Leeds United: Bu yıl Ocak ayında kulübü İtalyan iş adamı Massimo Cellino Leeds United’a aylar süren işlemler sonrasında satın almıştı. Takım sahibi ve başkan olduktan sonra aynı ayın sonunda menajer Brian McDermott’un görevine son verip birkaç gün sonra taraftar ve kamuoyu baskısıyla geri adım atarak hala takımın başında diyerek göreve döndürdüğü Brian McDermott ile bu yaz kesin olarak yolları ayırdı. Daha önce Cagliari’nin sahibi olan Cellino’nun İtalyan bir menajer göreve getirmesi beklenirken daha önce yalnızca Konferans Ligi takımlarından Forest Green’i 4 yıl çalıştırmış ve geçen sezon başında sekiz maçının yedisini kaybedince kovulmuş Dave Hockaday’i göreve getirdi. Gerek medyada gerekse taraftarlar arasında yaşanan şaşkınlıktan ve acaba ne yapacak merakından ötürü karar etraflıca eleştirilemedi bile. Paralı başkandan ziyade Futbol Direktörü olarak çalışan tarzda bir iş adamı olan Cellino transferlerin de neredeyse tamamını İtalya liglerinden yaptı.
Middlesbrough: 2006 yılında UEFA Kupası finali oynayan M’boro Championship’teki 6. sezonuna giriyor. Geçen sezon Kasım ayında göreve gelen Aitor Karanka’nın ilk tam sezonu olacak. Real Madrid’de asistanı olarak çalıştığı ve aynı zamanda yakın arkadaşı Jose Mourinho ile olan ilişkisini Chelsea’nin genç oyuncularını takıma katması yönünde kullanmasını bekleyen Boro taraftarları yeni sezona umutlu giriyorlar. Ellerindeki kadronun en önemli açığı denebilecek santrafor pozisyonuna İspanyol kulübü Murcia’dan Kike’yi transfer ettiler.
Eğer Kike Boro’nun yıllardır aradığı 20+ gol atabilen santrafor rolünü başarabilirse en azından bu sezon Play-off’lara kalabileceklerini düşünüyorum. Çünkü ellerinde santrafora destek olabilecek Mustapha Carayol, Emmanuel Ledesma ve Albert Adomah gibi yetenekli ofansif oyuncular mevcut. Böyle bir hattın arkasında Grant Leadbitter ve Jacob Butterfield gibi bir orta saha ikilisi de cabası. Öte yandan bu kadroyu transfer dönemi kapanana dek koruyabilmeleri de kolay olmayacak.
Norwich City: Premier Lig’den düşen takımlardan biri olan Norwich’te yaz henüz beklendiği kadar hareketli geçmedi. Şu ana dek ayrılması beklenenlerden yalnızca Robert Snodgrass ayrıldı. Ay sonuna dek bu isimlerin yanına John Ruddy, Leroy Fer, Gary Hooper, Ricky van Wolfswinkel ve Nathan Redmond’ın eklenme ihtimali eklenmeme ihtimalinden çok daha fazla. Bu gitmesi muhtemel isimlere karşılık yalnızca santrafor pozisyonu için Lewis Grabban ve Kyle Lafferty’i transfer ettiler. Kadrodan ayrılan isim sayısını asgari seviyede tutabilir ve tecrübesiz teknik adamları Neil Adams beklentileri aşabilirse Premier Lig’e geri dönüşleri çok uzun sürmeyebilir.
Nottingham Forest: Futbolculuğunda bir Nottingham Forest efsanesi olan Stuart Pearce menajerlik görevine geldi bu yaz. Daha doğrusu geçen sezon ortalarına yakın anlaşılmıştı yeni sezon için Pearce ile. Fakat takımın sahibi Fawaz Al Hasawi’nin menajerlerle olan ilişkisi ve futbol işlerine çok karışan bir başkan olması Nottingham için umutlu olmaya engel olan noktalardan biri. Kâğıt üzerinde korudukları kadrolarına ilaveten Chris Burke ve Michale Mancienne gibi iyi çok iyi katkı yaptılar. Kanımca sezona nasıl bir giriş yapacakları Forest’ın sezon seyri için bize fikir verecek. Pearce’ın City Ground’a dönüşü takımı ve taraftarları havaya sokarsa 16 yıl sonra Premier Lig’e dönebilirler.
