https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

TUNCAY, ŞANLI BİR DERS!

Okunması Gerekenler







Normal
0




false
false
false

EN-CA
X-NONE
X-NONE






































































































































































OZAN GULSENISizlere bir hikaye anlatacağım… Bir yıldızın, Tuncay Şanlı’nın hikayesi…

2002’de geldi Fenerbahçe’ye… Bir halı saha maçında keşfedilmişti Sakarya’da… Geldiğinde henüz 20 yaşındaydı. O sırada henüz 3-4 yıldır profesyonel bir futbol geçmişi olmuştu. Toydu ama bir o kadar da aç ve istekliydi… Küçükken gönül verdiği, hayalini kurduğu takımın formasını giyiyordu sonunda…

İlk maçını dün gibi hatırlıyorum. Hepimiz iyi, savaşçı bir futbolcunun transfer edildiğini biliyorduk ama çok da fikir sahibi değildik… Bizim için yabancı bir şeydi bu. Fenerbahçeli futbolcu çalım atardı, estetikti, Brezilya vatandaşlığına başvurmak üzere doğmuştu o güne kadar. Oysa o gün genç bir “tay”la karşılaştık… Doğadan elde edilen atların bir evcilleştirme seansı olur çiftliklerde, hepiniz bir filmde rastlamışsınızdır. Tayımız henüz o süreci yaşamamıştı besbelli. Her yere koşuyor, her yere saldırıyordu. Estetiğe alışmış, belki de bundan gına gelmiş Fenerbahçe taraftarının o güne kadar şahit olmadığı bir olguydu bu… Şükrü Saraçoğlu çimlerindeki ilk maçının sonunda tüm stad tayın ismini haykırıyordu büyük bir şevkle… “Tuncay, Tuncay, Tuncay…”

tuncay6Belki de Rıdvan’dan beri böyle galeyana gelmemişti bu görkemli kalabalık. Tuncay da halkın tüm istediklerini vermeye başladı sırayla… Çok cömertti… Gençti, tecrübesizdi ama olgundu… Ona destek olan ağabeyleri de vardı yanında. Hoş o gün ona destek veren ağabeyleri futbol kariyerinin içine de edeceklerdi ama Fenerbahçe’de geçireceği yıllar vardı önünde…

Daha geldiği sene 6-0 macerasının kapıyı aralayan ismi oldu. O maç dışında takım olarak kötü bir sezon geçirdiler. Buna rağmen yılın kazancı olarak görüldü. 10 gol attı. Ertesi sene zirveye çıktı tabir-i caizse… Attığı 22 golün de katkısıyla gelen şampiyonluk… Taraftarın tam anlamıyla sevgilisiydi artık. Platonik değildik o da taraftarı seviyordu. Onlardan biriydi çünkü.

 Neredeyse her türlü golü atıyordu. Vücudundaki tüm kemikleriyle gol atmayı becerdi… Kafatası, kaval, köprücük, uyruk, bel, hepsiyle… Hedefe öylesine odaklanıyordu ki neresiyle attığının önemi yoktu. Birçok golünde hızını alamayıp kendisi de gol oldu… Bencil değildi, takım için çalışıyordu. Attığı gole yakın asist de yaptı.

3 şampiyonluk yaşadı her sene design’ı değişen çubuklularla… Avrupa kupalarında bir takıma en fazla (Manchester United 3 gol) ve toplamda en fazla gol atan (26 maçta 12 gol) oyuncu oldu. 100. Yıldaki şampiyonlukta Alex de Souza’yla beraber büyük katkısı oldu… Toplam 77 gol attı Fenerbahçe için… 5 sene boyunca kulübün antrenman tesislerinde yatıp kalktı, yemeğini yedi… Tam anlamıyla evi oldu Fenerbahçe…

tuncayDerken aklını çeldiler… O güne kadar hep yanında olan, akıl veren, belki de o günlere gelmesini sağlayan ağabeyleri küçük hesapların içine girdiler. Başkanla arasını açtılar ve gitti… Evet gitti… O gün Fenerbahçe taraftarının yaşadığı hayal kırıklığını anlatmak çok zor… Aileden birini gurbete göndermek ya da en sevdiğin, inandığın, güvendiğin sevgilin tarafından aldatılmak… Buna benzer duygular… Hem de Premier League’in orta-alt sınıf takımlarından Middlesbrough’a gitti…

Aslında ilk 2 sene Fenerbahçe’de yakalamış olduğu ivmeyle 8’er gol attı. İkinci sene sonunda takımı küme düştü… Sonra Stoke City adında benzer bir takıma transfer oldu… Performansı her geçen gün düşüyordu… Kendine olan inancını kaybetmeye başlamıştı… Bu ekrandan dahi belli oluyordu… 1,5 sezon orada kaldıktan sonra Almanya yollarına düştü… Wolfsburg’a transfer oldu. Yeni gelen antrenörle yıldızı barışmadı bir türlü… Zaten artık yıldız da değildi… Sezon ortasında tekrar Premier League’e Bolton’a döndü… Aslında daha 29 yaşındaydı. Belki de bir futbolcunun en verimli çağıydı. 22 maçta sadece 1 (yazıyla bir) gol attı… Avrupa macerası bitmişti onun için… Bir pazarı da kalmamıştı çünkü.

TUNCAY ÞANLI: "MÝLLÝ TAKIMDA BÝRLÝK YOK" BURSASPOR’UN TECRÜBELÝ OYUNCUSU TUNCAY ÞANLI, TÜRK MÝLLÝ TAKIMI’NDA BÝRLÝK VE BERABERLÝÐÝN OLMADIÐINI SÖYLEDÝFenerbahçe’yle de ismi geçti… Başkan ona öyle kırılmıştı ki hayır dedi… O da Bursaspor’a geldi. Başta hiç forma şansı bulamadı. Sonra bir şekilde oynamaya başladı. Eski günlerinden çok uzaktı… İstanbul kulüpleri konusunda hassas Bursaspor taraftarı ile problem yaşadı. Ve sonunda orada da tutunamadı… Bitti… Tükendi… Fenerbahçe’ye tay olarak gelen Tuncay şu anda etinden faydalanacak kasap bile bulamıyor… Bu hikayede o kadar çok ders var ki… Sanırım en büyüğü, büyük bir yeteneğin alınan yanlış kariyer kararlarıyla nasıl bir çöp haline gelebildiği… Anlayana

ozan.gulseni@abcspor.com

Son Haberler

FUTBOLUN BİTTİĞİ GÜN

Olmaz olsun böyle lig. Olmaz olsun böyle galibiyet. Yeter artık Fenerbahçe'nin bu ülkede maruz kaldığı muamele. Lanet olsun Fenerbahçe'yi senelerdir ırkçılık derecesinde...

Benzer Konular