HERHANGİ ŞEYLER

Tokalaşmak için eli uzattıktan sonra aniden çekmek suretiyle karşıdakinin elini havada bırakıp ”Zzzt Erenköy” demek, bir ürünün kusurundan bahsederken,  “olsun, koşarken belli olmaz hehehe’’ demek  dönemin şaka anlayışıyıdı, o şakalardan daha da kötü bir şey daha vardı ki; o da dönemin Fenerbahçesiydi.. Fenerbahçe ne zaman kederin dibine vursa takkk, bi Galatasaray maçı denk gelirdi; takkk, kalede de Hayrettin.. Fenerbahçe camiasını içinde bulunduğu durumdan el birliği ile çıkarırlardı, iyi dahi oynasalar bir şekilde kaybetmeyi başarırlardı.

 

Kalede artık Hayrettin yok, Muslera var, işin açıkçası Fenerbahçe o yıllardan da kötü.

 

Yalan yok, derbi hakkında konuştuğum Galatasaray’lı arkadaşların hepsine aynı şeyi söyledim,  1-0 olsun sizin olsun dedim.. Malum onlar 6-0’ın intikamının peşindeler..

 

 

Öyle bir derbi oynandı ki; bitik denilen Fenerbahçe biraz şanslı olsaydı, maçı da kazanacaktı.

 

Maça iyi başlayan Galatasaray 2-0 öne geçmeyi başardığı halde son 30 dakikada kendine gelen Fenerbahçe’nin elinden zor kurtuldu, şansı da yanındaydı.. Önemli olan moraldi, Fenerbahçe aradığı morali yine o sahada buldu, tarih yine tekerrür etti..

 

Leobeenhakker hafta içi Cocu ile ilgili bir yorum yaptı, antrenörlük %50 saha yönetimi, %50 de insan yönetimidir dedi..Tarihe geçesi bir tespit, Cocu’nun sevilmediği aşikardı, Koeman ne yapacak acaba diye düşünüyordu bir çok kişi..

 

 

Bu maçın şifresini 2 hafta evvel Samet Aybaba vermişti aslında.. İlk 20 dakikalık fırtınayı atlattıktan sonra takımı önde bastı, topu sahip oldukarı anda  da ayağa pas yaptılar, seyirciyi bayılttılar, sahayı da iyi parsellediler, kendi evlerindeymiş gibi oynadılar ve istediklerini bu statta aldılar.

 

 

Koeman tam da böyle bir kadro çıkarmış, Valbuena, Benzia ve Eljif aynı anda sahadaydı.. Topa sahip olma imkanı vardı. Cocu’nun 10 haftada yapamadığını bir maçta yaptı ama Fenerbahçe Bursaspor kadar enerjik bir takım değil, Fenerbahçe topsuz koşuda Bursaspor kadar hızlı bir takım da değil, iddaa ediyorum ligin en yavaş koşan takımı Fenerbahçe.

Önde çok iyi basamasalar da orta sahadaki etkili presleriyle Galatasaray’ı durdurmayı başardılar.. 20. dakikdan sonra ise oyunda dengeyi de kurdu Fenerbahçe.. Valbuena’ya, Benzia ve Eljif’in ayak uydurduğu periyotta kaleye etkili de gelmeye başladılar ama forvet hattındaki kalite sorunu nedeniyle sonuçlanmadı bu bir kaç deneme..

 

29.dakikada serbest vuruş sonrası gelen gol Galatasaray’ı moralllendirdi, Fenerbahçe bu gole cevap vermek için daha fazla adamla atak yapmaya kalktığında da geride önemli açıklar verdiğini gördük. Fenerbahçe ilk yarıyı 1-0 geride kaparken bu skor iyi bir skor diyenler de olmuştur..

 

Koeman ikinci yarıya Benzia-Alper değişikliği ile başladı.. Benzia güzellemeleri yapanlar umarım bu çocuğun halı saha topçusu olduğunu anlamışlardır, bir 10 numara bu kadar ağır düşünmez, bu kadar statik oynamaz. Yeteneklisin arkadaş, gez, boş koşu yap, topla müsait yerlerde buluşmaya çalış, her topu artistik bir hareketle alacaksın, çalım atacaksın diye bir kayıt ta yok, biraz sade oyna, basit düşün..

 

Koeman Valbuena’yı daha serbest oynatayım, Alper’i de sola alayım diye düşünmüş, hamlesi de tuttu..

 

Valbuena’yı serbest oynatan bir hoca gördük nihayet, biri de Alper’i 8 numara da denerse dişimi kıracağım..

 

Galatasaray’ın ikinci yarı başında attığı gol moral olarak onları çok yukarılara taşısa da Fenerbahçeli oyuncular konsantrasyonalarını hiç bozmadılar, ayağa paslarla çabuk çıktılar, önce penaltıdan skoru 2-1’e getirdiler, ardından  2-2 ye geldi maç. Sonrasındaysa Fenerbahçe adına  kaçan pozisyonlar izledik.. Fatih Terim’in maçı kazanma adına orta saha direncini azaltması da bu tabloda etkili oldu, bir 10 dakika daha olsa, Fenerbahçe çok rahat kazanırdı diyebilirim, öyle bir hava vardı..

 

Bugün sahanın yıldızı Valbuena’ydı..Muhteşem oynadı..Koeman maç öncesi Valbuena sürprizinden bahseden muhabire, Valbuena benim için sürpriz değil demişti, şu lafın üstüne poposuna motor takıp oynamayacak oyuncu görmüyorum ben, maçın ikinci kahramanı da Koeman’dı bence..

 

Ayew olmadı, olmayacak..Ne bu ısrar.. ? Çok yazık.. Barış hamlesini de beklerdim, oyuna da geç müdahale etti Koeman..

Frey çok iyi niyetli, hepsi o kadar.. Bu takım çift forvet oynar ama Slimani- Soldado oynar, bu da ayrı bir gerçek..

Jaja fizik olarak yeterli değil ama bu gelişebilir bir özellik, çok kaliteli bir kumaşı var, bugün savunmada çok kaldı, asli görevini çok iyi yaptı da diyemem ama oyun görüşü harika. Ayakları yumuşak..Mükemmel bir vuruş yaptı, klasını konuşturdu.. Seneye kimse Josef demez, iddialıyım!

 

Sonuçta Maç 2-2 berabere bitti, Galatasaraylı taraftarların beklemediği bir skordu, özellikle 2-0’dan sonra farkın çok daha artacağından emindiler, tamam bu sefer olacak, Fener’i rezil edeceğiz derken  Jaja’nın doksana taktığı gol, Galatasaraylı taraftarları eli havada kalmış gibi bıraktı,  Jaja adeta “Zzztt Erenköy” dedi..

 

Maçın bitişiyle beraber saha karıştı, yumruklar konuştu, Tv’den gördüğümüz kadarıyla Galatasaray’lı futbolcular Jaja’ya saldırdılar, biz de derbi seyrettiğimizi anlamış olduk..

 

Fener yine yapacağını yaptı, bir anlamda ölüsü yetti,. Galatasaray yine Fenerbahçe’yi krizden alan takım oldu, saha karıştı, yumruklar konuştu, bu derbi daha bir hafta konuşulur.. Yani  maç nasıldı diye soranlara, Zzztt Erenköy şakasının mucidi Ferhan Şensoyvari bir cevap vermek gerekirse “HERHANGİ ŞEYLER” oldu desek yanlış bir şey söylemiş olmayız….

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: bruno.monte@abcspor.com

twitter: @BrunoMonte1907