https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

EUROBASKET 2017 3. GÜN SONUÇLARI

Okunması Gerekenler

 

 

 

 

 

A GRUBU

 

Polonya 91 – 61 İzlanda

Pota altını kullanabilen bir takımla kullanamayan bir takımın karşılaşmasında, sonucu değilse de sayı farkını dış şut yüzdeleri belirler. İzlanda (Stefansson başta olmak üzere) çok kötü dış şut kullanırken, Polonya kilit anlarda, maç kopana dek iç-dış dengesi konusunda sıkıntı yaşamadığı için maç 30 farkla bitti. Maçı 2. ve 3. periyot üstünlüğü ile kazanan Polonya’da 12 oyuncu birden skora katkı verdi ve İzlanda’nın toplam 33 ribauntuna karşılık Polonyalılar 53 ribaunt toplayıp mührü vurdular. Polonya’da Waczynski 15 sayı 6 ribauntla en skorer isim olurken, İzlanda’da bu paye 16 sayı atan Vilhjalmsson’a gitti.

Yunanistan 87 – 95 Fransa

İlk periyottan itibaren rakibine Lauvergne, De Colo ve Fournier ile her alanda büyük üstünlük kuran Fransızlar, son periyodun sonlarında Printezis’in (ki Yunanistan, o olmasa katiyen oyunda kalamaz veya hamle yapamazdı) başlatıp sürüklediği geri dönüş karşısında huzursuzlandılar. Lakin, Pappas’ın dünü mumla aratması ve Bourousis’in yine hayal kırıklığı yaratması neticesinde, Tiante (Antetokounmpo) ve Sloukas hariç yardımcı bulamayan Printezis de tek başına galibiyeti getiremedi. Fransa ise maç sonunda el yakan serbest atışlarda hata yapmadı, Heurtel de galibiyeti kesinleştiren üçlüğü attı ve takım, ilk günkü Finlandiya mağlubiyetinin yaralarını sardı. Yunanistan’da Printezis 22 sayıyla, Fransa’da da 10/14 ile hücum eden Lauvergne ve dinamizmini hiç yitirmeyen Fournier 21’er sayıyla takımlarının en skorer isimleri oldular.

Finlandiya 78 – 81 Slovenya

Dünkü senaryonun bir benzerini sahaya yansıttı yine Finliler; ilk yarı elden geldikçe rakibi frenlemeye çalışıp, 3. çeyrekte savunma dozajından yola çıkarak bir geri dönüş başlattılar ve hatta iş yine Jamar Wilson’ın son turnikesine kadar geldi – fakat Wilson bu defa az farkla kaçırdı bu atışı. İlginç olan ise, 0/2 serbest atış ile maç sonunda Slovenya’yı dara düşüren Randolph’un, bir sonraki hızlı hücumu (faul riskine rağmen) bizzat smaçla bitirme ve kendini affettirme arzusuydu. İki kez son topta Markkanen’i bulmak isteyen Finliler, dengesiz hücumun kurbanı oldular ve Slovenya 2’de 2 yapmış oldu. Son topta ayak bileğinden ve kaval kemiğinden ağrılar hissederek acı içinde kenara gelen Markkanen’in akıbeti ise koç Dettman tarafından basın toplantısında geçiştirildi (umarız bir şeyi yoktur). Markkanen 24 sayı 7 ribaunt ile yine Finlandiya’yı sırtlarken, Dragic de 29 sayı 4 ribaunt 5 asist 2 top çalma ile bir kez daha Slovenya’nın başat ismi oldu. Kemik seslerinin çıktığı Kotti – Vidmar rekabetini seyretmek ayrı bir keyifti.

