Sorumluluktan hoşlanmayanlar, hobilerine karşı aşırı derecede bencil olanlar, bohem yaşam tarzını kendisine felsefe olarak edinmiş olanlar zaten evlenmesin, evlenip de başkasının başını yakmasın. Sonrasında travması ağır olabiliyor.. Bir şekilde evlenip, evliliği yürütemeyenler de bir kez daha evlenmeye kalkıştıklarında defalarca düşünürler o yüzden..
İkinciye evlenmek umudun tecrübeye karşı zaferi gibi bir şey aslında..
Ya aynı kişiyle ikinciye evlenmek? Çoğu kez ikinciye boşanmak manasına gelir..
– “Baktım, bakındım.. En iyisi yine sendin, hadi bi daha deneyelim” ..
Yani “yeni bir sayfa açamadım, aldım elime silgiyi, hadi silelim o sayfayı, yeniden başlayalım gitsin..Aynı romanı bi daha okuyalım, hadi..!
Bence çaresizlikten başka bir şey değil..
Aykut Kocaman’la ikinci evlilik de aynen böyle bir çaresizlikti ve sonu 2.kez boşanmak olacak.. Kaçınılmaz sonu, kolay bir öngörüydü kendi adıma..
– “Baktık, bakındık.. O’nu denedik olmadı, bunu denedik olmadı, şu zaten gelmek istemiyor, Aykut gene iyiydi, camianın da çocuğu, git dersek de, gider..Tazminat sorunu da olmaz.. Zaten para da yok, ligi domine edecek kadroyu da kuramayacağız, bi şekilde ikinci yapar bizi, biz de bu sene olmadı, seneye deriz.. Seneye de şampiyon yapamazsa, göndeririz gider, 2 sene kafamız rahat olur en azından”..
Tercihin altindaki bütün mantık buydu aslında..
Durun, bu nikah kıyılamaz, siz evlenemezsiniz, diye bağıranlar çok oldu aslında ama dinlemedilwr..
Taraftarın en az yarısı şiddetle karşı çıktı bu isme. Transfer ettirdiği oyunculardan, oynatmaya çalıştığı futbola kadar eleştirilmiş, Fenerbahçe’den ayrılması için uğruna adaklar adanıp, kurbanlar kesilmiş bir hocaydı.. Haklı gerekçeleri de vardı istemeyenlerin ki; Alex mevzusu sadece bunlardan biriydi ve haklı çıktılar..
Sezona bir isim veriyorlar hep, geçen yıl Süleyman Seba sezonuydu, bu yılı da İlhan Cavcav sezonu ilan ettiler.. Fenerbahçeliler için de bu sezon “Bile bile lades” sezonudur..
Aylardır yazıyorum ben bunları, Aykut’u sevmiyorsun, Aykut düşmanısın diyorlar..
Niye sevmeyim? Aykut nerede ne yapacağını çok iyi bildiğim bir hoca herşeyden evvel..Maçı seyretmeden maç yazarım hoca Aykutsa.. Tahminlerim çoğunlukla tutar..Bir sporsever olarak istemiyorum bu kadar sıkıcı bir hocayı.. Ne diyeceğini bile tahmin ediyorum.. Bu yıla kadar bana hiç sürpriz yaşatmadı.. Bu yıla kadar diyorum zira bu yıl ilk sürpriz I yaşatacak.. İpi çarşafa dolayacağından adım kadar emindim ama bu kadar erken dolayacağını ve bu kadar fazla dolayacağını tahmin etmemiştim, itiraf ediyorum..
Zamanında Daum’dan oturmuş bir kadro devralmıştı.. 30 tane bariz gol pozisyonundan birini içeri atamadı topçuları diye Daum kovuldu ama takır takır top oynayan bir takımdı o takım ve o takımı devraldı Aykut Kocaman.. Bu sefer on yüzden olmadı zaten.. Çok önemli bir detaydır, atlamayın..
Sonuçta yine geldi, para harcattı, ne oldu? Geçen yılkinden bile daha zayıf bir kadro izliyor seyirci..
As kalecisi yokken, yedek kaleci aldırdı.. Defansif bir sağbek aldırdı, Allah’tan ki; bonservisi yok.. Takımın yıldızı ile anlaşmak yerine ondan daha yaşlı ve kapasitesi O’nun çok daha altındaki Dirar’ı tercih etti ve bonservis ödetti.. 32yaşındaki Soldado’ya 5 milyon bonservis ödetti..Giuliano’yualdırdı, onu daha göreceğiz.. Elde var bir tek 33 yaşında Valbuena..
Kadro kalitesiz, yaşlı.. Ofansif nanay, defans nanay..
Bu arada Anadolu takımları kaliteli ve ucuz transferler yapıyor, mesela Fenerbahçe sol kanadı can çekişiyor, bonservisi elinde Clichy Başakşehir yolunu tutuyor, Samir Nasri Antalyaspor’a transfer oluyor, Elia Başakşehirspor’da fırtına gibi esiyor..
– “Aykut değişti, kendini çok geliştirdi yeaaa” diyenler de gördü ki; Aykut değişmedi..İki ön libero her daim sahada, tek santrfor önde.. Skor olarak geriye düştüğünde bile aynı kafa, forvet eksiltiyor sahadan.. Ve Vardar hocasının dediği gibi takım yine yana onuyor, yine yana oynuyor..
Aynı Aykut.. Defansif, Tırsak Aykut.. Ama sahada defansif haaa !! Saha dışında topuk..!!
Vardar’a elenince basın mensuplarının karşısında defans dahi yapamadı… Bir Tudor olamadı..
6-0 lık maçın ardından basın mensuplarının karşısına geçip, tüm sorumluluk benim, diyet ödeyecek biri varsa, O da benim diyen Fatih Terim aklıma geldi nedense?
Konuşacak bir şey yok deyip tüydü..
Bu mu Efendi adam? Kocaman gurur bu mu? Yoksa kocaman balon mu?
Camia çocuğu, yerli malı, Türk’ün malı falan..
Bırakın bu işleri.. Bırakın duygusallığı.. Yerli, yabancı diye bir şey yok.. Dün diye bir şey yok.. Milyon Avro’lar dönüyor.. İş yapacak adam lazım..
Biraz haysiyeti varsa çıkar istifa eder.. Fenerbahçe için bir ihtimal var, O’da bir an evvel istifa edip gitmesi.. Fenerbahçe ‘nin 1 senesini daha heba edip 3.kez kovulmadan..
Bir noktada Aykut Kocaman suçsuz. Suçlunun büyüğü, Mayıs ayında transferleri bitireceğiz diyip Ağustos ayında Fenerbahçe’yi bitiren yönetimidir.. Onlar da kendi payına düşen diyeti ödemelidir..
Aykut Kocaman’ı Fenerbahçe hocalığına layık gören bu zihniyet Aykut Kocaman’dan daha fazla suçlu..
Bir adamın büyüklüğünü ölçmek için dostlarından değil, düşmanlarından gördüğü saygıya bakmak lazım.. Rakip tribünler de Aziz Yıldırım posterleri asılıp, başkan bizi bırakma, sağol vs diye dalga geçiliyorsa olay bitmiştir..
Son söz; istifa etmek kovulmaktan yeğdir.. İstifa edin de, “en azından” güzel hatırlayalım, başarılı olamadı ama onurlu bir adamdı, bırakıp gitmesini bildi diyelim..!
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BurnoMonte1907
