BU YILLAR SANKİ METİN-ALİ-FEYYAZ
En son 3 kez üst üste şampiyon olmamızın üzerinden 25 yıl geçmiş. Dile kolay, 25 yıl yaşlanırken Beşiktaş’ın da saçımıza düşen aklar veya ileride çıkması muhtemel kalp-damar hastalıkları ve yüksek tansiyon sorunlarına katkıları az olmadı. Aralarda ağzımıza çaldığı bir parmak bal misali şampiyonluklar, özellikle de 100. yılda gelen çok keyifliydi ama beklenen istikrar bir türlü gelmiyordu. Her şampiyon olunan sezonun bir sonrasında takım ikinci bile gelemediği gibi kadrolar tekrar bozulup yapılıyor, takım bir deneme tahtasına dönüyordu.
Son yıllarda ise yönetimin deneyim kazanması, kadronun birtakım yaşadığı kritik değişimlere rağmen özellikle Şenol hocanın elindeki malzemeden maksimum verim alması, yeni stadın açılması gibi etkenlerle Beşiktaş uzun süredir özlemini çektiğimiz tutarlılığı yakaladı. Tabii futbolun en ufak bir ciddiyetsizliği nasıl affetmediğini Başakşehir maçının ilk 20 dakikasında yaşanan ‘lapsus’ta veya inanılmaz bir şekilde son saniye golüyle berabere biten Fenerbahçe maçında tekrar gördük ama büyük takım refleksi Bursa’da kendini gösterdi ve son derece zor bir ortamda alınan 3 puan şampiyonluğun müjdecisi oldu.
Bu akşam da İnönü Stadı’na giderken bir endişem yoktu doğrusu. Rakip her ne kadar bize ters gelse de hafta içi oynadığı kupa maçının verdiği yorgunluk ve moral bozukluğunun bu maça yansıyacağını, buna karşılık bizim de Bursa maçının verdiği moralle baştan itibaren oyuna hükmedeceğimizi düşünüyordum. Maç da hayal ettiğimden bile güzel gibi başladı. Harika bir Oğuzhan-Aboubakar verkaçı sonucunda Kamerunlu golü atınca tribünlerin keyfine diyecek yoktu.
Bu akşam takımın geneli gibi çok beğendiğim Oğuzhan’ın eskisi kadar kaleye şut çekmeyi düşünmemesi bence bir kayıp. Asist güzel bir şey tabii ama böyle düzgün ayağı olan bir futbolcunun en az Quaresma kadar şut konusunda cesur olması lazım. Daha golün tezahüratları devam ederken Talisca’nın defansif sorumsuzluğu sonrası iyi de bir vuruşla gelen Kasımpaşa’nın golü tam bir soğuk duş etkisi yaptı. Neyse ki takım yine çabuk toparlandı ve baskıyı arttırdı ve o baskının sonucunda da penaltıyla tekrar öne geçti.
Aslında ilk yarı bitmeden üçüncü golü de bulsak çok rahatlardık ama o gol de ikinci yarının başında bu sefer de muhteşem bir Aboubakar – Talisca işbirliği ile geldi. Aboubakar’ın asisti ve Talisca’nın top yere değmeden vuruşu ders kitaplarına girer. Ondan sonra asist sırası Q7’deydi ve bu gece çok istekli oynayan Babel’in kafasına yaptığı adrese teslim ortada maçın skoru ilan edildi: 4-1. Kalan dakikalar kah skoru koruyup oyunu soğutmak, kah gol krallığını kovalayan Cenk’e gol attırmaya çalışmakla geçti ve bundan cesaretlenen Kasımpaşa da bir iki girişimde bulundu ama tribünlerde şampiyonluk şarkıları söylenmeye başlamıştı bile.
Maç sonrası çektirilen üçlüler ve özellikle de bu takımın mimarı Şenol Güneş’in sahaya çağrıldığında her zamanki tevazusu ve güleryüzüyle gelip tribünleri selamlaması ve futbolcuların birbirlerine kenetlenmesi sezonun da bir özeti gibiydi. Atiba’nın artık haklı olarak da bu kadar yoğun bir sezonda devreleri yakması sonucu görev alan Tolgay’ın harika performansı, Adriano’nun profesyonelliği ve son haftalarda daha da yükselen formu benim için dikkat çeken diğer noktalardı.
Futbol tanrıları bazen Fenerbahçe maçının 93. Dakikasında olduğu gibi arıza verebilir ama uzun vadede hak bir şekilde yerini bulur. Bu yıl da yarıştığı bütün kulvarlarda oynadığı futbolla kendini kanıtlayan Beşiktaş bana göre şampiyonluğu hak ediyor. Yine de oynanacak iki maç daha var ama bir tanesinin gelecek hafta küme düşen G.Antep’e karşı olduğunu ve yarın hafta içi oynadığı kupa maçında bitap düşen Başakşehir’in Trabzon deplasmanına gideceğini düşünürsek çok avantajlı olduğumuzu söyleyebilirim. Şampiyon olmak tabii büyük emek ve özveri istiyor ama ondan sonrasını planlamak ve geleceği tasarlamak da en az şampiyonluk kadar önemli.
Geçtiğimiz yıllarda saman alevi gibi parlayıp şampiyon olduktan sonra yaşadığımız düşüşler bize bu gerçeği öğretti. Şu andaki büyük şansımız aklı başında bir yönetim, geçmiş yıllardan büyük dersler çıkarmış deneyimli bir hoca ve birbirine inanıp güvenen bir kadro. Metin-Ali-Feyyaz 2.0 sürümü inşallah daha uzun yıllar bize nice mutluluklar yaşatacak.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: gorkem.isik@abcspor.com
twitter: @saturnocontro3
