https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

YA HERRO YA MERRO

Okunması Gerekenler

YA HERRO YA MERRO

Taziye evlerinin klişe retoriğidir, Allah sıralı ölüm versin denir, o an ortamda her kim varsa kafasını sallayarak onaylar, ortamdaki yaşlıların ne hissettikleriniyse bir içleri bilir bir de kıçları..

Çünkü şair burada demek ister ki; önce en yaşlılar ölsün, sonra sırayla en gence kadar bu süreç işlesin, Allah evlat acısı falan göstermesin. Kısaltılmış adı FIFO olarak bilinen bir stoklama yöntemi var ya? Hah işte, öyle bir şey temenni ediliyor. First In First Out. Yani İlk giren ilk çıksın.

Futbol seyircisi de FIFO’cudur çünkü yaş faktörü futbol dünyasında çok önemlidir. 30 yaşın üstündeki oyuncu transfer edildi mi ayar olur, giderse de iyi olmuş der. Takımın eskilerinin yüzü de eskimiştir, önce onlar gitsin de bir kurtulalım der. Gençleşelim abi, genç futbolcu iyidir gibi bir anlayış her zaman destek bulur ama tecrübe diye de bir şey var ve n’aparsın ki, tecrübe arttıkça da gençlik azalır.

Mehmet Topal’la beraber yaşı ilerlemiş, yüzü eskimiş iki önemli isim daha Fenerbahçe’den ayrıldı, kimsenin umurunda değil, herkes yeni transferlere odaklandı, umarım Fenerbahçe taraftarı hiç birini aramaz(!)
Valbuena ve Soldado’nun bu takımı kümede tuttuklarını da bir kez daha hatırlatmayı borç bilirim

Allah sıralı gidiş versin, evet ama yaşa bağlı değil, performansa ve ihtiyaca bağlı olmalı. Öyle ya, önce Alper Potuk gitsin di mi? Ayrıca bu yıl Fenerbahçe futbol takımının da yaş ortalaması epey yukarılara çıkacak, yaşı ilerlemiş oyunculara bakış açımız değişmeli, değişmek de zorunda, genç oyuncu mefhumu da fetişizme dönüşmüş durumda, bundan da kurtulmamız lazım.

Emre Belözoğlu transferi bu sezonun en yaşlı transferi olacak, hem bir ağabey transferi hem de bir orta saha takviyesidir. Adam 39 yaşında ama hala formda, ben bu transferi onaylıyorum ve yaşına takılmıyorum. Son sezonlarında yeterli miktarda ilk 11 görmüş ve yeterli bir süre sahada kalmayı başarmış oyuncular bonservissiz olmak kaydıyla yaşına bakılmaksızın pekala transfer hedefi olabilirler, 1+ opsiyonlu sözleşmeler imzalatılabildiği sürece de transfer edilebilirler, çok da korkulacak bir şey değil bence diyip diğer transferlere göz atalım..

Max Kruse.. 31 yaşında. Bonservisi elinde.. Özel hayatı biraz fazla renkli olsa da Alman Milli Takımı görmüş çok istikrarlı bir oyuncu. İstatistikleri çok iyi.. Atıyor, attırıyor, uyum sorunu yaşamadığı söyleniyor, sezonun transferi olmaya aday. Büyük ihtimalle tüm sistem Kruse üstüne inşa edilecek çünkü denildiği gibi kendisi 9 numara olarak değil, 10 numara olarak kullanılacak. Kruse aslında bir 9,5. Fenerbahçe taraftarının beklediği klasik 10 numara kesinlikle değil. Giuliano tarzı ofansif orta saha. Çok skorer ama asla bir pas istasyonu değil. Geriye gelir, top alır, geniş alanda basar çalımı geçer, topla mesafe kat eder, tilki gibi gol bölgelerini koklar, atar, attırır ama sağında ve solunda iki hızlı kanat ve önünde pivot özellikli slim bir santrfor olması kaydıyla.

Öyle tahmin ediyorum ki Ersun Hoca tek ön liberolu bir sistem hayal ediyor. 4-1-3-1-1 gibi bir diziliş yahut da 4-1-3-2, Kruse da o üçlünün önünde bir yerde yer alacak.

Madem tek ön libero, o halde bana sadece iyi bir kesici yeter diye düşünüyor olabilir Ersun Hoca ki; Fejsa da böyle bir oyuncu ama Fenerbahçe orta sahasında oynayan bir oyuncunun skora ve ofansa az da olsa bir katkısının olması lazım. Bu adamın golü yok, asisti yok, ortalama olarak 4 sezonda ancak bir gol atabiliyor. Diyebilirsiniz ki 3-4 sezonda da olsa bir gol atıyor, onu da atamayanlar var ve Beşiktaş’tan bonservisiyle de aldılar, ona da eyvallah diyorum.

Fejsa belki de alındı bile, bilemiyorum ama bu oyuncu hakkında benim fikrim olumsuz, Bonservis ödenerek 32 yaşındaki futbolcu transfer edilmemeli, tek yönlü oyuncu hiç düşünülmemeli. Mesela John Obi Mikel iyi bir seçenekti, 1.5 M Dolar maaşla bonservissiz olarak Trabzon’la anlaştı..

