https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

EUROBASKET WOMEN 2017 FİNAL GÜNÜ İNCELEMESİ

Okunması Gerekenler

Eurobasket Women 2017, acısıyla tatlısıyla bugün noktalandı.

Turnuvayı, 2013’te olduğu gibi, yine Fransa’yı yenerek İspanya kazandı. İspanya kaptanı Laia Palau, bu zaferle birlikte yaş haddinden ötürü milli takımdan emekli oldu, omuzlarda uğurlandı. Turnuva başından beri Slovenya ve Yunanistan maçlarında da benzer sebeplerden ötürü oyun kurmakta zorlanan Fransızlar, yarı finalde Belçikalılara ettiklerinin aynısını buldular, bizzat yaşadılar. İspanyollar da çok iyi günlerinde olunca, kolay veya zor pozisyon demeden attıkça attılar. Layıkıyla turnuvanın MVPsi seçilen Torrens, Fransızların geri dönüş adına, seri üretmeye çalışmalarına dair her hamlesine, şahane yanıtlar verdi ve maç 71-55 sona erdi. Dumerc, Fransa adına elinden geleni yaptı.

Üçüncülük, Yunanistan’ı ikinci yarıda TOPLAM 15 sayıda tutma başarısını gösteren Belçika’nın oldu. Bilhassa Wauters maç boyunca çok etkiliydi. Böylelikle, maçı 78-45 kazanan Belçika da kadınlar basketbolu tarihindeki ilk madalyasına erişti. Maltsi ise 4/20’lik isabet oranı ile oynadı.

Perilerimiz, baştan sona üstün götürdükleri ve oyun sıkıştığı anda Cansu, Işıl (triple-double’a yakın oynamasını çok özlemişiz), Birsel (şut sokabilmesini özlemişiz) ve Pelin sayesinde düğümü çözdükleri maçta, Quanitra’nın yıldız performansı ile Letonya’yı 73-62 yendiler ve turnuvayı tek mağlubiyetle, 5. sırada noktaladılar. Letonya’nın genç yıldız pivotu Dreimane, bu maçta da tercih edilmedi. Başarımızın büyüklüğü, eldeki malzemeye bakılınca, su götürmez bir gerçek.

Yedincilik maçında ise, yine ilk düdük itibariyle oyunu domine eden ve Sottana-Zandalasini ikilisinin yanı sıra, ilk günden beri ortalarda gözükmeyen Gorini’den ve paslarıyla can katan Ress’ten aldığı katkılarla rakibini skorda yanına yaklaştırmayan İtalya, grup maçlarındaki gibi Slovakya’yı bir kez daha yendi (71-54). İtalyanlar turnuvadan boyunları bükük, ama başları dik ayrıldılar. İki takımın da (Masciadri ve Zirkova hariç) rotasyondaki tüm oyuncuları oyuna girdi ve sayı katkısı verdi.

Final maçında bir kadın hakemimiz, yani Özlem Yalman, düdük çalma gururunu yaşadı ve hepimizi onurlandırdı. Sunucular elbette ona hiç değinmediler. Nitekim olay yerinden değil de stüdyodan anlatılan bir organizasyona ancak bu kadar hakim olunabiliyor. Hakemimizi tebrik eder, uzun kariyerini böylesi bir payeyle taçlandırdığı için kendisini ayrıca kutlarız.

Turnuvanın ilk beşine, Yunanistan’dan Maltsi, İspanya’dan Torrens, Belçika’dan Meesseman, Fransa’dan Miyem ve İtalya’dan Zandalasini seçildi.

Fakat ben, üç ayrı beş yapma taraftarıyım:

 

Altın karma:

Elina Babkina (Letonya, PG, 11.8s, 2.8a): Sakatlık belası gelip onu bulana dek, maç başına 20 sayıya yakın atıyordu ve Letonya’nın bu oyun sistemiyle buralara gelmesinde en büyük pay sahibiydi.

Alba Torrens (İspanya, SG, 17.8s, 6.3r, 3.3a): Anlatmaya gerek yok bence. O, en iyisi.

Styliani Kaltsidou (Yunanistan, SF, 13.7s, 5.6r, 2.3a): Maltsi’den çok daha yüzdeli attı ve en kritik sayılar ondan geldi.

Cecilia Zandalasini (İtalya, PF, 19.0s, 9.6r, 2.0a; bütün isabet yüzdeleri %50’nin üstünde): İtalya’nın ve Avrupa’nın gelecekteki süper yıldızına selam duruyoruz…

Emma Meesseman (Belçika, C, 17.5s, 7.2r, 2.8a, 1.7b): Çeyrek finalde İtalya karşısında gösterdiği performansın eşine rastlamak neredeyse imkansız. Erkekler basketbolunda bile. Yolu WNBA’de açık olsun.

 

Gümüş karma:

Barbara Balintova (Slovakya, PG, 12.4s, 3.3r, 4.3a): Herkes veteran Zirkova’nın 30 sayılık maçına mercek uzattığı için, takımı asıl taşıyan yıldızın Balintova olduğunu anlamak kolay değil.