 

B GRUBU

 

Gürcistan 57 – 67 Almanya

Net bir biçimde, hakemlerin katlettiği bu maçta, Schröder – Benzing işbirliği sayesinde Almanya (bence) hiç beklenmedik bir zafer kazanmış oldu. Gürcüler koyu ve gömülü Alman pota altı savunması karşısında topu verimli biçimde Shengelia ve Zaza’ya indirememenin ve bunu dış şutlarla telafi edememenin sıkıntısı ile son periyotta 5, totalde ise 57 sayıda kaldılar. Fakat maç sonlarına doğru hakemlerin feci kararları neticesinde Zaza’nın yüz ifadeleri çok şeyi özetliyordu. Schröder 23 sayı ile Almanya’nın, Zaza da 14 sayı 8 ribaunt ile Gürcistan’ın en skorer ismi oldu.

Ukrayna 66 – 78 İtalya

Dış şut, pota altını yendi. Evet, böyle özetleyebiliriz bu maçı. 2. çeyrek dışında savunma gücüyle rakibine iyi direnen Ukrayna, dış şutlarda imkansızı başaran Belinelli – Aradori – Datome üçlüsüne engel olamayınca, Pustovyi’nin pota altında kaydettiği 21 sayı, galibiyete yetmedi. Halen daha savunmada ve boyalı alanda güven vermeyen İtalya’da ise elit skorer Belinelli 26 sayıya takımını taşıyan isim oldu.

İsrail 73 – 88 Litvanya

Bu kez, İsrail çok daha iyi bir “takım oyunu” oynadı ve son çeyreğe dek Casspi’ye muhtaç kalmadı. Fakat 3. çeyrekle birlikte emeklerinin karşılığını alan Litvanya, akıllı oyunuyla 15 sayılık bir galibiyet elde etti. İsrail’de Mekel 18 sayı 4 asistle, Litvanya’da da Kuzminskas 16 sayı 5 ribaunt 4 asistle öne çıksa da, İsrail adına en etkileyici performans, ilk yarıda takımı skorda rakiple eşitleyen ve maçı da 20 sayı ile tamamlayan pota altı azmanı Howell’dan geldi. Litvanya’da da nihayet hatırlanan Ulanovas 18 sayı ile en skorer isim oldu.

 

C GRUBU

 

Karadağ 72 – 48 Macaristan

Dengede geçen ilk iki çeyrekten sonra, özellikle Hanga, Wittman ve Keller’in hücumda çok verimsiz kalmasıyla birlikte Macarlar adeta yenilmeye mahkum oldular. Son iki çeyrekte toplam 19 sayı atabilen Macarlar’a karşı, Karadağ 33 sayı ile karşılık verdi ve pota altında iki çok kaliteli ve formda uzuna sahip olmanın avantajını limitine dek kullandı. Karadağ adına bu devler, yani Vucevic ve Dubljevic 13’er sayı ve 7’şer ribauntla skor yükünü çekerken, Macaristan’ın tek yüz akı, 20 sayı kaydeden Vojvoda oldu. Böylelikle Karadağ, sadece gruptan çıkma yolunda değil, sıralama bakımından da en önemli rakibini alaşağı etmiş oldu.

Çekya 56 – 93 İspanya

Aslında, izah etmeye namzet pek fazla şey yok. İspanya’nın böylesi bir grupta eze eze rakiplerini tarumar edeceği herkesin malumuydu. Son periyotta İspanya tamamen rotasyona gidip aslarını dinlendirmese, Çekler 50 sayıyı bile bulamazdı. Çekya’da 11 sayı atan Kriz dışında çift haneleri bulan oyuncu olmazken, Satoransky 3/12 isabetle 8 sayı 5 ribaunt 5 asist üretti. İspanya’da ilk çeyrekte %100 isabetle 14 sayı atan (işte sürpriz) Rubio maçı da 17 sayıyla noktalarken, en skorer isim 9/10 isabet kaydederek 26 sayı bulan Pau Gasol oldu. Maçın büyük bölümünde İspanyollar’ın spektaküler hareketlerini seyretttik.

