A GRUBU
Fransa 115 – 79 İzlanda
Bahsetmeye değer çok fazla şeyin olmadığı bir maçtı. İlk yarıda var gücüyle (ve nihayet, dış şut gücüyle) rakibine direnen İzlanda, ikinci yarının başlamasıyla birlikte, kaliteden geçilmeyen Fransa karşısında mecburen ritmini kaybetti. Lauvergne, De Colo ve Fournier’nin yine hız kesmediği müsabakada, Fransa rotasyona giderek tüm oyuncularından skor katkısı aldı ve maçı farklı biçimde kazandı. Fransa’da De Colo 16, Jackson ve Seraphin 14, Lauvergne 13, Toupane ve Poirier de 10’ar sayı kaydederken, İzlanda’da emektar Stefansson ilk iki günkü ölü toprağından kurtulduğunu kanıtlayan 23 sayı 7 ribaunt 3 asistlik bir oyun sergiledi.
Slovenya 78 – 72 Yunanistan
Güzide ve çekişmeli bir müsabakaydı, ve açıkçası turnuvadan önce Yunanlılar’a dair söylediklerimiz birebir ispatlandı. Slovenler, çift haneli farkla önde götürdükleri ilk çeyrek sonrasında, Dragic’in ilk iki günün yorgunluğu sebebiyle felaket bir yüzdeyle hücum ettiği ikinci çeyrekte farkın kapanmasına engel olamadı. İlk yarı 35-30 Slovenler’in üstünlüğüyle geçildikten sonra, üçüncü çeyrekte Sloukas – Printezis – Calathes – Papagiannis – Bourousis eksenli geri dönüşüyle Yunanlılar farkı kapatıp çeyreği 6 sayı önde tamamladılar. Son çeyrekte ise, Dragic kendine geldi ve maçın kahramanı Doncic ile birlikte mükemmel bir seriye imza atarak son bölümü domine etti. Lidersizlik sebebiyle bu hamlelere cevap veremeyen Yunanlılar, gruptaki ikinci mağlubiyetlerini almış oldular. Slovenler ise, 3’te 3 yaparak (kimleri mağlup ettiklerini de hesaba katarsak) gruptan çıkmayı garantilediler. Slovenya’da Doncic %58 ile hücum edip 22 sayı 5 ribaunt 3 asist kaydetti, Dragic 20 sayı 4 ribaunt 4 asist, çok kritik üçlüklerle takımına hayat veren Prepelic 16 sayı 3 asist kaydetti. Bu kez Tiante’den hiç faydalanmayan Yunanistan’da ise Sloukas 18 sayı 6 asist, Pappas, Papagiannis ve (4/15 yüzdede kalan) Printezis de 10’ar sayı ile oynadı.
Finlandiya 90 – 87 Polonya (2 uz.)
Günün en efsanevi iki maçından biriydi. İlk çeyrekte 10 farklı üstünlüğünü rakibe kabul ettiren Finliler, sonraki iki çeyrek boyunca Waczynski, Kulig ve Slaughter ile yüklenen rakibine karşı durakladılar ve son çeyreğe beraberlikle girildi. İlk iki maçın kahramanı Markkanen ve nihayet özlediği formunu yakalayan Koponen önderliğinde son çeyrekte birbiri ardına isabetler bulan Finlandiya, Slaughter, Ponikta ve Gielo ile çok keskin bir geri dönüş başlatan Polonya’nın farkı kapatmasına engel olamadı. Son toplara gidilirken 5 sayı üstünlüğü bulunan Polonya’da Kulig’in dev hatasını hücumda iyi değerlendiren Koponen ve hunharca smacıyla mesaj veren Markkanen, maçı uzatmaya taşıdı. İlk uzatmada da aynı isimlerin devleşen performansları ile denge bulan skor, Waczynski ve Slaughter’ın katkılarıyla ikinci uzatmayı mecbur kıldı. İkinci uzatmaya da smaçla başlayan Markkanen’e cevap vermek isteyen Polonya, Karnowski gibi iyi bir faul atıcısının 1/4, Slaughter’ın da 0/2 faul atması sonucu son saniyelerde 5 sayı geri düştü. Slaughter’ın bomba gibi düşen ani üçlüğü sonrası Koponen’in 1/2 faul atması, Polonyalılar’a son bir ümit verdi. Fakat mola dönüşü topu kenardan oyuna sokarken Kulig yine felaket bir hata yaptı ve Finliler, iki tarafın da sonuna dek hak ettiği bu maçı alınlarının akıyla 90-87 galip tamamladılar. Finlandiya’da Markkanen 27 sayı 9 ribaunt, Koponen 21 sayı 7 asist, çok kritik hücum ribauntları alan Murphy de 12 sayı 5 ribaunt 3 asist ile galibiyetin baş mimarı olurken, Polonya’da Slaughter ve Waczynski 18’er, Kulig 12, Ponitka 14, Gielo da 11 sayı kaydetti.
