https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

EUROBASKET WOMEN 2015, C GRUBU ANALİZİ

Okunması Gerekenler

efeC GRUBU

(Büyük Britanya, Letonya, Hırvatistan, Rusya, Sırbistan)

 

Yine bir Balkan Grubu, yine bir “ölüm grubu” var karşımızda. Turnuvanın bu seneki en delişmen “ölüm grubu”, işte bu grup. Britanya’yı saymazsak, kalan tüm ekipler birbirinin canına okumaya meyilli.

BÜYÜK BRİTANYA : Henüz istediği seviyeye ulaşamasa bile, Britanya, 2007’den bu yana sürekli çıkış gösteren bir grafiğe sahip kadınlar basketbolunda. Şu dakikaya dek en başarılı dereceleri, geçen turnuvadaki 9.luk belki; lakin ellerinde o artan grafik ve formdaki bir kadro varken, sürekli bir tehlike arz ediyorlar. Buna en büyük delil de, kendi evlerinde düzenlenen 2012 Olimpiyatları’nda, gruptan yükselerek ikinci tura kalmayı becerebilmeleridir. Ligimizin kalitesi sayesinde formunu tekrar zirveye taşıyan Chantelle Handy, bir senelik aranın ardından tekrar takıma dönüş yaptı ve Britanya’nın en önemli kozu durumunda. 3 numaradan “yardıran” Handy, takımın guardları ile dev pivotlar Temi Fagbenle ve Azania Stewart’ın arasındaki pas trafiğinin verimli geçmesini sağlayacaktır.

Bu sistem tökezlediğinde ise, Handy’nin üç sayı gerisindeki meziyetleri ile işleri yoluna koymayı planlıyorlar. NCAA’lerde Toledo Üniversitesi formasını da tıpkı U20 milli takımı forması gibi başarıyla terleten genç yıldız oyun kurucu Jay-Ann Bravo-Harriott, eğer kasığındaki sakatlıktan kurtulabilirse rotasyondaki yerini alacak. Bu senenin MAC Ligi Yılın Freshman’i Ödülü’nü cebine koyan Bravo-Harriott, hem pota altından hem de üç sayı gerisinden oldukça etkili bir isim. Bu isimlere karşın, 2013’teki ekibin (oyun kurucu olmamasına karşın) asist yükünü çeken Tango Bourges ve takımın temel taşlarından Johannah Leedham’ın yoklukları onlar adına düşündürücü. Özellikle Leedham’ın yokluğu, onları, kurdukları çeyrek final hayalinden mahrum edebilir.

Çünkü takımın halen daha kritik anlarda alternatif çözüm üretme kabiliyeti veya serinkanlı bir kadrosu yok; ayrıca beklentilerin çoğunun muhatabı genç yıldızların da tecrübeye ihtiyacı var. Dolayısıyla, grup üçüncülüğünden yukarısı, onlar için büyük başarı olacaktır. Yine de, Nicole Laura Su Yin How’u ve Mrashi Karumba’yı izlemek için can atacağım.

LETONYA : 2013’teki yüz kızartıcı 13.lükten sonra, tekrar alıştıkları yere, yani ilk sekize girmeye can atıyorlar. 2007’deki dördüncülükten öte bir başarıları olmasa bile, her “turnuva takımı”na yakışırcasına, muhakkak ilk sekize kalmayı başarmaları, onların kapasitesi kadar istikrarı adına da mühim kanıtlar teşkil ediyor. Şimdi ellerinde daha genç ve aç bir ekip var Boyları iki metreye yakın üç dev pivot Melnika, Putnina ve Vitola, pek çok takımın gıpta edeceği bir arka alan oluşturuyorlar. İçlerinde en etkilileri kuşkusuz Putnina, zira hem fiziksel hem de teknik oyunu oldukça üstün. Diğer iki isim ise, “biyonizm”leri ile katkı yapacaklar, ki vasat grafiğine karşın Vitola’nın pivot hareketleri de göz dolduruyor.

Avrupa efsanelerinden Anete Jekabsone emekliliğini bozup milli takıma tekrar döndüğü için, rakiplerine çok daha korku salıyorlar artık. Jekabsone, hiç zorlanmadan çift haneli sayılara ulaşabilen sihirli dokunuşu sayesinde, hücumda tıkanıklık yaşanılan dakikalarda takımına nefes aldıracaktır yine. Kısa forvet Kitija Laksa, gençler düzeyinden takımın yeni yıldız adayı. Laksa, doludizgin gelişim gösteren bir diğer genç isim Kate Kreslina’nın talihsiz bir sakatlığa kurban gitmesinden doğan boşluğu doldurmaya çalışacak.