Hırvatistan 74 – 58 Romanya

İlk periyot, 0-10 Romanya serisi ile başladıktan sonra, Hırvatistan 23-2’lik bir seriyle geri döndü. İlk yarıdaki bu üstünlüğe karşın, Hırvatlar ikinci yarıda yine hücumda organize olamamanın ve savunmada da isteksizliğin sıkıntılarını yaşayıp bir türlü bitirici hamleyi yapamadılar. Yine de rakibin güçsüzlüğü sayesinde farklı biçimde galip gelmeyi başardılar. İlk çeyrekteki geri dönüşte baş mimar olan Bogdanovic 21 sayıyla takımının en skoreri olurken, işi ciddiye alan ve canını çıkartan tek isim konumundaki Saric double-double ile oynadı; Zoric çift hanelere çıktı, Popovic ise 3/3 üçlükle 9 sayı kaydetti. Romanya’da maçın sonunda toparlanan Moldoveanu 14 sayı 6 ribaunt, Mandache ise 9 sayı (1/7 üçlük) 7 ribaunt 6 asist kaydetti.

 

D GRUBU

 

6 Kristaps Porzingis (LAT)Letonya 92 – 64 Belçika

İlk günün en formda isimlerinden Davis Bertans’ı oynatmama kararına rağmen, ikinci çeyreğin başlamasıyla maçı domine eden Letonya, son periyotta rakibine 29-9 üstünlük kurup maçı farklı biçimde kazandı. Bu galibiyetin baş âmili, beklendiği üzere (hakem düdükleri mani olmadıkça) ortalığı kasıp kavuran Porzingis (8/16 isabetle 27 sayı 6 ribaunt ve inanılmaz bir put-back dunk) oldu. Timma da (27 sayı 7 ribaunt) kabuğunu kırdı ve maça damga vurdu. Van Rossom’un çok etkisiz kaldığı, Tumba’nın da yokları oynadığı Belçika’da çift haneli sayılara bir tek Hervelle (12s) yükseldi.

7 Bogdan Bogdanovic (SRB)

Rusya 75 – 72 Sırbistan

Günün en tansiyonu yüksek maçına dair ben, televizyonda duyduğum yorumlara ilişkin bir reddiye/güzelleme sunacağım: 1) Hakem lobisine dair Avrupa’da şikayet edebilecek son ülke, geçmişi sabıkadan geçilmeyen Sırplar’dır. Dolayısıyla, Marjanovic’in 13, takım halinde de Sırbistan’ın 35 serbest atış kullandığı, Ruslar’ın ise (dünün aksine) sadece 19 kez faul çizgisine geldiği; Sırplar’ın toplam 24, Ruslar’ın ise toplam 29 kez faul yaptığı bu maçta, Djordjevic’in klasik teatral hareketleri bizi hakemlerin yönetimine dair yanıltmasın. 2) Mozgov’un Marjanovic’e karşı hiçbir olumlu performansı olmadığı gibi, dev rakibi karşısında ilk yarının tamamını feci bir acziyet içerisinde geçiren Rus pivotun 3. çeyreğin ortalarına dek sayı atması da mümkün olmadı. Neredeyse tüm sayılarını son periyoda sığdıran Mozgov’un ivmelenmesinin sebebi, karşısında Kuzmic’i bulmasıydı.

51 Boban Marjanovic (SRB)3) Biri dünden bakiye (Mazzoni) iki İtalyan hakemin iyi bir yönetim sergilediğini iddia etmek mümkün değilse bile, bu defa yanlı kararlar vermediklerini söylemek lazım. Dahası, ilk maddede de belirttiğimiz gibi, düdükler bakımından ibre Sırplar’dan yanaydı. 4) Marjanovic’i Mozgov’un denediği üzere arkadan savunmaya çalışmak, Marjanovic’in sizi sırtına almasına izin vermek, gaflettir. Marjanovic pota dibinden en fazla yay’a kadar açılan ve işin tüm püf noktalarını çözmüş bir dev olduğu için, ona karşı yapılacak en makul müdafaa, top almasını engellemek veya topu alır almaz arkasından çıkıp yan açılara hamle ederek topunu çalmaya çalışmaktır. Hücum faul yaptırmaya çalışmak, nafile olacaktır. Çabukluk ve zamanlama, anahtar sözcüklerdir. Mozgov’u durduramayan pota altımıza, 4 Eylül’deki Sırbistan maçı için önemle duyurulur. Bu alanda Barış’a şans verilmelidir.

