iyi olacak. Üstelik de Nani bir Winner. Attığı da, attırdığı da puan yazıyor, skora isyan da ediyor. Yatmaya gelmemiş yani.
RVP de bir Winner zaten ve bir de Rıdvan Junior var artık, müthiş işler yapacak Markoviç. Nani ile ilgili tek şikayetim şu, lütfen o formayı ulu orta çıkarmasın üstünden, hepimiz erkeğiz nihayetinde. Olan var, olmayan var ? O baklavaları görmek sinir bozucu. Yanımızdaki hatunlara madara oluyoruz. Gömlekle başladık, gömlekle devam edeyim. Fenerbahçe’nin yeni gömleği biraz fazla büyük beden ve fazla pahalı, zira marka bir gömlek ve ateşten. Ersun Hoca falan da giyemez, Pereira’ya da büyük geliyor. Nani, Ozan, Markoviç, RVP gibi oyuncuların olduğu takıma bir stoper, bir tane daha santrfor aldın mı her türlü şampiyon oluruz, bu takımı şampiyon yapamayacak hocanın da lisansını yırtarlar. Avrupa’da uzun bir yol var, gerçekçi bir yaklaşımla biz ancak ligin ikinci yarısında arzuladığımız takımı izleriz.
Avrupa’da finale kadar gelmemiz zor yani. Gelişimimiz maalesef çok yavaş. Sabırlı olacağız ve hocamıza da destek olacağız, başka bir ihtimal yok. Bursa maçında puanlı bir gömlek giymişti Pereira. Antalya maçında da aynı gömlek üstündeydi, puanlı giyersem, puan alırım hesabı” totem yapıyor galiba. İşimiz totemlere kalmasın da ?
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : bruno.monte@abcspor.com
twitter : @BrunoMonte1907
