C GRUBU
Macaristan 85 – 73 Çekya
Macarlar, 48 yıl aradan sonra ilk kez Eurobasket’te bir maç kazandılar. Ama, nasıl kazandılar? Beklendiği üzere, fakat ilk iki maçta bekleneni hiç veremeyen, yıldızları Adam Hanga ile. Gruptan yükselme adına hayati önem taşıyan bu maçı, başından sonuna kadar domine eden faktördü Hanga. 31 sayı 8 ribaunt ve 8 asist 5 top kaybı ile (6/9 üçlük), hem triple-double’a çok yaklaştı (ki bu tarihi bir andır turnuva için), hem de rakipte benzer performanslarına alıştığımız Satoransky’ye meydan okudu. Macarlar’da her ayın elemanı Vojvoda 18 sayı 4 asist, Perl 12 sayı, Allen da 10 sayı kaydederken, Çekya’da Satoransky 18 sayı 7 ribaunt 4 asist 2 top çalma 6 top kaybı, Palyza 18 sayı, Auda 15, Hruban da 12 sayı üretti.
Karadağ 72 – 76 Hırvatistan
Esasında, ilk yarı boyunca oyunda üstünlük kuran taraftı Hırvatlar. Yine iç-dış dengesinden şaşıp sadece Bogdanovic’e yüklenseler bile, Karadağ sadece uzunlarıyla söz söylemeye namzet olduğu için, farkı istedikleri seviyeye çıkarmışlardı. Başa baş geçen 3. çeyreğin ardından, Hırvatlar o son çeyreklerde dağılmaya dair meşhur namlarını bilfiil sergilemeye başladı ve Dubljevic-Rice önderliğinde Karadağ şahane bir geri dönüş başlatıp son dakikada farkı 2’ye kadar indirdi. Orada Saric’in faul çizgisinde teklememesi ve koç Tanjevic’in galibiyeti getirecek oyunu çizememesi yüzünden, Hırvatlar az farkla da olsa galip gelip, grup 2.liğini garantilediler. (Not: Genç oyuncu sevdasıyla bilinen Tanjevic, Radoncic’e yine süre vermedi). Hırvatlar’da Bogdanovic 23 sayı 6 ribaunt, Saric 14 sayı, Tomas ve Ukic de 9’ar sayı ile zaferde başrolü paylaşırken, Karadağ’da Rice 22 sayı ile ilk kez olumlu oynadı; Dubljevic 17 sayı 11 ribaunt, Vucevic de 12 sayı 5 ribaunt ile mücadele etti.
İspanya 91 – 50 Romanya
Fazla söze gerek yok aslında. Aradaki kalite farkı yine maçı domine etti, ve İspanyollar yine bir grup maçını güle oynaya kazandılar. Pau Gasol’ün dinlendirildiği maçta, Juan Hernangomez 18 sayı 12 ribaunt, Oriola 11 sayı, Sastre 10 sayı, Marc Gasol 11 sayı 8 ribaunt, Willy Hernangomez 9 sayı 13 ribaunt, S-Rod 7 sayı 7 ribaunt, Rubio ve Navarro da 8’er sayı kaydetti. Ev sahibi Romanya ise Moldoveanu’nun 15 sayı 6 ribaunt 3 asistiyle, bu hezimette teselli buldu.
D GRUBU
Letonya 97 – 92 Büyük Britanya
Porzingis, 5/5 isabetle takımının maçtaki ilk 12 sayısına imza attı. Ardından, Bertans kardeşler ve Timma devreye girdi ve üçüncü çeyrekte fark bir ara 29 sayıya kadar çıktı. Letonya koçu Bagatskis’in rehavete kapılıp Bertans’ları, Timma ve Porzingis’i benche çekmesi, Britanya için meydanı boşalttı ve son dakikada fark 2-3 sayıya kadar indi. Letonya’nın yıldızları tekrardan oyuna alınınca, Olaseni ve arkadaşları sürpriz bir galibiyete imza atma şansını kaybettiler. Letonya’da Porzingis 28 sayı 8 ribaunt 2 blok ile yıldızlaşırken, Davis Bertans 22 sayı, Strelnieks 13 sayı 9 asist, Timma 11 sayı 9 ribaunt 4 asist ile oynadı. Britanya’da Olaseni 23 sayı 10 ribaunt, dönüşe öncülük eden Johnson 18 sayı, Lawrance 11 sayı 10 asist, Okereafor 12 sayı 9 asist ile oynadı.
Rusya 76 – 67 Belçika
Yine Shved önderliğinde oynayan Rusya, maçı hiçbir bölümde net biçimde domine edemese bile, mücadeleden galip ayrılan taraf olmayı başardı. Fiziksel mücadelenin üst perdeden sergilendiği bu maçta, Ruslar grup birinciliği konusunda büyük adım atmış oldular. Maça noktayı koyan basketlerin sahibi Shved 20 sayı 6 ribaunt 6 asist ile takımına öncülük ederken, Mozgov 12 sayı, Kurbanov 10 sayı 5 ribaunt, Khvostov 10 sayı, Vorontsevich de 5 sayı 10 ribaunt ile ön plana çıkan isimler oldular. Gruptan çıkabilme umudunu bizimle oynayacağı maça diken Belçika’da De Zeeuw 15 sayı, Serron 12 sayı, Mwema 11 sayı, Tabu 10 sayı 5 asist, Van Rossom da 3/3 üçlükten gelen 9 sayı ile oynadı.