1 Aleksei Shved (RUS)Bu kelamdan sonra, görünen köyün kılavuz istemediği noktalara gelelim: 1) Shved, çok büyük oynamayı sürdürüyor ve Bogdanovic’in aksine o, takımın hücumda düzensiz kalması veya düzen dışına çıkmasından, her kritik topta onun eline bakmasından katiyen rahatsızlık duymuyor. Ayrıca Kurbanov 11 sayı ve 7 ribauntla günün jokeri oldu. 2) Sırplar, hücumda hiçbir şey üretemeyip, topu sadece Marjanovic ve Bogdanovic’e emanet etmekle yetindikleri için yenildiler. 3) Vorontsevich nihayet formunu buldu. Rusya’da Shved 22 sayı 4 asistle en skorer isim olurken, Sırbistan’da Marjanovic ve Bogdanovic 19’ar sayı ile mücadele etti. Takımın geri kalanı ise 34 sayıda kaldı (bir tek yeni Keselj diyebileceğimiz Milosavljevic 9 sayı ile rüştünü ispatladı). Son toplarda takımından, her şeyin beklendiği devlet muamelesi gören Bogdanovic ise, tüm kariyerinin en huzursuz maçını oynadı.

9 Semih Erden (TUR)Türkiye 84 – 70 Büyük Britanya

Fundamental, atletizme galip geldi. Her hamlemize ve serimize bir üçlükle ‘dur’ demeye çalışan Britanya takımı, geçiş hücumumuzun olumsuz sonuçlanmasıyla başlayan kendi geçiş hücumlarında başarı sağladıkları için skorda tutundu. Fakat üzerindeki formsuzluğu iyiden iyiye atıyor gibi görünen Semih ve kendisini iyi etüt etmemiş bir rakibe karşı aradığı şut imkanlarını ve pas servisini bulan Melih ile, rakibi dağıttık. Dahası, bu defa tüm skor yükünü Cedi’nin (veya başka bir tek oyuncunun) sırtına yüklemeyerek, takım oyunumuzu yücelttik. Böylelikle, gruptan çıkma konusundaki hedef maçlarımızdan ilkini alnımızın akıyla galip tamamladık. Not: Yine top çalmada ve perimetre müdafaasında çok iyiydik, ribauntlarda ise yokları oynadık. Britanya’da can yakan üçlükleriyle Lawrance 15 sayı 5 asist, pota altı canavarı Olaseni de 15 sayı 14 ribaunt üretti; Clark bu kez üçlükleri çoğunlukla ıskaladı. Millilerimiz’de Melih 7/11 üçlükle 24 sayı 6 asist, Semih 19 sayı (7/8 serbest atış isabeti) 5 ribaunt 5 top kaybı, Furkan Korkmaz 11 sayı, Cedi de 11 sayı 7 ribaunt 4 asist 2 top çalma ve 2 blokla oynadı. Sinan da benchten gelerek o bildiğimiz performans eşiğini tutturdu. Millilerimiz’i tebrik eder, 4 Eylül’de Sırbistan karşısında başarılar dilerken, Rusya maçı sonrası Ufuk Hoca’nın basın toplantısından bir kesiti de aktarmak istiyorum: “Bakmayın bugün istediği fırsatı bulamadığına, aslında Melih de gayet hazır ve formda”….

 

Yazarın diğer yazılarına erişmek için tıklayın

 

mail: efe.ozenc@abcspor.com

twitter: @efe_ozenc

Youtube: @İmlacı

Son Haberler

FUTBOLUN BİTTİĞİ GÜN

Olmaz olsun böyle lig. Olmaz olsun böyle galibiyet. Yeter artık Fenerbahçe'nin bu ülkede maruz kaldığı muamele. Lanet olsun Fenerbahçe'yi senelerdir ırkçılık derecesinde...

Benzer Konular