https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

DUYGULARIMI TESPİH YAPTIM ÇEKİYORUM

Okunması Gerekenler

DUYGULARIMI TESPİH YAPTIM ÇEKİYORUM
Sezon başından beri daha önce de nicelerini yaşadığımız duygu yüklü sezonlardan bir tanesi oluyor. Umut, öfke, sevgi, gerginlik, sevinç, üzüntü… Ne ararsan var. Perşembe günü yıllar sonra Malmö karşısında tarihi tekerrür ettirdikten sonra özellikle de ilk yarım saat dışındaki futbol gelecek için de hiç umut vermeyince bu akşam da beklentiler çok yüksek değildi açıkçası. Bu sezon iki maçı yarıda bırakıp çıktım. Bir tanesi Sivas, diğeri de Malmö maçıydı. Sivas maçında daha 58. Dakikada takım 2-1 mağlup durumdaydı, Malmö maçında ise 65. Dakikada Quaresma kırmızı kart görünce çıktım ki bunu eminim yadırgayanlar çok olacaktır. Ancak hepimizin çok iyi hatırladığı Benfica maçında ilk devreyi 3-0 geride kapatmamıza rağmen bırakın çıkmayı, ikinci yarının bir an önce başlamasını ve maçı çevirmeyi bekliyorduk. Yani, diyeceğim o ki kendime göre gayet doğru bir kararla stadı terk ettiğim maçlarda ise sabaha kadar oynansa bir şey olmayacağı maalesef belliydi. İşte ne yazık ki maç kaybetmekten, yenilmekten çok daha hazin ve acı verici olan da buydu; çaresizlik ve çözümsüzlük.
Oysa bu akşam sinirlensem de, kızsam da maç 2-0 olduğunda umudumu kaybetmiş değildim. Çünkü, takım örnek verdiğim iki maçın aksine bir çaba içindeydi, eski kalitesinden ve özellikle hücum gücünden çok şeyler kaybetmiş olsa da mücadele kötü değildi.  Zaten taraftarın en başta görmek istediği Dorukhan gibi terini son damlasına kadar akıtan, pes etmeyen oyuncular. Sonuçta bu akşamki rakip de her ne kadar bizim gibi inişli çıkışlı bir sezon geçirse de özellikle Burak-Onur safralarını attıktan sonra ciddi bir çıkışa geçmişti ve istim üzerindelerdi. Beşiktaş’ın da devre arasında acilen yapması gereken tam olarak budur. Takıma olumsuz etki eden, oyunu bozan ve taraftarla gönül bağı kopmuş kimler varsa devre arasında yollar ayrılmalı ve ekip ruhuyla mücadele eden bir takımın temelleri atılmalı. Tabii özellikle forvet hattına kaliteli bir transfer de kesinlikle elzem. Benim de sonuna kadar katıldığım gibi ‘kaliteli futbol kaliteli futbolcuyla oynanır’. Feda sezonlarındaki Beşiktaş’a Sosa ve Gomez’in katılmasıyla o ekstra sıçrama nasıl olduysa ve şampiyonluk geldiyse, geçen sezon Gomis Galatasaray’ın bütün gol yükünü nasıl sırtladıysa yıldız oyuncular mutlaka fark yaratıyor.
Belki bu sezona damgasını vuran ekonomik kriz çok kaliteli transfer yapılmasına pek olanak vermiyor ama atılacak bu kadar safradan sonra mutlaka alınabilecek en az 1-2 oyuncu olmalıdır diye düşünüyorum. Altyapıdan takviyelere de bir an önce başlanmalı. Bu arada uzun süre sakat olduğu iddia edilip aniden takımdan ayrılan Pepe veya haftalardır oynamayan Babel’in durumu da iyi yönetilmemiştir. Keza kadro dışı bırakılan Tolgay Arslan’ın durumu da bir an önce netleştirilmeli. Sanırım bütün bunlar için devre arası bekleniyor ama zaten bu sezonun üzerine hepimiz soğuk su içtik.