B GRUBU
Gürcistan 81 – 88 Ukrayna
Topun kıymetini zerre kadar bilemeyen, Dixon’ın hataları sonucu pas trafiğine gölge düşüren, savunma kurgusunda kendilerine yakışmayacak kadar acemice alan paylaşım hataları yapan ve dış şut kullanamayan Gürcüler, yine dış şutlarda kariyer gününü yaşayan Lukashov önderliğindeki Ukrayna’ya ne yaptılarsa da diş geçiremediler ve gruptaki ikinci sürpriz mağlubiyetlerini aldılar. Gürcüler’de Shermadini benchten gelip 17 sayı 4 ribaunt üretirken, Zaza 17 sayı 5 ribaunt 4 asist, Shengelia 16 sayı 7 ribaunt 4 asist 6 top kaybı, Sanadze ve Markoishvili de 11’er sayı ile oynadı. Bu turnuvadaki ilk galibiyetini elde eden Ukrayna’da ise Lukashov 17 sayı 6 ribaunt 11 asist, Lypovyy 17 sayı, pota altını karartan Pustovyi 19 sayı 7 ribaunt 3 top çalma 2 blok, Bobrov da 13 sayı ile mücadele etti. Pustozvonov da 2/3 üçlük ile takımına en hayati yerlerde katkı verdi.
Litvanya 78 – 73 İtalya
Litvanya, ikinci çeyrekte yakaladığı 9 sayılık farkın ekmeğini yiyip, oyunu rölantiye alarak, beklenildiği üzere galip geldi. Zira dış şut gücüne dayalı İtalya’daki olası bir formsuzluk, takımın tamamını her bölgeden ürettiği varyasyonlarla oynatmaya çalışan Litvanya ekolü karşısında muhakkak ki zorlanacaktı. 0-10 İtalya lehine başlayan ilk çeyreğin ardından, ikinci çeyrek Kuzminskas – Melli düellosu şeklinde geçti. Belinelli (5/13 isabetle 14s), Hackett (7s), Datome (24s) ve sonlarda İtalya’nın geri dönme çabasına öncülük eden Filloy (10s), ellerinden geleni yaptılar; fakat koç Messina bile, elindeki malzemeyle Litvanlar’ı durduracak çözümü bir türlü bulamadı. Litvanya’da maçın kahramanı, tepeden yaptığı penetreler sonrası boyalı alanı defalarca boş bulan ve dış şutlarda da kariyer gecesi yaşayan Juskevicius’tu (4/6 üçlükle 20s). Valanciunas 13 sayı 8 ribaunt, Kuzminskas 14 sayı, Kalnietis de 12 sayı 8 asist ile galibiyette başrolü paylaştı. Maçın X-faktörü ise, 8 sayı 5 ribaunt 3 asist kaydeden Litvanyalı Grigonis’ti.
Almanya 80 – 82 İsrail
İşte size, günün en heyecan verici diğer maçı. Aslında çok kısır döngüde ve başabaş geçen ilk iki çeyrekte, İsrail kendi evinde nihayet bir galibiyet elde etme gayretini gözler önüne sermişti; fakat savunmada adam ve alan paylaşımında, ve de reaksiyon göstermekte o kadar yetersiz kaldılar ki, üçüncü çeyrekte Almanya’nın işi bitirdiğine ben dahil hemen herkes ‘kesin’ gözüyle baktı. İşte o noktada, Schröder faul + teknik faul dublesiyle 4. faulüne erişti ve kenara geldi; oyuna döndükten sonra da kafasını bir türlü toplayamadı ve kendisinden (hiç alışık olmadığı şekilde) Shved olması beklenirken, Rice taklidi yaparak maç sonunda üst üste en kritik hücumları heba etti. Onun yokluğunda oyunu çekip çeviren Lo ve Theis da, sert İsrail savunması karşısında bezdiler.
Dahası, İsrail tam bir Türk ekolü içerisinde, Pnini – Mekel – Howell – Casspi’nin destansı çabaları sonucu muhteşem bir geri dönüşe imza attı ve maç, Mekel’in 1/2 attığı serbest atışlardan sonra tek topa kadar indi. Son topta müsait pozisyon bulan Theis, üçlüğü isabet ettiremeyince, maçın bir kez daha kahramanı olmayı başaramadı. Böylelikle İsrail, turnuvada, ev sahipliği yaptığı grupta, ilk galibiyetini mitolojik bir üslupta kazandı. İsrail’de geri dönüş dönemi de dahil maç boyunca takımını sırtlayan devşirme pivot Howell 23 sayı 9 ribaunt ve 7 top çalma ile devleşirken, Casspi 20 sayı 11 ribaunt, inanılmaz zor bir üçlük isabetiyle farkı kapatan Pnini 15 sayı ile (3/4 üçlük), Mekel de 12 sayı 4 asist ile galibiyeti getiren ana faktörler oldular. Almanya’da 0/4 üçlük atan Schröder 20 sayı 7 asist 3 top çalma 4 faul ve 4 top kaybı ile oynarken, Theis 15 sayı 15 ribaunt, Voigtmann 13 sayı, ekstra katkı veren Barthel de 10 sayı ile mücadele etti. Böylelikle B Grubu’nda hesaplar iyiden iyiye karıştı.
Yazarın diğer yazılarına erişmek için tıklayın
mail: efe.ozenc@abcspor.com
twitter: @efe_ozenc
Youtube: @İmlacı
