https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

OLYMPIAKOS-ANADOLU EFES SERİSİ ANAHTARLARI

Okunması Gerekenler

Yıllar geçiyor, koçlar ve oyuncular değişiyor, ama onların basketbol felsefesi, geleneği hiç değişmiyor. Avrupa basketboluna, yıllardır doğru yapılanma nasıl uygulanır konusunda ders veriyorlar. Olympiakos bu sezon da koç Sfairopolous yönetiminde iki tecrübeli Yunan oyuncu Spanoulis ve Printezis’in etrafına değerli, yeterli ve haddini bilen oyuncuları alarak bir kadro kurdu. Sezon boyunca da istikrarlı ve disiplinli basketbollarını sürdürdüler. Son haftalarda üstüste kayıplar yaşayıp, cepten yemeselerdi, ilk iki içerisinde yer alma şansları da vardı. Temsilcimiz Anadolu Efes ise koç Perasovic’in ikinci döneminde sezona inişli çıkışlı ve beklentilerin altında bir performansla başlamıştı, ama sezonun ikinci yarısında özellikle iki guard Heurtel ile Granger’ın artan performansı ile beraber son 10 Euroleague maçlarından 8 galibiyet çıkararak, sezonu 6.sırada tamamlamayı başardılar ve play-off’ta Olympiakos’un rakibi oldular.

 

Aşağıdaki grafikte Olympiakos’un ne kadar istikrarlı bir sezon geçirdiğini ve Anadolu Efes’in yakaladığı müthiş çıkışı daha net anlayabiliriz. (Dikine rakamlar lig sıralamasını, yatay rakamlar ise ligdeki maç haftalarını temsil ediyor.)

 

Gelin birlikte bu zorlu eşleşmenin detaylarını mercek altına alalım.

 

“Barış ve Dostluk Salonu”

 

Yunanistan deplasmanları senelerdir tüm takımlarımız için zorlu olmuştur ve orada galibiyet almak, her zaman önemli başarıdır. Bu sezon Euroleague’deki 4 temsilcimizden de sadece Galatasaray Olympiakos’u Pire’de, Barış ve Dostluk Salonu’nda yenmeyi başarmıştı. Anadolu Efes ise 90-66 kaybetmişti ve böylelikle Pire’deki mağlubiyet serisini de 8 maça çıkarmıştı. Ama temsilcimizin bu deplasmanda güzel anıları da yok değil;  9 Aralık 2004 tarihinde, Euroleague grup evresindeki maçta Olympiakos’u, kendi taraftarı önünde 110-59 gibi ezici bir üstünlükle de yenmeyi başarmıştı, o zamanki adıyla Efes Pilsen. Kırmızılar bu sezon diğer sezonlarına nazaran evlerinde biraz daha cömertler, 15 maçtan 4 ünde fire verdiler. Anadolu Efes’in ev sahibi avantajını ele alabilmesi için özellikle serinin 2.maçında Olympiakos’u yenmesi gerekecek.

 

“Tempo”

 

Olympiakos geçtiğimiz sezonlara nazaran, bu sezon biraz daha yüksek tempoda oynuyor. Özellikle Spanoulis’in ilerleyen yaşı nedeniyle fazla maç kaçırması ve oynadığı maçlarda da sürelerinin azalması ile yarı saha basketbolu yerine, atletik Amerikalı guardlar Green, Waters ve sakatlanana kadar Hackett liderliğinde, yarı sahayı çabuk geçip erken birebirlerle de skora gitmeye başladılar. Kısacası Sakallı kenardayken farklı ve pek alışık olmadığımız bir Olympiakos izledik bu sezon; onlar da değişen ve hızlanan Avrupa basketboluna uyum sağlamış durumdalar. Spanoulis ve Printezis birlikte sahadayken, tempoyu düşürüp oyunu yarı saha basketboluna yıkmayı, ikili oyunlar ya da alçak post birebirleri ile hücum etmeyi tercih ediyorlar. Düşen tempo sayesinde savunma dirençlerini de yukarı çekiyorlar.

Anadolu Efes, yüksek tempo basketbolunu belki de son maçlarda Real Madrid ile birlikte en verimli oynayan takımların başında geliyor. Granger ve Heurtel’in form tutması ile beraber geçiş hücumlarını etkili oynuyorlar. Dunston ile Brown’ın koşan uzunlar olmaları ve kanatlardan Cedi ya da Honeycutt’ın koşmayı seven oyuncular olması ile beraber takımda parçalar yerine oturmuş durumda. Tabii bu tempoyu genellikle savunmada başlattıklarını, Kirk, Dunston, Cedi, Honeycutt, Doğuş’tan 3 tanesinin aynı anda sahada olduğu dönemlerde rakibi ne kadar çok hataya zorladıklarını da unutmamak gerekli. Yarı saha basketboluna mahkum kaldığı anlarda ve statik oynamaya başladığında Anadolu Efes’te çarklar zor dönüyor ve hücumda üretemeyen temsilcimizin savunma direnci de düşüyor.