Takımın mühim eksikleri, her üçü de emekliye ayrılan Zane Tamane, oyun kurucu Ieva Kublina ve Liene Jansone. Jekasbone’un aksine bu üç isim, milli formaya dönmeyi seçmediler ve yeni kadroyu eski başarılara taşıma görevinden azat oldular. Castors Braine ile bu sezon Eurocup Finali’ne ulaşan power forvet Anete Steinberga ve yine emeklilikten dönen bir diğer oyuncu olan kısa forvet Gunta Basko-Melnbarde, adı geçen o üçlünün görevini devralmış vaziyetteler. Letonya, üç sayı gerisinden görece zayıf, fakat buna mukabil boyalı alan ve civarında ise gereğinden fazla tehlikeli. Jekabsone’u birebirde durdurmak zor olduğundan, Letonya’yı yıkmak adına anahtar nokta, pas trafiği ve ribauntlar. Bu alanlarda üstünlüğü kuran, Letonya’yı geçer. Veteranlar ile gençler arasındaki uyum düzeyi de, onların gruptan çıkıp çıkamayacağını belirler.

HIRVATİSTAN : Hırvatlar erkek basketbolunda da kadın basketbolunda da hep aynı nakaratı okuyorlar: Bir varız, bir yokuz. Bu kadar istikrar yoksunu ve inişli çıkışlı bir ekipten, 2011’deki gibi bir 5.lik de görebiliyoruz, 2007’deki 13.lük ve 2013’teki 11.liği de. Yine erkeklerde olduğu gibi burada da sorunun temeli, takım olamama, yani uyumsuzluk. Bu sorunu bir şekilde aşabilmek için, başa bela olan birkaç sakatlığın ardından, radikal bir kararla, ligimizden çok çok yakinen tanıdığımız Shavonte Zellous’u devşirip takıma kattılar ama evrakları yetişmediği için şampiyonada yer alamayacak. “Mitralyöz” Jelena İvezic’in ardından ikinci bir istikrarlı skorere ihtiyaçları var. Tüm sezon boyunca Hırvat Ligi’nda double – double’lara imza atan iki genç dev, Ana-Marija Begic ve İvana Tikvic de, İvezic’e “layık olmaya” gayret gösterecekler ve koç Braslav Turic’i kendilerine duydukları güvenden ötürü pişman etmeyecekler.

Bereketsiz bir dönem geçiren oyun kurucu İva Borovic ise, takımın başarısı için artık bir titreyip dirilmeye mecbur. Zira “Amazon” forvet Ana Lelas, undersized şutör Antonija Misura ve bir diğer yıldız pivot Marija Rezan sakatlık sebebiyle turnuvadan uzak kalacaklar ve yerlerinin dolması gerekiyor. Ayrıca, geçtiğimiz senelerde emekli olan Sandra Mandir ve Andja Jelavic’in de henüz muadillerini bulamadılar. Bu konuda artık tüm gözler patlayıcı penetreci playmaker İva Ciglar ve pota altı neferleri Luca İvankovic, İva Sliskovic ve Mirna Mazic’in üzerinde.

Bunca sakatlığın üstesinden gelmek adına Zellous ve İvezic’in raydan hiç çıkmaması ve gençlerin kazanma açlığını sahaya yansıtmaları şart. Fakat çeyrek final yollarının daha şimdiden çok bulanık olduğunu söyleyelim. Tek bir koşulda üst turu görürler: İvezic’e ayak uyduracaklar ve 1 + 4 kişi şeklinde değil, 5 kişilik bir “takım” halinde oynayacaklar sahada. Ben, Hırvatlar’ın sürpriz oyuncusunun genç 1 numara Carmen Miloglav olacağına inanıyorum.

RUSYA : Geçen şampiyonadaki sürpriz İsveç yenilgisi sonrası 2014 Dünya Şampiyonası’na katılamamaktan yeteri kadar utandılar ve 97’den beridir hiç inmedikleri madalya tahtına tekrar çıkmayı planlıyorlar. Tarihin en başarılı Avrupa kadın basketbol ülkesi olan Rusya, eski gücünden, yani birkaç avuç dolusu WNBA oyuncularından emeklilik gerekçesiyle mahrum kalsa da, kahraman devşirmeleri şutör guard Epiphanny Prince’e tekrar kavuştukları için, bu yeniyetme ekiple bile yine her zamanki kadar iddialılar.

