FENERBAHÇE AVANTAJINI BIRAKMADI

19 maçtır sahasında kaybetmeyen ve geçen sene Final Four’da kaybedilen maçı unutmayan Fenerbahçe’ye destek yine muazzamdı Ülker Arena’da. Yaratılan harika atmosfer altında ilk dakikadan itibaren hiç susmayan sarı lacivertli taraftarlar takımlarına galibiyeti ne kadar istediklerinin mesajını net bir şekilde verdiler.

Aslında temsilcimiz maça istediği gibi başladı, Real’in tempo bulmasını engelledik. Ancak Taylor’ın Dixon’a yaptığı baskı bizim de hücum dengemizi bozdu, takımlar karşılıklı olarak ilk bölümde skor bulmakta hayli zorlandılar.

Yarı saha basketbolunu kabul eden Real iyi top çevirerek aradığı boş üçlükleri buldu aslında ama neyseki isabetle dönemediler. Aynı Real Ayon’un ikili oyunları tepeye kadar çıkarak istekli savunmasına karşın ters forvetten ona getirdikleri yardımlarla bizim bu zaaftan faydalanmamızı da engellemeyi başardı.

İkili oyunları bu yolla iyi kontrol eden Real’e karşı hücumda top Dixon’ın elinde falz kaldı, onun birebirleri ile skor bulmaya çalıştık yani topu iyi paylaşamadık. Dixon’ın kullandığı bu zorlama atışlar sonrası her ne kadar iyi geri koşsak da onları faulle durdurmak zorunda kaldık.

Çeyreğin ikinci bölümü ile beraber Dixon ile yapamadığımızı Bogdanovic ile yapmaya başladık. Nihayet Ayon’un ikili oyunlarda tepeye kadar gelmesini değerlendirdik. Sırp yıldızımızın bu ikili oyunlar sonrası potaya yaptığı kararlı ve dengeli penetreler ile nefes aldık adeta.

Ancak Rudy’nin yerine Maciulis’in oyuna girmesi ile savunma dengesini iyice oturttu Real, Llull-Dixon, Taylor-Bogdanovic ve Maciulis-Datome eşleşmesi işimizi zorlaştırdı derken problemi çözen bulduğu üçlükle yine Bogdanovic oldu. Aynı Bogdanovic savunmada da takımımızı ateşleyen isim oldu.

Hücum ribaundlarındaki zaafımızı iyi değerlendiren Real bulduğu ikinci şansları değerlendiremeyince skor bulmakta iyice zorlandılar ki bu anlarda sahneye çıkan ve takımını ilk bölümün aksine daha verimli yöneten Dixon perdeler sonrası bulduğu atışlarla Bogdanovic’e hücumda en önemli katkıyı veren isim oldu.

Dixon-Bogdanovic ikilisi savunmada kısalara baskıyı da iyice arttırarak Real’in pas trafiğini kesti.Topu boyalı alana indiremeyen ve ikili oyunları organize edemeyen Real zorlama üçlüklere kaldı ve bu atışlarda da çember dövdüler.

Koç Laso hücumda üretemeyen takımını ateşlemek adına son haftalardaki en önemli kozunu, en formda silahını Carroll’ı sahaya sürdü. Amerikalı keskin nişancı da ilk buluştuğu topta potamıza üçlüğü gönderdi.

Tempoyu ve dolayısıyla oyunu kontrol altında tutan, çeyreğin sonuna doğru savunmasını sertleştiren Fenerbahçe Bogdanovic’in hücumda direksiyonu ele alması ile de istediği skorla geçti ilk çeyreği.

İkinci dakika geçilirken farkın açılmasından faydalanan koç Obradovic 5 kısaya (Dixon-Sloukas-Bogdanovic-Kalinic-Datome) dönerek Real savunmasını şoka uğrattı ve bu hücumda Sloukas’dan gelen üçlük maçta ilk kez farkı çift hanelere taşıdı.

Ancak koç Laso’nun da cevabı gecikmedi. Rodriguez-Llull-Carroll üçlüsünü aynı anda sahaya sürdü ve üst üste iki üçlük buldular. Ama neyseki bunlardan birine Datome ile cevap vererek ivme yakalamalarını engelledik.

Udoh’un oyuna girmesini çok iyi değerlendiren Datome ve Bogdanovic onu ikili oyunlar sonrası iyi beslediler, Lima’ya net bir üstünlük kurdu Udoh. Fakat Real’de de Llull hücumda iyice ağırlığını koymaya başladı ve kendi yarattığı pozisyonlar sonrası bulduğu şutlarla ya da çizgiye giderek takımını skorda tuttu.

Kenardan gelen Hickman’ın savunmada ortaya koyduğu enerji ve Dixon’ı aratmaması, Sloukas’ın da getirdiği skor katkısı ve en önemlisi arzusu tüm dengeleri Fenerbahçe lehine çevirdi.