 

“İkili oyunlar”

 

Ne demiştim, Olympiakos da artık modern basketbolun gereği hızlı oynamaya başladı, ama halen sağladıkları başarının temelinde tempoyu düşürüp, yarı saha basketbolunda pas trafiğine dayalı kusursuza yakın organize ettikleri tepe ikili oyunları var. Spanoulis liderliğinde bıkmadan yılmadan, bazen aynı hücumda 3-4 kere oynayabiliyorlar. Bunu yaparken sadece devrilen uzuna ya da topa sahip oyuncuya konsantre olursanız başınız ciddi ağrıyabilir. Çünkü bu iki fırsatı bazen hiç denemeden ikili oyunu savunmayı yanıltmak için oynayıp, ters tarafa direkt çıkardıkları toplarla ya da sabırlıca tüm opsiyonları değerlendirerek kurdukları pas trafiği sonucu, ceza atıcılarına fırsat yaratarak sonuca gidebiliyorlar. Her ne kadar serinin ilk 2 maçında, takımın en önemli şutörü Belçikalı forvet Lojeski’den faydalanamayacak olsalar da, NBA’den sonra kendini bulmaya başlayan, form grafiğini yükselten Papanikolau da bu anlamda tehlikeli bir isim; eğer gününde olursa. Printezis de ikili oyunun dışında kaldığı zamanlarda 3 sayı gerisine açılarak savunmayı boyalı alandan uzaklaştırıp, ceza üçlükleri kovalayabiliyor, 4 numaralarımızın onu takip etmesi şart. Son maçlarda form tutmaya başlayan ve bu ikili oyunların ana vatanı olan Yugoslav ekolünden gelen Milutinov da,  perdeler sonrası direkt potaya devrilerek fizik avantajını iyi kullanıyor.Birch ve Young da bu ikili oyunlarda bitirici olarak atletik özellikleri artı güçlü fizikleriyle müthiş iş çıkarıyorlar. Son lig maçında kötü bir sezon geçiren Young’a da daha fazla süre vererek öz güven kazanmasını sağladılar.

 

“Boyalı alan ve hücum ribaundları”

 

Anadolu Efes, normal sezonun ardından maç başına en fazla hücum ribaundu alan takım konumunda. Dunston ile birlikte Brown, ya da Thomas oyundayken bir de yanlarında Honeycutt olduğu zaman geçiş hücumlarında pota altına çok çabuk inebilen temsilcimiz, savunma yerleşmeden bu çabuk ve atlet oyuncularla ikinci şans sayıları yakalayabiliyor. Olympiakos ise en fazla savunma ribaundu alan 4.takım. Özellikle tempoyu düşürüp oyunu yarı sahaya yıktıkları zaman atlet uzunları ve Mantzaris liderliğinde kısalara yaptıkları baskı ile potalarını iyi koruyorlar, savunma ribaundlarını da rahat topluyorlar. Anadolu Efes hücum ribaundları ile yakaladğı ekstra fırsatların katkısı artı Cedi, Granger ve Paul gibi delici oyuncular sayesinde bolca potaya giden, hızlı hücumlar sonucu da basit atışlar bulan Anadolu Efes ligde maç başına en fazla 2 sayılık basket atan takım aynı zamanda, skorlarının %54’ü 2 sayılık atışlardan geliyor.

 

“Galibiyetin anahtarları”

 

* Spanoulis-Printezis ikilisi oyundayken bilerek baskıyı arttırıp biraz riske girerek tempoyu kontrollü bir şekilde yükseltmek, onları koşmaya zorlamak gerekecek. Onlar yokken ise Green’in erken birebirlerine ve üçlüklerine karşı topa baskıyı arttırmak, Amerikalı guardın karşısında Granger, Paul ya da Doğuş’un kalmasını sağlamak, onu Heurtel ile eşleştirmemek gerekecek. Fransız guardı mümkün mertebe Waters ya da Mantzaris ile eşleştirmek doğru seçenek olacak.

