INDIANA WELLS’TE PERİ MASALI, PEKİ KİM BU BIANCA ANDREESCU?

Kanada’nın 21.yüzyıl doğumlu, genç tenis yeteneklerinin en önde geleni Bianca Andreescu, Indiana Wells’te birbirinden güçlü rakiplerini tek tek devirerek kariyerindeki ilk WTA şampiyonluğunu kazandı.

Finalde Kerber’i 3 sette geçerek (6-4, 3-6, 6-4) peri masalına imza attı ama öncesinde de çeyrek ve yarı finallerde Muguruza (6-0, 6-1) – Svitolina (6-3, 2-6, 6-4) gibi çok güçlü isimleri ekarte etmeyi başarmıştı genç Kanadalı..

Ve bu zafer ona, bu turnuvada 1999’da 17 yaşındayken kazanan Serena’dan sonra en genç şampiyon ünvanını da getirmiş oldu.

Indian Wells bu arada bu yıl, son yedi yıldaki yedinci farklı şampiyonunu çıkarttı ve bunun yanı sıra, Andreescu bu turnuvaya ilk katıldığı yılı şampiyon olarak bitiren ilk tenisçi olmayı da başardı.

Ayrıca, genç yıldız adayı, turnuvaya wild card ile katılarak şampiyon olan ilk tenisçi ünvanını da elde etti.

Ve 19-3 gibi mükemmele yakın bir istatistikle başladığı 2019 yılında, bir anda üçlü basamaklardan (2018’de 178’de bitirdi) 24. sıraya kadar yükseldi.

Peki daha 18 yaşındaki, spot ışıklarını üzerine çeviren genç yıldız kim?

16 Haziran 2000 Mississauga / Toronto doğumlu Andrescu’nun anne ve babası “isminden de anlaşılacağı üzere” Romen orjin…

7 yasında tenise başlıyor ama 11 yasındayken katıldığı Tennis Canada’s National Training Program’ıyla beraber (Kanada Tenisi Ulusal Eğitim Programı) asıl gelişimi ile “gerçek anlamda” profesyonel kariyeri başlıyor.

Bugüne dek en yüksek Grand Slam derecesi 2.tur (Avustralya Açık-2019)..

Belki yaşından dolayı fazla duygusal ve maç içi kopmalar yaşayabiliyor ama hızlı, cesur ve oldukça düzgün tekniğe sahip.

Winner puan almada fazlasıyla başarılı, forehand’leri çok iyi ve savunması da bir o kadar üst düzeyde…

İdolü tabii ki bir başka Romen, kendisinden 9 yaş Simona Halep.

Herkes için O’nun Indiana Wells’te kazanması belki süpriz oldu ama sezon başında Yeni Zelanda/Auckland’da da birbiri ardına Wozniacki ve Venus Williams gibi dünya yıldızlarını eleyip kariyerinin ilk WTA finalini oynamayı başararak (finalde Alman Julia Görges’e 3 sette kaybetti) ilk sinyali vermişti biz tenisseverlere…

 

Daha önce 2014 senesinde Eugenie Bouchard Wimbledon’da final oynayarak, tarihte bunu başaran (bir Grand Slam finali) ilk Kanadalı olmuş ama Kvitova’yı geçemeyerek kupayı kazanamamıştı.

Şimdi gözler onun üstünde ve Kanada, genç yıldız adayından “2-3 sene içerisinde” tarihteki ilk Grand Slam tekler şampiyonluğunu bekliyor!.