BİLARDONUN EN BÜYÜK OYUNCULARI 03 – SNOOKER’IN EN BÜYÜKLERİ

3-Bant ve Pool’da en büyük oyuncunun kim olduğunu bulmak oldukça kolaydı. Snooker’da ise durum biraz farklı. Belki bu yazıyı beş sene kadar sonra yazsam en büyüğün kim olduğunu tespit etmek çok daha kolay olacak ama bugün için aşağıdaki üç oyuncudan her hangi birini bu yazı dışında bırakmaya gönlüm razı olmayacak:

Steve Davis, Stephen Hendry ve tabii ki Ronnie O’Sullivan!

3-Bant’ın tartışmasız en büyüğü Raymond Ceulemans’tır derken ortaya koyduğumuz doneler açıktı. Ceulemans kazanılabilecek her türlü kupayı en yakın takipçisinin kazandığından yaklaşık 3 kat fazla kez kazanmış, oyunu sadece oynamakla kalmamış oyunun karanlık noktalarını aydınlatan sistemler geliştirmiş, kitaplar yazmıştı. Adına istekadan masaya, tebeşirden topa kadar her türlü bilardo malzemesi üretilmiş bir süperstar’dı. Bir asker disiplini ile 20+ kez kazandığı turnuvalara bile ertesi yıl aynı istek ve azimle tekrar katılır, ortalıkta pek toplanmadık kupa, madalya vs bırakmazdı.

Pool’da ise Efren Reyes işin kupa değil para kısmına daha fazla odaklanmış ve bu sebepten kazanabileceğinden çok daha az kupa kazanmış olsa da hem muhteşem oyun stili hem de mütevazı yaşam tarzı ile kimsenin pek de tartışmadığı bir biçimde diğer oyunculardan öne çıkmıştı. Para ödülünü yeterli bulmazsa Dünya Şampiyonası’nı bile pas geçiverirdi.

Snooker’da ise yukarıdakilerin hepsi bir karışım halinde bu üç oyuncuda da var. Snooker’in En Prestijli Turnuvaları’nı konu aldığımız yazımızda “3’lü Taç” konseptini oluşturan 3 büyük turnuvadan bahsetmiştik. Bunlardan Birleşik Krallık Şampiyona’sını (UK Championship) en çok kazanan oyuncu  Aralık 2017’ye kadar Steve Davis’ti ancak bu sene Ronnie O’Sullivan bu kupayı 6. kez kazanarak durumu eşitledi.

Masterlar (Masters) kupasını ise en çok kazanmış olan isim 7 kupa ile yine Ronnie. Ama Stephen Hendry’nin 6 Masters kupasının 5’i üst üste kazanılmış durumda ve bu da kırılması güç bir rekor. Gelgelelim iş Dünya Şampiyonası’na geldiğinde ise tablo değişiyor. Bu kupayı 7 kez ile en çok kaldıran isim hala Stephen Hendry. Hele ki Hendry’nin 7 şampiyonluğunun 5’inin üst üste kazanılmış olduğunu da hesaba katacak olursak işin rengi iyice değişiyor. Steve Davis ise bu kupayı tam 6 kez evine götürdü (ve hatta bir finali de decider setinde son siyahı kaçırarak alamadı). Ronnie ise dünya şampiyonluğunu 5 kez kazanmış ve Hendry’yi  yakalama ihtimali olan tek aktif oyuncu olsa da bunu yapması o kadar da kolay değil.

Stephen Hendry ve Steve Davis bu 3 büyük turnuvayı aynı yıl içinde kazanmış olan 3 oyuncudan biri oldular (diğeri Mark Williams) ve bunu iki kere başarmış olan tek oyuncu da yine Hendry. Ronnie ise buna henüz  yaklaşamadı bile.  Ancak “3’lü Taç” kupalarını en çok kazanma rekoru (18’er adet ile) Hendry ve O’Sullivan arasında paylaşılıyor. Hem bu rekorun tek sahibi olma, hem de Hendry’nin 36 sıralama şampiyonluğu ile elinde tuttuğu rekoru kırma işi de yine, kendisini 32 şampiyonluk ile takip eden, Ronnie’ye kalacak gibi görünüyor.

İşin istatistiksel boyutunu bir kenara bırakmadan evvel göz atmak gereken birkaç rakam daha var. Snooker’ın zirvesini oluşturan sarp kayalıkların aşılması en zorlu olanı kuşkusuz ki 147! Maksimum Seri adı verilen bu olay her set ya da maçı bırakın, yılda ancak birkaç kez şahit olunabilen bir durum. Bir oyuncunun masadaki tüm kırmızı topları bir siyah top eşliğinde cebe göndermesi ve ardından sırasıyla tüm renkli topları da tek istekada temizlemesi ile gerçekleştirilebilen Maksimum Seri bugüne kadar resmi turnuvalarda toplam 135 kez yapılmış ve bunların 13’ü Ronnie O’Sullivan’a ait. Bu rekoru 2014 yılında elinden aldığı isim ise 11 Maksimum Seri sahibi olan Stephen Hendry. Steve Davis bu departmanda sadece tek bir Maksimum Seri ile çok gerilerde kalmış olsa da bir resmi turnuvadaki (hem de televizyonda yayınlanan) ilk 147’nin sahibi olarak adını bir şekilde tarihe yazdırmayı başarmış durumda. Ayrıca Steve Davis’in çok daha az sayıda resmi turnuva oynanan 1980’lerin dominant oyuncusu olduğunu da hesaba katmalı. Maksimum Seri konusunu ileride ayrı bir yazı konusu olarak ele almaya söz verelim ve şimdilik bir kenara bırakalım.