Kim Mestdagh (Belçika, SF, 14.5s, 2.8r, 3.3a): Kanat oyuncularının oyuna etkisi bakımından eşsiz bir örnekti ve Belçika’nın enfes iç-dış dengesinin baş mimarlarındandı. Üç sayı gerisinden de affetmiyordu.

Evanthia Maltsi (Yunanistan, SG, 16.1s, 6.6r, 4.1a): Çok düşük yüzdelerle hücum etse de, turnuvaya ilk turda veda etmesine kesin gözle bakılan takımı all-around oyunuyla buralara getirdi. Hem de 38 yaşındayken!

Anete Steinberga (Letonya, PF, 14.7s, 11.1r, 2.3a): Letonya’nın en ağır işçisi ve direniş sembolü olan Steinberga’yı, Vitola ve Basko’dan çok daha öncelikli yazmamız gerekiyor bu listede.

Quanitra Hollingsworth (Türkiye, C, 17.7s, 9.3r): Bu zamana dek seyrettiğimiz en iyi Q idi. Hatta Lara Sanders’ın zirve dönemini bile hiç aratmadı. Altın sezonunda, bizim de yüzümüzü güldürdü.

 

Bronz Karma:

Celine Dumerc (Fransa, PG, 8.0s, 4.2r, 4.5a, 1.8tç): Kimi yerlerde emeklilik yaşının yaklaşması gereği zorlansa da, Fransa kaptanı yine takımının şoförlüğünü en iyi şekilde yapıp fark yarattı.

Alina Iagupova (Ukrayna, SF, 21.3s, 5.5r, 5.5a): Artık, kendini aşıyor. Avrupa’nın Torrens ile birlikte en büyük bireysel skor silahı ve en all-around oyuncusu o. Sayı kraliçesi de oldu yine.

Sancho Lyttle (İspanya, C, 14.3s, 8.5r, 1.3a): Hep bildiğimiz gibi. Ndour yerine Lyttle varsa, madalya var, şampiyonluk var.

Maria Vadeeva (Rusya, C, 13.8s, 12.3r, 2.3a, 1b; 5.5 hücum ribaundu): Rusya, bu 18 yaşındaki dev pivotunu hak edemiyor, ona bir türlü layık olamıyor.

Ann Wauters (Belçika, PF/C, 13.3s, 5.7r, 2.3a, 1.5b): İhtiyarlığına bakmaksızın Meesseman ile ikiz kuleleri oluşturdu ve kaptanlığıyla ülkesini bronz madalyaya götürdü

 

Özel beş: Giordana Sottana (İtalya), Işıl Alben (Türkiye), Olivia Epoupa (Fransa), Nika Baric (Slovenya) ve Taisiia Udodenko (Ukrayna). Bu isimler, takımları için, kendilerine biçilen rolden daha fazlasını yapmaya çalıştılar ve çoğunlukla da kendilerinden beklenenin fazlasını verdiler. Endene Miyem (Fransa) ise, sıradan bir görüntü çizdi.

En büyük hayal kırıklığı: Son Avrupa Şampiyonu ve Olimpiyat üçüncüsü Sırbistan.

 

En talihsiz takım: İtalya. Macchi’nin sakatlanıp turnuvayı kapatması yetmezmiş gibi, bir de skandal hakem kararları yüzünden Dünya Şampiyonası biletinden oldular.

En iyi koç: Valerie Garnier (FRA) tüm rotasyonunu her maçta nizami şekilde kullanma kararı için; Konstantinos Keremidas (YUN) böyle bir kadroyla imkansızı başardığı için; Lucas Mondelo (İSP) hiçbir rakibi yanlarına yaklaştırmadan şampiyon oldukları için ve Ekrem Memnun (TÜR) Nevriye sonrası geçiş dönemini bir Dünya Şampiyonası biletiyle taçlandırdığı için.

En büyük sürpriz: 39 yaşında bile 30 sayı atabilen Zuzana Zirkova efsanesi.

En başarılı takım: Uzun bir ara verdikten sonra Belçika’nın buralara çıkabilmesi muhteşem. Geçen turnuvada yerin dibine geçen ve burada da öyle olacakları zannedilen Yunanistan’ın başarısı ise muazzam.

Gönüllerin şampiyonu: Slovenya. Üçlü averaj yüzünden elenen tek takım oldular. Hem de tarihlerindeki ilk Avrupa Şampiyonası’nda, turnuva ikincisi olacak bir Fransa’ya son anda kaybettikleri için!

 

Bu tabloya göre, bu turnuvada ilk 6 sırayı alan İspanya, Fransa, Belçika, Yunanistan, Türkiye ve Letonya, seneye İspanya’da düzenlenecek olan Dünya Şampiyonası’na da katılmaya hak kazandı.

 

Yazarın diğer yazılarına erişmek için tıklayın

 

mail: efe.ozenc@abcspor.com

twitter: @efe_ozenc

Youtube: Turuncu ve Siyah

Son Haberler

FUTBOLUN BİTTİĞİ GÜN

Olmaz olsun böyle lig. Olmaz olsun böyle galibiyet. Yeter artık Fenerbahçe'nin bu ülkede maruz kaldığı muamele. Lanet olsun Fenerbahçe'yi senelerdir ırkçılık derecesinde...

Benzer Konular