 

* Özellikle Spanoulis’in sorumluluk almak istediği dakikalarda ikili oyun sekansları artıyor. Bu bölümde 3 ve 4 numaralarımıza büyük iş düşecek. Öncelikle Pritenzis dışında Olympiakos uzunlarının iyi pasör olmadığını unutmamak ve getireceğimiz yardımları doğru açılarla yapmak gerekiyor. Ancak bu yardımın geldiği tarafın tersinde muhtemelen Printezis ya da Papanikolau boş kalacak, diğer forvetin mutlaka oraya doğru rotasyonu bir adım önden yapıp, ekstra pas sonrası ceza şutuna izin vermemesi gerekiyor. Ayrıca Birch ve Young’un potadan uzaklaştıkça etkinlikleri azalıyor, onların tepeye çıktıkları pozisyonlarda savunmacısının bekçi olarak boyalı alanda kalması, yardımları kovalaması doğru seçim olacaktır.

 

* İkili oyun savunmasında bir diğer kritik nokta da Spanoulis’e yapılacak baskı ile onu pas vermeye zorlamak, ya da pas açılarını iyi kapatarak onu birebir oynamaya zorlamak olacak. Eskisi kadar çabuk ve verimli değil birebirlerde, şutunu riske etmek yerine, yakın oynayıp penetresine izin vermek doğru olabilir, özellikle bekçi olarak Dunston’ın boyalı alanda kaldığı anlarda.

 

* Milutinov alçak postta sırtı dönük silahları da olan bir uzun, özellikle Kirk kenardayken onu boyalı alanda savunmacısı ile yalnız bırakmak pek doğru bir seçenek olmaz. Birch ve Young konusunda ise birebirler anlamında daha rahat davranabiliriz. Sırp uzunun ikili oyun savunmasında önemli bir zaafı var, ağır ayakları. Dunston oyundayken ya da iki 4 numara Thomas ve Brown’ı oynattığımız dönemlerde bunu mutlaka cezalandırmalıyız. Heurtel’in organize edeceği tepe ikili oyunlarında indireceği keskin ve bitirici paslar ile Olympiakos savunmasını sıkıntıya sokarız. Fransız guardın ritm bulması, seri boyunca sert savunmaya karşı göstereceğimiz yaratıcılık açısından çok ama çok önemli olacak.

 

* Maçın Olympiakos adına kilit ismi tartışmasız Printezis olacak. İstanbul’daki maçta da Brown’ı ne kadar zor durumda bıraktığını biliyoruz. Amerikalı forvetin savunmada maça full konsantre başlaması ve onu özellikle alçak postta durdurması gerekecek, yoksa tüm savunma düzenlerimiz çöküyor. Printezis iyi de bir pasör ve ona yardım getirmek de genelde baş ağrıtıyor. Tabi aynı şekilde Brown ya da Thomas’ın hücumda da aktif olup Printezis’i atletizmi ve yüzü dönük birebirleri ile zorlamaları, yıpratmaları gerekiyor ki,      Yunan oyuncunun ortalama bir savunmacı olduğunu da biliyoruz.

 

* Koç Sfairopoulos zaman zaman sertliği arttırmak ve hücuma da çeşitlilik getirmek adına iki genç, enerjik, sert uzunu Papapetrou ile Agravanis’i kullanabiliyor. Özellikle Papapetrou dış şut tehdidine sahip olması, çabuk ayakları, güçlü fiziği ve koşan bir uzun olması nedeniyle eşleşme problemi yaratabiliyor. Brown ve Thomas’ın onu hafife almayıp dikkat etmesi gerekecek. Bu iki genç oyuncudan birini atlet uzunlarla birlikte oynatarak ribauntlardaki etkinliklerini de arttırıyorlar, bu anlarda gerek Cedi’nin gerek Honeycutt’ın her zamankinden daha fazla ribauntlara konsantre olmaları gerekecek.

 

* Anadolu Efes karakteri gereği koşarak oynamak ve tempoyu hep yükseltmek isteyecek ancak deplasmanda oynadığını unutmaması lazım ve topun değerini iyi bilmesi gerekiyor. Bu noktada yarı saha hücumlarında Granger ve Paul’un deliciliği ön plana çıkarken Cedi’nin de mutlaka ceza atışlarında iyi bir yüzdeyle oynaması gerekiyor. Tabi Granger ve Paul’ün dengeli ve doğru boşluklara penetre etmesi çok önemli, Olympiakos savunmasının tuzağına düşüp gereksiz zorlamalara başlarlarsa bu deplasmanda ayakta kalmamız hiç kolay olmaz.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın

Mail: fersu77@yahoo.com

Twitter: @fersudeniz

Son Haberler

FUTBOLUN BİTTİĞİ GÜN

Olmaz olsun böyle lig. Olmaz olsun böyle galibiyet. Yeter artık Fenerbahçe'nin bu ülkede maruz kaldığı muamele. Lanet olsun Fenerbahçe'yi senelerdir ırkçılık derecesinde...

Benzer Konular