Rotherham United: Geçen sezon League One’de büyük sürprizlerinden birini başarıp beklentileri aşarak 9 yıl aradan sonra Championship’e yükseldiler. Yaz döneminde de bu seviyelerde oynamış Kirk Broadfoot, Matt Derbyshire, Paul Green, Scott Loach, Frazer Richardson gibi oyuncuların yanı sıra Jordan Bowery’i gibi önemli bir genci bonservisiyle, John Swift’i de Chelsea’den kiralık olarak kadroya kattılar. 2012’de yeni statları açıldığında League Two’da mücadele ederlerken iki sezonda iki lig yükselmeyi başardılar. En iyimser taraftarlar arasında üçte üç yapılabilir mi düşünenler olsa da ayağı yere basan kesimin hedefi bu sezon ligde tutunabilmektir. Blackpool ile beraber şahsen küme düşme konusunda en muhtemel takımlardan biri olarak görüyorum.
Sheffield Wednesday: Geçen sezon Dave Jones kovulduktan sonra 23. sırada devraldığı takımı Stuart Gray ligi 16. sırada tamamlayınca yıllardır her menajer kovulduğunda takımın başına geçici olarak getirilen isim asli menajer olarak sözleşme imzaladı ve yeni sezona onun yönetiminde girecekler. Bu güvenle Gray kadroda önemli değişiklikler de yaptı. Kiralık pazarından iyi genç yetenekler kadrolarına katarlarsa play-off potasını zorlayan bir takım olabilirler.
Wigan Athletic: Geçen sezon Owen Coyle ile başladıkları sezonun ortasında Coyle ile yolları ayırıp yerine Uwe Rösler’i getirmeleri ile sezonlarının seyri değişmiş ve orta sıralarda yer alan takım sezonu 5. bitirip play-off’lara kalmayı başarmıştı. Alman teknik adamın hem daha önce League One’de Brentford ile başardıkları hem de Wigan’da yarım sezonda başardıkları onu adanın en gelecek vadeden teknik adamlarından biri olarak nitelenmesini sağlıyor. Championship’te teknik adamın önemini geçen sezon en iyi gösteren Burnley gibi örnek varken, Wigan Athletic bu sebepten Premier Lig’e yükselme yolunda güçlü bir aday konumunda. Bunun yanında elindeki kadronun kalitesi de hiç fena değil. Osasuna’dan Oriol Riera bu yaz yaptıkları en önemli transfer. La Liga’da geçen sezonu 13 golle tamamlamış bir santraforu kadrolarına kattılar. Sezon devam ederken kadro içinden ciddi kayıplar vermezlerse sezonu ilk 6 içinde bitirmelerine şahsen garanti gözüyle bakıyorum.
Wolverhampton Wanderers: Geçen sezonu 103 puanla League One rekoru kırıp şampiyon olarak tamamlayarak Premier Lig’e geri dönen Wolves taraftarları Brentford ve Rotherham United taraftarları gibi 2 yılda üst üste 2 terfi yaşayarak Premier Lig hayali kuruyorlar. Fakat Wolves taraftarlarının diğer taraftarlardan farkı bu hayallerin çok daha sağlam zemine dayanıyor olması. Daha 2 sezon önce Premier Lig’de mücadele eden bir kulüpten söz ediyoruz ne de olsa. Hala daha o kadrodan oyuncular mevcut. Bunun yanı sıra o seviyede oynayacak kalitede Bakary Sako gibi bir yıldızları da var. Menajer koltuğundaki Kenny Jackett için de ligin önemli menajerlerinden olduğunu söylememiz lazım. Bu saydığım sebeplerden Southampton ve Norwich City’nin daha yakın dönemde başardıklarını tekrarlayabilecek en muhtemel takım konumundalar. Şahsi beklentim en azından play-offları kovalayacakları bir sezon yaşamaları.