O bölge için adı geçen bir diğer isim ise 32’lik Luiz Gustavo.. Tamamen atmasyon bir haber olarak görüyorum, maddi anlamda hiçbir inandırıcılığı yok ama inşallah diyorum..

Kolarov var gündemde, O da 33’lük, gelirse çok şey katar bu takıma, 10 puanı sadece serbest atışlardan kazandırır, profesyonellik anlayışı çok üst düzey bir oyuncu, hırslı ve lider özellikli ama sözleşmeli bir oyuncu, bonservis ödemen lazım, Hasan Ali de fena oynamıyor, para da sınırlı. Valla bilemedim. Kim hayır diyebilir ki? Hayır denmez ama bütçe anlamında ağırlık forvet hattında kullanılmalı kanaatindeyim.

Transfer piyasasını en fazla meşgul eden oyuncu ise Vedat Muriqi.. Fenerbahçe transferi açıkladı, Galatasaray’a transfer çalımı attı deniyor. Çalım mı, değil mi zaman gösterecek. Öncelikli olarak maliyetini henüz bilmiyoruz, bu açıdan yorum yapmak güç. Açıkçası ben biraz ön yargılıyım bu oyuncuya karşı, Rizespor’daki performansını ne derecede baz alabilirİz, kuşkularım var, kuvvetli bir merkez santrafor, hepsi o kadar. Gol vuruş yüzdesi yüksek ama, gol vuruşunu nereden ve ne şartlarda yaptığın istatistiklere girmiyor. Rizespor’da atmış olduğu tüm golleri peş peşe izleyin, ne demek istediğimi anlarsınız, umarım yanılırım, Frey2 diyorum, Fenerbahçe mutlak iyi bir santrafor almak zorunda..

– Kruse’un önündeki oyuncuya karşı şüpheliyim, ya sağı ve solu?

Bir tarafında Moses var bilindik, diğer tarafında büyük ihtimal eski GS’li Garry Rodrigues’i izleyeceğiz. Genel anlamda Fenerbahçe’nin ihtiyaç duyduğu tipte bir oyuncu diyebiliriz. Sprinter bir oyuncu, ayağına hakim, takım savunmasına katkısı tartışılsa da bireysel anlamda ligimiz için gayet yeterli ama.. Aması gol ve asist istatistikleri yetersiz. Bir tek 2017-18 sezonunda skor katkısı yetersiz. Maalesef Moses da skora çok az katkı veren bir kanat oyuncusu, keşke Visca tarzında iç gibi oynayan bir oyuncu tercih edilseydi. Evet, Rodrigues soldan şimşek gibi gelir, ceza sahasına köşeden girer girmez topu sağına çeker, sağ ayağın içiyle falsolu bir şekilde topu kalecinin solundaki köşeden ağlara asar eyvallah ama Fenerbahçe’ye level atlatmaz. Hayırlı olsun diyelim ve bekleyip görelim. Bir futbolsever olarak heyecanlandırmadı beni.

Allahyar yatırımlık bir oyuncu, Kaleci Altay da bana göre öyle. Hatta burada Allah sıralı geliş vermeliydi, Fenerbahçe’nin yapacağı ilk transfer kaleye ve stoper bölgesine olmalıydı manasında söylüyorum, Harun ve Altay bize yeter diyorsa Comolli, bence yine büyük yanılıyor.

Sonuçta transfer sezonu bitmeden esaslı yorum yapabilmek çok güç, takımdan ayrılacak çok oyuncu var, birçok da yeni isim takıma katılacak.

UEFA’nın vereceği karar da burada çok önemli tabii, tüm bu yazılanlar bir anda çöpe de gidebilir ama Fenerbahçe için bu sezon gerçekten çok kritik bir sezon.

Rakiple arandaki şampiyonluk farkı iki yıldıza ramak kaldı, son atımlık mermi namluda, taraftardan bir kez daha para isteyebilmek gibi bir durum söz konusu bile değil, dolayısıyla karavana atmak gibi bir lüksün olmadığı gibi, ya tutarsa deme lüksün hiç yok. Karavana attığın anda, Galatasaray bu ligin Juventus’u olur, açık ve net.

Karavana atmayalım diye için ligin bilindik kalburüstü oyuncularını toplamak Fenerbahçe’yi şampiyon yapmaya yetmeyebilir, Rodrigues, Muriqi, Ndiaye isimlerinin altında scouting beceriksizliği ve güvensizliği var..

Bu yıl şampiyon olmak zorundasın, zirveye oynamak yetmez sana.. Ya o tek kurşununu al ve cebine koy ya da kumarı kuralına göre oyna.. Bonservisi elinde, A++ kalitede oyuncuları kastediyorum. . Drogba ve Sneijder kumarını anımsayın, aynen o hesap.

Muriç’le, Yasir’le, Tekdemir’le, Murat ’la falan uğraşmanın hiç zamanı değil, ya herro ya merro sezonu bu sezon ve şu ana kadar elde var bir tek Kruse..

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: bruno.monte@abcspor.com

twitter: @BrunoMonte1907

Son Haberler

FENERBAHÇE GİBİ

Önce kızlarımızı kutlamak istiyorum. 2 sene üstüste Euroleague şampiyonluğunu kazanan kadın basketçilerimize ve böylesine yetenekli ve karakterli oyunculardan oluşan...

Benzer Konular