Snooker’da başarı kriteri olarak kabul edilen bir istatistik de oyuncuların resmi turnuvalarda çektiği 100’lük seriler. Elbette ki daha fazla resmi turnuva oynanması günümüz oyuncuları için bu departmanda bir avantaj sağlıyor. Bu yazının yazıldığı 3 Mart 2018’de Ronnie O’Sullivan 937 100’lük seri ile listenin ilk sırasında ve yılda yaklaşık 60 kadar 100’lük seri çekerek de bu rakamı geliştirmeye devam ediyor. 1000 tane 100’lük seri çekme rekorunu elde edeceği neredeyse kesin ve şu anda ona en yakın aktif oyuncu olan, akranı, John Higgins ise 200 küsur seri geride. Listedeki ilginç olan rakam ise Stephen Hendry’nin 100’lük seri sayısı. Profesyonel olarak snooker oynamayı bugün Ronnie’nin yaşı olan 42’de bırakmayı seçen Hendry, Ronnie’ninkine oranla kısa sayılan kariyerine tam 775 tane 100’lük seri sığdırmayı başarmış. Bunun çoğunun bugüne oranla çok daha az turnuva oynanan 1990’larda yapıldığını da unutmayalım. Aynı şekilde çok daha az resmi turnuva oynamış olsa da 59 yaşına kadar sürdürdüğü kariyerine tam 355 tane 100’lük seri sığdıran Steve Davis’in başarısı da yabana atılacak gibi değil.

Görebildiğiniz gibi rakamlarda en büyüğün kim olduğu daha tam netlik kazanmış değil. Steve Davis’in diğer ikiliden bir miktar geride kalmış olduğu bir gerçek olsa da işin sonunda tüm rakamların Ronnie’nin lehine şekilleneceğini söylemek de pek kehanet sayılmaz. Ronnie hala aktif ve yıllar ilerledikçe kazanmaya devam ediyor. Hendry ise 42 yaşındayken oyunu bıraktı ve 35 yaşından bıraktığı güne kadar da pek bir şey kazanamadı. Yani bu rakamların çoğunu aslında sadece 18 senelik bir kariyer diliminde elde etti. Ronnie şu anda tam 26 senedir oynuyor, Steve Davis ise 38 yıllık bir kariyerin ardından aktif oyunculuğu bırakmıştı.

Oyun stillerine ve diğer özelliklerine bakarak en büyüğü aramaya devam edelim o zaman. Steve Davis’i yaklaşık 20 sene seyrettim. Bir kere kendine ya da başka birine sinirlendiğine, maksadını aşan bir jest ya da sözüne şahit olmadım. Aksine espritüel kişiliği ve güleryüzü ile her zaman hatırlanmaya devam edecek. Oyunu her yönüyle oynayabilen, snooker dışında pool branşında da 11 kez katılıp iki kere Mosconi Cup da kazanabilmiş olan Steve Davis aynı zamanda çok önemli bir Artistik Snooker oyuncusu. Bunların yanı sıra çok ileri seviyede bir poker oyuncusu da olan Davis satrançta da kitap yazmış ve federasyon başkanlığı yapmış. Hayatı boyunca bir Charlton Athletic taraftarı olmasına rağmen şu anda Leyton Orient futbol kulübünün yönetim kurulunda yer alıyor. Tanınmış bir elektronik müzik DJ’i de olan ve iki kez de kraliyet nişanı ile onurlandırılmış olan bu büyüklükte bir beynin tek bir branştaki başarılar ile tatmin olabileceğini düşünmek biraz saflık olmaz mıydı zaten?

Snooker oyununun gördüğü en yetenekli oyunculardan biri olduğu su götürmez olan Stephen Hendry ise bu yazıdaki yerini yeteneğinden çok kendine has atak oyun anlayışı ve mental gücü ile elde etti. Bugün herkesin kullandığı “mavi toptan paketi dağıtarak seri inşa etme” yönteminin mucidi de Hendry. Boştaki kırmızıları temizleyip sonra pakete girmek yerine gördüğü ilk fırsatta pakete saldırmayı seven, bu şekilde de müthiş bir seyir zevki sunan Hendry aynı zamanda uzun potlarda da “Hendry gibi uzun pot yapmak” tabirinin doğmasına sebep olacak kadar iyiydi. Golfte tek haneli bir handikap rakamına sahip olacak kadar başarılı olan Stephen Hendry, pek çok snooker oyuncusu gibi, çok iyi de bir poker oyuncusu. Futbol ile de çok ilgili olan Hendry sıkı bir Hearts taraftarı.

