https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

İNANIN ÇOCUKLAR

Okunması Gerekenler

İNANIN ÇOCUKLAR

Son birkaç maçtır kale arkasının sürüklediği muhteşem performansla Nazım Hikmet’in bu ölümsüz dizeleri bütün ihtişamı ve coşkusuyla adeta takımın da itici gücü oluyor. Taraftar yeni bir şampiyonluğa daha o kadar inanmış ki futbolcular da buna ellerinden geldiğince ayak uyduruyor. Aslında bu akşamki maçtan önce orta sahada cezalı olan Oğuzhan-Atiba ve Tolgay’ın eksikliği nedeniyle bir endişe vardı. Quaresma son çentiği bugün atıp gün saymaya başlıyordu, Gökhan Gönül ve Vagner Love sakattı ama Beşiktaş’ın kadrosu gerçekten o kadar genişti ki olanlar olmayanları aratmadı desek yeridir.

 

Kısa ama sağlam bir Beşiktaş Çarşı ritüelinden sonra stada intikal ettiğimde taraftarın coşkusu ve takımın maça başlangıcı beni epey umutlandırdı. Nitekim daha 20 dakika dolmadan Talisca’nın Caner’in güzel ortasına yaptığı aynı güzellikteki gol vuruşu ve 7 dakika sonra Medel’in Babel’in soldan çok iyi açtığı topa yaptığı ‘zımba’ gibi vuruş takımı ve tribünleri hem iyice hareketlendirdi hem de rahatlattı. Göztepe özellikle duran toplarla etkili olmaya çalışsa da defansta Adriano-Pepe ve Tosic’in rakibe pek göz açtırmaması ve Fabri’nin genelde olduğu gibi uyanık kalması sayesinde ilk yarıyı ciddi bir stres yaşamadan bitirdik. Göztepe de Kayseri gibi son haftalarda temposunu kaybetmiş olsa da çok yabana atılacak bir rakip değil. Özellikle de 65 ve 75. Dakikalar arasında Göztepe’nin en iyisi diyebileceğim Halil’le buldukları gol ve Demba Ba’nın direkte patlayan topu futbolun en ufak bir konsantrasyon eksikliği ve ciddiyetsizliği nasıl da kaldırmadığını tekrar gözümüze soktu. Neyse ki Şenol Hoca’nın yine bu akşam da gol atmamak için yoğun çaba sarf eden Negredo’yu kenara alıp Vida’yla savunmayı iyice sağlama alması ve 78. Dakikada Göztepe’de Rotman’ın ikinci sarıdan kırmızı kart görmesiyle ibre tekrar güçlü bir şekilde Beşiktaş’a döndü.

 

Burada Negredo’yla ilgili iki çift sözüm olacak; adı forvet ama aynı Oğuzhan gibi taraftarı asist komasına sokmak istiyor ve sanki bu akşam Beşiktaş 8 gol de atsa hiçbirini Negredo atmayacakmış gibi kale önünde bir ürkekliği, kararsızlığı ve beceriksizliği var. Tribünde eşi ve çocukları iki sıra önümde oturuyordu ve açıkçası kocasını izlemekten çok elindeki dergiye göz gezdiren eşini epey yadırgadım. Zaten kenara alınınca da sanırım içeri gitti. Lens ise bu akşam sanki geçen haftalara göre biraz daha mücadele edip faydalı olmaya çalıştı ve hatta bir pozisyonda gole epey de yaklaştı ama Mehmet Ali beyin dediği gibi bu arkadaşın maçlardan önce sağlam bir duşa ihtiyacı var. Hatta tarihi Çemberlitaş hamamında bir kese attırsa belki ancak kendine gelir ama Q7’nin dönmesiyle zaten muhtemelen sezonu kapatır. Gerçekten yazık çünkü kendisinden ciddi beklentiler vardı ama hayal kırıklığı olmaktan öteye gidemedi.

 

10 kişi kalan Göztepe karşısında Kayseri ve Başakşehir maçlarında olduğu gibi bocalamayan Beşiktaş çok rahat iki gol daha bulurken özellikle Larin bu forvet çoraklığında ilaç gibi gelebilir. Oyunda çok kısa süre kalsa da attığı goldeki temiz vuruşu ve düzgün fiziğiyle mevcut Negredo ve Love’a göre daha çok umut verdi açıkçası. Zaten statsız şampiyonluktan sonra forvetsiz şampiyonluğun da sınırlarını zorluyoruz bu sezonda. Beklentilerin üzerinde performans sergileyen Talisca ve Babel olmasa zaten bu yıl hem lig hem de Avrupa defterini çok önce kapatırdık. Talisca’nın asist ve gol istatistikleri değme forvete taş çıkartacak seviyede. Babel de adeta ikinci baharını yaşıyor. Bugün ayrıca Medel’i de çok mecbur kalmadıkça stoperde harcamanın ne kadar lüzumsuz olduğunu gördük. Performansı bu sezon düşen Atiba’nın yerinde değerlendirilmesi bence doğru olur. Bir zamanlar iyi işler yapan Oğuzhan-Atiba yerine sanki mevcut form durumlarıyla Tolgay-Medel daha iyi bir alternatif gibi ama bu saydığım oyuncuların hepsinin gol katkısının da mutlaka daha fazla olması gerekiyor.

 

Her maça final havasında çıkan ve artık hiç puan kaybına tahammülü olmayan Beşiktaş kendi sahasındaki galibiyet serisini 8 maça çıkarırken son iki haftanın aksine oynadığı futbolla da zevk verdi. Bu arada Göztepe seyircisi de gerçekten inanılmazdı. Kendilerine ayrılan deplasman tribününü doldurdukları gibi bir an bile susmadılar ve takımlarına inanılmaz destek verdiler. İşte bu yüzden İzmir’den Göztepe veya Karşıyaka’nın mutlaka 1. Ligde olmaları lazım çünkü bunları tarihi ve kökleri olan kulüpler. Futbolcularının her türlü zorbalığı ve terbiyesizliği yapıp ceza almadığı Başakşehir gibi proje takımları yerine Türk futbol tarihinde iz bırakmış, ülkenin futbol kültürüne camialarıyla hizmet etmiş kulüpler her zaman saygıyı hak edecektir. Tıpkı bugün fark yemesine rağmen taraftarının bağrına bastığı Göztepe gibi.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: gorkem.isik@abcspor.com

twitter: @saturnocontro3

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

FUTBOLUN BİTTİĞİ GÜN

Olmaz olsun böyle lig. Olmaz olsun böyle galibiyet. Yeter artık Fenerbahçe'nin bu ülkede maruz kaldığı muamele. Lanet olsun Fenerbahçe'yi senelerdir ırkçılık derecesinde...

Benzer Konular