Sırbistan 80 – 74 Türkiye
İlk periyotta savunmada adam paylaşımı ve yerleşme sorunu yaşayıp, top kayıplarından hep kolay fast break basketi yediğimiz için, istediğimiz tempoyu tutturamadık. Maça Sertaç ile başlamak olumlu etki etmedi ve pota altı civarında önemli kayıplar yaşadık. 21-13 geride kapattığımız çeyreğin ardından, Melih ve Semih’in devreye girmesiyle devrenin sonuna dek Sırplar’ı yavaşlatmayı ve skorda dengeye yaklaşmayı başardık. Bu bölümde Bogdanovic’i iyi savunurken, Marjanovic’in bilhassa faul aldırma ve serbest atışları yüksek yüzdeyle sayıya çevirme taktiklerine çare bulamadık.
Hem 2. hem de 3. çeyrekte, yarı sahada sete set kaldığımız vakit rakibi bozmakta çok zorlandığımız için, genellikle Melih, Cedi, Furkan ve Kenan’ın düzen dışı basketleriyle skorda tutunduk. Ve savunma baskımız sayesinde son çeyreğe doğru tam da istediğimiz türden bir sayı farkıyla geriden gelirken, muazzam bir seri ile üst üste 3 adet üçlük isabeti bulup (2x Melih, 1x Cedi), maçta ilk kez öne geçtik. Lakin bunu maçın bitiminde değil de, bitime 6 dakika kala yaptığımız için, rakibimizin cevap hakkı gecikmedi: Maç boyunca ritmini bozduğumuz Bogdanovic, aynı hücumda (evet, hakem kararları sağ olsun) el üstünden iki üçlük isabeti bulup bir anda ibreyi yine Sırplar’ın lehine döndürdü. Melih ve Cedi önderliğinde buna yanıt arayan millilerimiz, Jovic ve Lucic’in beklenmedik anda gelen ve can yakan üçlükleri sonrasında direncini mecburen yitirdi ve son topa dek mücadele etseler de maçı Sırplar kazandı.
Skor yükünü takımın geneline yedirmeyi seçti ekipler. Öyle ki, 4. çeyreğin ortalarına dek, her iki takımdan da çift haneli sayılara ulaşan kimse bulunmuyordu. Bu geleneği bozan Jovic, bu gece ekstra oynayarak 15 sayı 9 asist kaydederken, en kritik yerlerde canımızı acıtan Bogdanovic (maç sonunda seyircimizle çok güzel bir etkileşime de girdi ve beyefendiliğini bir kez daha gösterdi) 17 sayı, çok mühim anlarda devreye giren Milosavljevic de 8 sayı üretti. Ribauntlar konusunda mecburen yine nakıs kalan 12 Dev Adam’da ise, Melih 5/9 üçlük ve 19 sayıyla skorda başı çekerken, Cedi 15 sayı 4 ribaunt 5 asist ve enfes 2 blok, Furkan 11 sayı 4 ribaunt 3 asist, Semih 5/11 faul isabetiyle 13 sayı, Sinan ise 8 sayı 4 top kaybı ile mücadele etti.
Olumsuz noktalar: Sırplar’ın aksine biz, maçın genelinde, kaptığımız topları hızlı hücumlarla kolay sayılara çeviremedik; zira atletizm ve çabukluk yönünden rakibimizin fiziksel durumu karşısında geride kaldık. Faul atışlarını cömertçe harcadık, Semih faul çizgisini bu akşam hiç sevemedi. Basit hatalar ve tecrübe eksikliği yine göze çarptı; ama zaten bunların olmasından daha doğal bir şey de yok. Sinan ise, ne yazık ki yine, bildiğimiz halinden uzak kaldı…
Olumlu tarafa bakalım o zaman: Maç öncesinde 15 sayıya yakın bir fark atarak bizi yenmesini beklediğimiz bir rakibe, son toplara kadar kök söktürdük. Hem de sete set hücumunda hiç akıcı ve üretken olmamamıza rağmen. Marjanovic’i ikinci yarıda akıllıca yardım getirerek savunmada iyi durdurduk. İdeal senaryomuzu oynadık, elimizden geleni yaptık, ve ufak rötüşler bizden yana talihi döndüremediği için kaybettik. Her bir oyuncumuza tek tek helal ve selam olsun; daha iyisini şu an için beklemek onlara büyük haksızlık olur…
Yazarın diğer yazılarına erişmek için tıklayın
mail: efe.ozenc@abcspor.com
twitter: @efe_ozenc
Youtube: @İmlacı
