Biri ligi şampiyon bitirmiş, öteki kupayı almış iki takım, bu başarılarını taçlandırmak üzere Cumhurbaşkanlığı Kupası maçına çıkıyor. Önlerinde bir final ve kazanılacak bir kupa olduğu kadar, başarıyla tamamlanan geçen sezonu ve üzerlerinde taşıdıkları ünvanları son bir kez kutlama şansı da var. Her iki takımı da kendi taraftarı maç öncesi “Şampiyon!” diye tribüne çağıracak, bağırına basacak…
Ama tribünde bunu yapacak taraftarları yok!!!
10000 kişilik salonda iki takıma 1000’er bilet verilirken 8000’i aşkın koltuk A.K. Partisi Gençlik kolları başta olmak üzere davetlilere dağıtıldı. Yani sahadaki iki takımın taraftarına yer yok ama tribündeki Cumhurbaşbakanı efendimizin taraftarlarına yer var. Yeter ki Sayın Cumhurbaşbakanımızın canını sıkacak tezahüratlar, pankartlar falan olmasın. Öyle ya, Türkiye Kupası finalinde maç boyu bağırılan “Türkiye laiktir laik kalacak!”, “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz!” gibi sloganlar, ya da Kadıköy’den aşina olduğumuz “Ali İsmail Korkmaz, Fenerbahçe yıkılmaz!” tezahüratı yapılırsa neler olur düşünmek bile istemiyorum! Düpedüz halkın iradesine saldırı, ve hatta darbe girişimi demek bu sloganlar(!)
Doğal olarak biletlerin öyle elin çapulcusuna gitmesine izin vermedi büyüklerimiz. Önce maçın oynanacağı yer sır gibi saklandı, biletler satışa maçtan bir gece öncesine kadar çıkarılmadı ve hatta maçtan bir gün önce düzenlenmesi artık gelenek haline gelen, iki finalistin antrenör ve kaptanlarının katılımı ile yapılacak olan basın toplantısı bile iptal edildi. Yeter ki Cumhurbaşbakanımız aleyhinde bir çıt dahi çıkmasın!
Eh bu ortamda sporla alakalı birşey yazabilmek mümkün mü? Maçı seyretmeye gelecek adam yok yahu tribünde, kimin umurunda işin spor kısmı?!?
Ben diyorum ki keşke boşuna oyuncuları da yormasalardı… “Maça katılımınız önemlidir!” diye SMS göndererek davet ettikleri(!) A.K. Gençlik kollarından 3-5 kişiye “Gelirken yanınızda haşortman ve spor ayakkabı getirmeniz önemle rica olunur” da deselerdi, kendi aralarında çıkar tek pota, 9 aylık, hatta japon kale falan birşeyler oynarlardı mis gibi. Gençlik spor yapmış, ter atmış olurken bir yandan da çoşkulu, neşeli, adeta bir piknik havasında şahane bir Cumhurbaşbakanlığı Kupası organizasyonu izlemiş olurduk.
Hani daha önce yazmıştım ya “Neden Tokyo” diye, bırak Tokyo’yu Patagonya adam olur da Dünya Kupası bile düzenler, biz bu zihniyetle adam olamayız. Böyle düzenlenecek kupa da sapı da…
… Vatana millete hayırlı olsun…