Gelelim Ronnie’ye… Hızlı ve ofansif oyunu ile tanınan Ronnie yavaş ve uzun süren setleri oyunun en büyük düşmanı olarak gördüğünü saklamıyor. Muhteşem oyunculuğu kadar snooker camiasının kara koyunu olması da Ronnie’nin şöhretinin sebeplerinden biri. Kariyerinin zirvesindeyken erken gelen şöhret, babasının cinayetten cezaevinde yatmakta olması gibi yükleri taşıyamadığı için bir süre uyuşturucu bağımlısı da olan Ronnie kariyeri boyunca iki kez snooker’a ara verdi ve her an tekrar ara verebileceğini de saklamıyor. Yaklaşık 9 ay ara verdikten sonra oyuna Dünya Şampiyonası ile geri dönüş yapan Ronnie’nın o şampiyonayı (hem de hiçbir maçta yenik duruma düşmeden) kazandığını söylesek sanırız ki kimseler şaşırmaz. 1997’de 5 dakika 20 saniyede yaptığı maksimum seri hala dünyanın en hızlı serisi. 2016’da ise Maksimum Seri para ödülünün yetersizliğine işaret etmek için kolaylıkla tamamlayabileceği bir maksimum serinin son renkli topunda siyah yerine bilinçli olarak pembeyi atarak 146’da kalmış ve yarattığı tepki ile Maksimum Seri para ödülünün biraz daha yükselmesini sağlamıştı. 1996’da Kanadalı Alain Robidoux tarafından maçın bir kısmını sol eliyle oynayarak kendisine saygısızlık ettiği iddiası ile Snooker Federasyonu’na şikâyet edilme gibi bir sabıkası daha var. Resmi savunma vermeye davet edilen Ronnie kendini “her iki elini de aynı oranda kullanabildiğini, maçta Robidoux’a karşı her hangi bir saygısızlık yapma niyetinin olmadığı” sözleri ile savununca kurul tarafından bunu ispat etmeye davet edilmiştir.  Hemen orada eski Dünya Şampiyonası finalistlerinden Rex Williams ile 3 setlik bir maç yapan Ronnie 3 seti de sol eliyle oynayarak kazanmış ve ceza almaktan kurtulmuştu.  Basit bir kırmızıyı kaçırdığı için UK Championship çeyrek final maçını yarısında terk etmişliği de olan Ronnie bir keresinde de çok yavaş oynamakla itham ettiği Peter Ebdon ile yaptığı bir maçta nezaket kurallarını zorlayan jest ve mimikler sergilemiş, aynen “146 Olayı’nda” olduğu gibi, dikkatleri yavaş oynayan oyunculara çekmeyi başarmıştı. Snooker’ın yanı sıra pool bilardoda da çok önemli başarılar elde etmiş olan Ronnie de iki kere Mosconi Takımı’nda yer almıştır.

Başka bir sporla profesyonel olarak ilgilenmeyen Ronnie iyi bir amatör yarış sürücüsü olduğunu katıldığı Top Gear programında ispat etmişti. Hemen her gün koşmayı da ihmal etmeyen O’Sullivan 10 km’yi 34 dakika civarında koşabilen bir atlet. Radyo programcılığının yanı sıra Eurosport’ta Snooker Elçisi unvanı ile bir tv programı da yapan oyuncu tv alanında zirveye, History Channel için çektiği 4 bölümlük kendi adını taşıyan program ile ulaştı. Yahoo! Başta olmak üzere pek çok mecrada snooker yazıları yayımlanan Ronnie 2016’da yayınlanan Framed isimli bir polisiye roman yazarak edebiyat konusunda çıtayı snooker camiasında görülmemiş bir noktaya yükseltti.

Ne demiştik, büyük beyinler tek bir uğraş ile tatmin olmazlar…

Snooker’ın en büyüğünün tespitini zamana bırakıp diğer unutmamak gereken isimleri sıralayalım isterseniz. Bu oyunu en güzel oynayan güzel adam Alex Higgins, bir başka 6 kez dünya şampiyonu Ray Reardon, oyunu Almanya gibi değil Brezilya gibi oynamayı sevdiği için 7 Dünya Şampiyonası finali oynayıp hiç kazanamayan Jimmy White, 75’liler jenerasyonunun Ronnie’den başka diğer iki ismi Mark Williams ve John Higgins, maçlara ve kupalara kene gibi yapışan Mark Selby ve elbette 3 kez Masters kazanıp 28 yaşında kansere yenik düşen “Snooker’ın David Beckham’ı” Paul Hunter da adlarını unutulmayacak oyuncular arasına yazdırmışlardır.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: tayfun.gerdan@abcspor.com

twitter: @tgerdan