Yönetim ve hocanın bir yıpranmışlık sendromu yaşadığı da aşikar ve bunun için de devre arası çok iyi gelecektir. Ancak ben hocanın geçen sezonki Fenerbahçe maçlarından sonra tam toparlanamadığını, belki yaşının da etkisiyle artık bu tür saçmalıklara daha az tahammülü olduğunu zannediyorum. Bunların üzerine zaten elindeki malzemeyle sürekli oynanması, transferlerin son ana bırakılması gibi faktörler de eklenince kızamıyorum ama kendini iyice tartıp yola devam konusunda net mesaj vermesini istiyorum. Eğer o mesajı verip gerekli duruşu sergilerse taraftarın çoğu da arkasında durmaya devam eder. Ama bu akşam özelinde bakarsak oyuna Caner – Gökhan ile başlayabilecekken özellikle sağ bekte Necip’i oynatmak nasıl bir karardı hocam? Bitik Quaresma Beşiktaş’ın Avrupa macerasına da noktayı koyduktan sonra kendisinde daha ne kadar ısrar edeceksin hocam? Veya en basitinden sezon başında UEFA listesine Atiba ve Güven yazdırılsaydı Genk veya Malmö faciaları yaşanır mıydı? Tabii eğer üst akıl burada devreye girip de Şenol hocayı milli takıma taşıma planları yapıyorsa bu kelamların hepsi boştur ve hocanın da buna rızası varsa acil bir arayışa geçilmelidir.
Hem Malmö maçı hem de bu maçta Quaresma çıktıktan sonra takımın daha fazla ayağa top yapıp daha etkili futbol oynaması tesadüf mü? Quaresma bu saatten sonra en iyi ihtimal son 20-30 dakikaya saklanacak bir hamle oyuncusu olabilir, kesinlikle ilk 11 başlamamalıdır bana göre. Çünkü onun ilk 11 başladığı her maç emeklerine saygısızlık ettiği takım arkadaşlarına da verilen kötü bir mesajdır. Ljajic de eğer bu takımın orta sahada liderliğini alacaksa hoca bir an önce bu kurguyu oturtmak zorunda. Atiba ve Adriano ise bence sezon sonuna kadar devam etmeli. Onların varlığı, hırsı ve deneyimi takıma hala bir şeyler katabiliyor.
Sonuç olarak bu akşam 2-0’dan dönmek ve o sırada verilen mücadele güzeldi. Yenilen gollerde yapılan zincirleme hatalar sinir bozucuydu, özellikle Karius son birkaç maç iyi performans sergiledikten sonra maalesef o da hatalar zincirinin son halkası oldu bu akşam. Son yıllarda olduğu gibi heyecan olarak Beşiktaş – Trabzon mücadelesi yine gayet tatmin ediciydi ama çıkan skor kimseye yaramadı, Başakşehir yine ellerini ovuşturarak bu haftayı da en zararsız şekilde kapatmayı bildi. Benim artık duygu yelpazesinde hırpalandığım bu sezondan en ciddi beklentim ikinci yarıda istikrarlı bir çizgi yakalamak ve önümüzdeki sezonların temellerini atmak. Bunun için de dörtlü sacayağı olan yönetim-hoca-futbolcular ve taraftar uyum içinde olmalı ve birbirine güvenmeli. Yoksa, yandı gülüm keten helva bugünleri bile arar hale geliriz, benden söylemesi.
mail: gorkem.isik@abcspor.com
twitter:@gorkem7305

 

Son Haberler

FUTBOLUN BİTTİĞİ GÜN

Olmaz olsun böyle lig. Olmaz olsun böyle galibiyet. Yeter artık Fenerbahçe'nin bu ülkede maruz kaldığı muamele. Lanet olsun Fenerbahçe'yi senelerdir ırkçılık derecesinde...

Benzer Konular