Takımın en büyük yıldızı, yine Evgenia Belyakova. Kariyerinin en güzel çağlarını yaşayan Belyakova, bu oyunun tarihindeki en iyi üçlükçülerden birisi ve komple bir oyuncu olması vesilesiyle, yine top çalma, skor ve asist yükünü taşıyacaktır. Belyakova sayesinde, oynadıkları ilginç bir kumarı kazanabilirler: Rus ligini alt üst eden 16 yaşındaki süperyıldız adayı pivot Maria Vadeeva, ilk kez A milli takımla bir turnuvaya çıkacak. Ayrıca yine gençlerden power forvet Ksenia Tikhonenko ve şutör Daria Namok da ilgimizi hak ediyorlar. 4 numaranın bekçisi Marina Kuzina, guard ikilisi Elena Kirilova (2011 Eurobasket MVP’siydi) ve Elena Beglova ile beraber takımın tecrübe kaynağını teşkil edecek.

Tecrübe demişken, yıllandıkça değerlenen yetenek madeni dev pivot İrina Osipova’yı da es geçemeyiz. Boyalı alanda Osipova’yı yedeklemesi beklenen Natalia Vieru ise ümit vaat eden fakat istikrarı yakalayamayan bir uzun. Tüm oyuncuların azami efor sarf etmesi halinde, altın jenerasyonun bitiminde, Nadezhda Grishaeva ve Olga Arteshina gibi paha biçilemez veteranların yerlerini doldurabilir ve yeniden madalyaya koşabilirler. Fakat ilk ön koşul, gençlerin beklentileri karşılayacak, hatta üzerine çıkacak kadar iyi oynaması ve azmetmesi. Prince – Kirilova – Belyakova – Kuzina – Osipova beşlisi ile çok can alırlar, fakat gençler isteneni veremezse canları çok yanar.

SIRBİSTAN : Geldik grubun tartışmasız favorisine. Çoğunlukla bizim yüzümüzden son birkaç mühim turnuvada hep madalya potasının dışında kalan Sırbistan, Rusya’nın sarayına kurulmak için bu sefer çok amansız davranacaktır. “Kraliçe Arı” Milica Dabovic ve süper skorer kardeşi Ana Dabovic (bu yaz WNBA’de L.A. Sparks forması giyecek) önderliğinde, uçarı oyun kurucu ve dinamo Tamara Radocaj, durmak bilmez savaşçı 4 numara Jelena Milovanovic, iyi niyetinden sual olunmayan Dajana Butulija, savunmacı Sasa Cado, boyalı alan savaşçıları Sara Krnjic ile Tijana Ajdukovic, ülke tarihinin ilk devşirmesi forvet Danielle Page ve hırpani Jovana Rad ile, gereken tüm silahlara sahipler ve hazırlar. Çok büyük bir tabii afete maruz kalmazlarsa, vakit artık onların vakti. Şaka değil, 2014 Dünya Şampiyonası’nda 3 çeyrek boyunca ABD’yi hakikaten karabasana boğabilmiş yegane ülkeden bahsediyoruz burada. Ve burada, kondisyon bakımından fark yiyecekleri hiçbir hormon abidesi rakipleri olmayacak.

Peki, maç sonları ve kritik anlarda Dabovic’lerin olası tercih hatalarını Page yeterince telafi edebilecek veya azaltabilecek mi? Artık her üç oyuncu da bu konuda çok daha deneyimli ve akiller. Ayrıca son dakikada, yılların ardından Sırp milli formasını tekrar giymeye karar veren yıldız forvet Sonja Petrovic de bu sene USK Prague’ı Euroleague şampiyonu yapmanın özgüveni ve avantajıyla Dabovic’lerin gücüne güç katacak. Jovana Vukoje ise benchten enerji koyacak. Ayrıca gençlerden Crvendakic de özel önlem gerektirecek türden müstesna bir yetenek. Takım olarak uyumları tam ve ciddi hiçbir eksikleri yok. Ayrıca, tam kadro geliyorlar. Bu yüzden, Fransa ve İspanya ile beraber bu turnuvanın en büyük üç madalya adayından biri konumundalar.

Tahmini sıralama: 1) Sırbistan 2) Rusya 3) Letonya 4) Hırvatistan 5) Büyük Britanya

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail : efe.ozenc@abcspor.com

twitter : @efe_ozenc

Son Haberler

FUTBOLUN BİTTİĞİ GÜN

Olmaz olsun böyle lig. Olmaz olsun böyle galibiyet. Yeter artık Fenerbahçe'nin bu ülkede maruz kaldığı muamele. Lanet olsun Fenerbahçe'yi senelerdir ırkçılık derecesinde...

Benzer Konular