Takımların karşılıklı olarak skor bulmakta zorlandığı çeyreğin son anlarında ise sahneye çıkan isim yine Bogdanovic oldu. İkili oyun sonrası maç başından bu yana olduğu gibi potaya sağlam ve güvenli bir şekilde giderek turnikeyi buldu.

İkinci yarıya üst üste 3 top kaybıyla başlamamız ardından Rudy’nin üçlüğü ve Reyes’in çizgiden bulduğu isabetlerle 5-0’lık seri yakaladılar. Buna geç kalmadan Antic’in üçlüğü ile karşılık verdik belki ancak hücum ribaundlarında yaşadığımız problemin devam etmesi Real’in farkı daha da eritmesine neden oldu, 8 sayıya kadar düşürdüler ilk 4 dakikada.

Sonrasında Bogdanovic’in sahneye çıkarak Udoh’u hatırlaması ile nefes aldık ancak savunmada Llull karşısında aksayan Dixon tüm savunma dengemizi bozdu. Topu da getirmekte zorlanan Dixon’ı koç Obradovic fazla sahada tuttu bu bölümde, Sloukas’a dönebilirdi, geç kaldı.

Savunmamızı rahat delen ve penetre-pas sonrası aradığı üçlükleri de Taylor ve Rudy ile bulan Real iyice havaya girdi. Dixon’ın savunmada iyice düşmesi ve Bogdanovic’in 3 faulde olması ile kısalara baskımız azalınca Udoh-Antic ikilisinin boyalı alan savunması da düştü, yardımlar yüzünden zorlandılar. Farkı 3 sayıya kadar indirdi Real. Antic’den bulduğumuz ekstra üçlükler olmasa bu sıkıntılı dakikalarda Real’in öne geçip farkı 4-5 sayıya kadar çıkarması içten bile değildi maalesef.

Basit top kayıpları ve kısa savunmasında yaşadığımız konsantrasyon düşüşü Real’in aradığı üçlükleri bulmasına neden oldu. İlk yarı yakaladığımız farkın getirdiği krediyi bu çeyrekte yedik bitirdik.

Seyircinin müthiş desteği ile tazelenmiş olarak sahaya dönen sarı lacivertliler Sloukas ve Hickman’ın akıllı penetreleriyle Real’in savunmasını delmeyi başardı, hemen çeyreğin başında mesajı verdiler Real Madrid’e derken maç boyu ortalarda pek olmayan Rodriguez bulduğu üçlükle takımını oyunda tuttu.

Sloukas ilk yarıda olduğu gibi sahada olduğu her anı çok verimli kullandı. Udoh ile oynadığı ikili oyunlar sonrası bulduğu orta mesafe şutları yüzdeli değerlendirdi, penetreler sonrası pası zamanında verdi ve en önemlisi Rodriguez’in savunması karşısında hiç geri adım atmadı hep onu savunma yapmaya zorladı. Yunan oyuncu tartışmasız sezonun en iyi performansını sergiledi.

Udoh’u dinlendirmek adına koç Obradovic’in ilk yarıda olduğu gibi kısa beşe dönmesi ile sarı lacivertliler yine momentumu lehlerine çevirdiler. Kalinic ve Datome’nin boyalı alanda her iki pota altında da gösterdikleri özverili mücadele alkışı fazlasıyla haketti. Tabi takım olarak ribaundlarda gösterdiğimiz konsantrasyon da bu kritik dakikalarda farkı yaratan kriter oldu bizim adımıza.

Bitime 3 dakika kala koç Laso son kozunu oynayarak tekrar Carroll’u sahaya sürdü ki kısa beşimize karşı onlar da Taylor’u 4 numaraya çekerek savunmadaki çabuk ayaklı oyuncu sayılarını arttırdılar ve savunma dirençlerini bir kademe yükselterek maça tutunmaya çalıştılar.

Hücumda Udoh’un oyuna girmesine rağmen Ayon’u ikili oyunlarda etkili kullanmaya başladılar, geri dönüş için son bir hamle yapmak üzereydiler. Fakat bitime iki dakika kala umutlarını söndüren hançeri saplayan ve galibiyeti getiren üçlüğü bulan maçın yıldızı Bogdanovic oldu.

Sonrasında Real Carroll ve Rudy ile aynı hücumda üst üste buldukları üçlükleri değerlendiremediler. Fakat ardından Boganovic ile topu kullanamadık ve gelen hücumda yine verdiğimiz ikinci şans sonrası Rodriguez’in bulduğu üçlük ile farkı 3 sayıya indirdiler. Rahat alacağımız maçı maalesef son bölümde krize soktuk. Neyse ki son bölümde Hickman ile Boganovic çizgiden hata yapmadılar ve galibiyete uzandık.

Fenerbahçe kendi evindeki galibiyet serisini 20’ye çıkarıken playoff’a da son şampiyon karşısında 1-0 üstünlük ile başlamış oldu. Tekrar hatırlatmakta fayda var; son 11 yılda playoff serilerine 1-0 önde başlayan takımların %84’ü (37/44) adını Final Four’a yazdırmayı başardı.

mail : fersu.deniz@abcspor.com

twitter : @fersudeniz