O anda her şey tersine döndü. Aslında kötü başlamamıştık. Takım coşkulu ve hırslıydı. Kaptığımız toplarla hızlı çıkıyorduk. Maiximin’in kanadından pozisyonlar da bulduk. Szymanski’nin auta giden şutu belki de dönüm noktası oldu. Ardından çok ekstra bir gol yedik 20.dakikada ve her şey değişti.
Oyun planının dışına çıktık. Çok acele toplar kullandık. Rakip orta sahamızı zaman zaman çok kolay geçti. Saman alevi gibi ataklar yaptık. Yine ağırlıklı soldan gittik. Tadiç’i kullanamadık. Fred bildiğimiz oyununu oynayamadı. Ismail baskı altında hatalar yaptı, aynı şekilde Mert Müldür de hiç oyuna giremedi, daha çok hatalarla göze çarptı. Bu dağınık oyun bize yakışmadı. Rakip çok akıllı çıkarken biz sakinliğimizi kaybettik. Bolca pas hatası yaptık.
Oyun 3-0 iken beklenmedik anda bir penaltı kazanınca normal şartlarda önce tribünlerin sonra takımın kıpırdayacağını düşünürsünüz değil mi ? Ikisi de olmadı. Demek kimse bu oyunla maçı çevireceğimize inanmadı. Djiku’nun yerine Amrabat ta stopere geçince önce ne oynadığımızı anlamaya çalıştım. Sanki iyice çorbaya döndü oyun. Fazlasıyla yorulan Dzeko ve sakarlıklarıyla göze çarpan En Nesyri’ye toplar şişirdik. Bu düzensiz oyunla bile pozisyonlar bulduk ama onları da değerlendiremedik. Sonuçta çok ağır bir yara aldık.
Halbuki saha dışı bir çok olayla gündem olan rakibimiz, kazansak daha büyük yara alacaktı. Belki de olağanüstü seçime kadar gideceklerdi. Geçmişte de olduğu gibi zor zamanında can simidi olduk Galatasaray’a. Bir de üstüne “Mourinho’yu getirdik, yine mi olmayacak” sorusu belirdi ister istemez kafalarda.
O yüzden şimdi yapilacak tek şey hemen kendimize gelmek. Biliyorum kolay değil. Ağır bir yenilgi bu. Ancak ligin 6.haftası henüz. Haftaya Antalya deplasmanından başlayarak tekrar kazanmaya başlayacağız. Sonrasına bakarız. Önce bu ağır yenilgiyi hazmedelim. Bir kendimize gelelim. Sonrası Allah Kerim.
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72
