Galatasaray Spor Kulübü taraftarının ceza almadığı, futbolcusunun kırmızı kart ‘son maçta sırf tarihe geçilmesin diye, o da kupa finalinde oynamayacak yedek oyuncu ile bitime 8 dakika kala yapılan orta oyununu saymazsak’ görmediği, aleyhinde penaltı verilmediği bir sezonu şampiyon olarak tamamlayarak 4.yıldızı kazandı. Kendilerini tebrik ediyorum.
Galatasaray hak etmedi diye bir iddiam yok ama evin kayrılan çocuğu gibi muamele gördüğü çok açık. Özellikle saha kapama cezası hiç almadılar ve bu tamamen bir lobi çalışması. Fenerbahçe’de Volkan soyunma odasında küfretti diye kaç maç ceza alırken Galatasaray-Başakşehir maçı devre arası herkes birbirine girdi ama seviyeli, yersen…4 ayak üstünde gezmeyi seven, hiçbir maçı kırmızı kart görmeden bitirmemesi gereken Melo’nun SIFIR kırmızı kartla sezonu tamamlamış olması, Dünya’nın toz bulutu halinden bu yana gördüğü en büyük mucize!
Konumuz zaten yalakalığın son perdesi, Ankaradayken Anıtkabir yerine malum ziyareti ile şeytanı bile ters köşeye yatıran ve sonrasında, zaten beraber yürüdüğü rüzgarı vites arttırarak tam gaz arkasına alan Galatasaray değil, bu duruma çanak tutan Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım. Şimdi tekrar başkan olan Aziz Yıldırım umarım bu sene sadece İsmail tercihi yüzünden şampiyonluğun kaçtığını biliyordur. Eğer bilmiyorsa vay Fenerbahçe taraftarının haline…
Bazı görüşler var, Fenerbahçe geçen sene ile aynı puanı toplamış, takıma saldırılar yapılmış vs gibi… Tabi ki Fenerbahçe çok saldırıya maruz kaldı, futbolcuları her maç yuhalandı otobüsü silahlı saldırıya uğradı, hakemler en ufak itiraza kartı yapıştırdı, küfür etmediği maçlarda sahası kapandı. Bu durumda taraftar sahada nasıl bir takım görmek ister? Deli gibi pres yapan rakibe sahayı dar eden kazanır veya kazanmaz sonuna kadar formasını ıslatan. Bu kimin görevidir? Teknik direktörün. Fenerbahçe bazı maçlarda güzel futbol oynayarak kazandı ki bunlar genelde büyük maçlar ama diğer maçlarda oyun kontrolünü rakibe verdiler güçsüzlükten.
Genelinde sezon boyunca bu takımın kondisyonu yok diye bağırdık bi taraflarımızı yırttık ama en çok üzen şey hocanın ayrıldıktan sonra kondisyon olarak da diğer takımlardan daha iyi olduğunu söylemesi ve bazı yazarların İsmail ne yapsın sahada oynayan futbolcular demesi … Eğer böyle sığ görüşle devam edilecek ise çok korkuyorum gelecek sezondan.
Çözüm basit; Fenerbahçe Daum zamanındaki gibi kondisyona sahip olmalı ve takımın başında abi değil kariyerli bir teknik direktör bulundurmalı. Zico zamanında da takımın kondisyonu yetersiz di ki taraftar maçı kaybetsen bile sırılsıklam olsun o forma diye pankart yaptırdı hem Türkçe hem Portekizce!
Eğer bu sene Başkan’ın İsmail kararını savunan varsa, içimizden çıkan biri olması yeterli ise, o zaman hazır basketbolda da ipler Ülker’den senin eline geçti; yolla Obradovic i getir Ömer Onan’ı….
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
metehan.sozugecen@abcspor.com
