https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

STELLA WALSH (STANISLAWA WALASIEWICZ)

Okunması Gerekenler

Stanislawa Walasiewicz.. Konu çok eskilere dayandığı için, Olimpiyat meraklıları hariç birçok kişi büyük olasılık bilmez, hatırlamaz bu ismi ama dünya spor tarihinin en enteresan olaylarından biridir Stanislawa Walasiewicz’in öyküsü.

1911-1980 yılları arasında yaşamış Polonyalı atlet, Polonya’da doğmuş ama 3 aylıkken AmerIkaya ailesiyle göç etmişti. Gerçek isminin yanında Amerika’da da Stella Walsh olarak bilinir.

9 yaşında başladığı sporda, oldukça başarılı olup merdivenleri zıplayarak çıkmış ve 19 yaşında 100 yardda Track&Field yarışlarında dünya rekoru kırarken, daha 21 yaşında bile değilken, 1932 Olimpiyatlarında Amerika adına yarışacağı açıklanmıştı.

Track&Field üstünde biraz durmak lazım çünkü genç yaşta domine ettiği bu sporda, 41 yarış kazanmış ve koşulardan disk atmaya 20 rekor kırmayı başarıp “bu dalın Babe Ruth’u” ünvanını kazanmıştı.

O zamanlarda Amerika’da 21 yaşından önce vatandaş olunamaz kuralı vardı ama altın madalya kazanacağına kesin gözüyle bakılan atletin işlemleri ivedilikle istisnai şekilde üst yetkililerce gerçekleşmiş ama son imzayı atacakken, şampiyonaya çok az bir süre kala doğdudu ülke adına yarışmaya karar vermişti genç atlet.

Los Angeles’da sahne alan Olimpiyatları 100 Metrede altın madalya ile kapatan atlet aynı zamanda 11.9 ile de 12 saniyenin altına inebilen ilk kadın olmuştu tarihteki..,

Trajedik kısmı nerde diyenlere cevaben 4 sene sonrasına 36 Berlin olimpiyatlarına gidelim.. 100 metre finalinde kendisini geçip altın madalya kazanan şampiyon Hellens Stephens’in kadın değil erkek olduğunu söylemiş ve o zamanlarda çok büyük yankı uyandıran bu haber sonrası, bunun için test yapılmasını ve Amerikalı meslektaşının madalyasının alınması gerektiği konusunda ısrarlıydı. Komite Stephens’in kadın olduğuna kanaat getirmişti ama asıl 14 sene sonrasında, ölümü sonrası yapılan otopside, vücudunda hem erkek, hem de kadın kromozomlarına rastlanan kişi asıl kendisi olmuştu!.

Film gibi bir hayat hikayesi olan efsane atletin, sonu da filmi gibi bir trajedi ile bitmiş ve 4 Aralık tarihinde 1980 yılındaki bir süpermarket soygunu sırasında, hırsızlar tarafından pisi pisine öldürülmüştü.

Tüm spor camiasını şok eden bu otopsi sonrasında “sosyal ve yasal olarak kadın kabul edildiği için” madalyaları geri alınmadığın da not düşelim..

Bu arada seneler sonra büyüdüğü şehir olan Cleveland’a geri dönen Walsh, Amerika’yı son dakikada yarı yolda bırakmanın cezasını taa 1947 senesine kadar ödemiş ve vatandaşlık haklarını ancak o zaman kazanabilmişti resmi anlamda!

ABCSPOR

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

FENERBAHÇE GİBİ

Önce kızlarımızı kutlamak istiyorum. 2 sene üstüste Euroleague şampiyonluğunu kazanan kadın basketçilerimize ve böylesine yetenekli ve karakterli oyunculardan oluşan...

Benzer Konular