2013 -2014 sezonu nihayet bitti! 20 Mayıs itibarı ile 2014-2015 sezonu açıldı diyebiliriz. Yeni sezonda ezeli rakiplerine göre eli ( görünen o ki Kasımpaşaya karşı bile) mali açıdan bir hayli zayıf olan Beşiktaş’ın sportif başarı için nasıl bir yol izleyeceği merak konusu.
Bunun ile ilgili beklentilerimizi sıralamadan önce geçtiğimiz sezonun üstünden kısaca geçelim;
Belki de son yıllardaki üzerine yorum yapılmayacak yegane şampiyonluklarından birini kazandı Fenerbahçe. Önde oynattığı 3 atletik siyahi forvetin üstüne dinamik bir Kuyt eklemesiyle kolay sonuca gitti. Tabi ki kenarlardaki hucumcu bekleri Caner ve Gökhan’ı da unutmamamız gerekiyor. Onun dışındaki kadrosunun averajı yakalaması başarı için yeterli oldu.
Diğer tarafta şampiyonuk ünvanını devrettiği rakibi kadar parasal açıdan rahat, kadro zenginliği açısından ise belki daha da önde olan Galatasaray sezon içersinde Ünal Aysal, Fatih Terim arasındaki ego savaşı ile uğraştı ve irtifa kaybetti. Mayıs ayında aldıkları Türkiye Kupası ve son 4 haftasına önde girdikleri Şampiyonlar Ligi yarışını kazanarak biraz olsun moralli kapattılar seneyi. Tabi bu son 4 haftaya önde girip de hiç kaybetmemek ülkemizde sadece Galatasaray’a ait bir olgu olduğunun da altını çizelim!!!
Beşiktaş ise Fikret Orman başkanlığında geçirdikleri 2. Sezonu da kupasız ve üçüncü olarak bitirdi. Bir önceki seneye göre kalesini gole kapatan siyah beyazlılar bu sefer de gol yollarında sıkıntı çekti. Stadının olmayışı, kadro daki kaliteli ayak sayısının azlığı ve güce tapanların dünyası futbolun baş aktörleri hakemlerin yanlış tercihleri Beşiktaş’ı alışılageldiği gibi GS ve FB’nin arkasına konuçlandırdı.
Peki Beşiktaş şimdi ne yapacak ?
Öncelik ile şunu belirtelim ki, Fikret Orman ile başlayan ‘’ayağımızı yorganımıza göre uzatalım’’ politikası kötü yönetildikçe, karşılığında hiçbir ilerleme kaydedilmedikçe yerini ezilen, küçülen ve 2 büyüklü Türk futbolu komplo teorisine hizmet eden bir anlayışa bırakıyor!
Fikret Orman başkanlığındaki yönetimin transferden önce, dışarıya yaydıkları enerjiyi tekrar kontrol etmeleri gerekmektedir. Burası bir spor kulübüdür ve başkanı spor kulübü başkanıdır!
Evet kafada baret ile inşaat alanında 24 saat vakit geçirerek kulube bir miktar hizmet edilir. Ama başkan seviyesinde değil. Örnek verirsek, Fenerbahçeli olmamama rağmen hatırlıyorum ki, yıllar önce stad inşaa edilirken o baret bir tek Nihat Özbağ’ın kafasında idi. Ne yazik ki Beşiktaş kendi yandaşlarına umut vermiyor. Başkanının iktidar yanlısı politik tavırları çok abartı ve göze batar hale geldi. Ayrıca stad inşaası süresinin mantıklıca açıklanmaması, temasa geçilen oyuncular ile sığ çerçevede pazarlık yapılıyor imajı Beşiktaşlıları soğutmuş durumda. Şu ana kadar satılan Loca ve Vip koltukların oranı heyecan eksikliği tezini doğrulamakta.
Kadro yapısı ise yukarda belirtilenden sonra gelen ama en az onun kadar önemli bir sorun. Görünen o ki elde yabancı olarak Franco ve Atiba kalacak. Yani kağıt üstünde 6 yabancı tranferi yapabilir Beşiktaş. Son 10 yılın futbolunda aslında en önemli mevki olan ama nedendir bilinmez, Beşiktaş’ın bir türlü çözemediği hucümcu bek problemi bu sene kesinlikle çözülmek zorunda. Sol bek için Motta ve İsmail yeterli gözükmekte. Sağ bek için ise şuanda elde var sıfır. Mutlaka yerli bir bek (Bursa’dan Şener, Erciyes’den Ahmet olabilir) ve çok ama çok üst düzey yabancı bir sağ bek bulunmalı.
Seyredeniniz var mı bilmiyorum ama hala lisansı siyah beyazlı kulupte bulunan ve seneyi Elazığ’da geçiren Tanju Kayhan hem sağ hem de sol bekin alternatifi olarak takımda kalması gereken oyuncuların başında geliyor. Neden gönderildiğini anlamadığımız bu oyuncu, mevkisinde hem Atiba, Serdar, Necip’den hem de Uğur Boral’dan daha verimli olacağını gösterdi oynadığı oyun ile.
Devam edersek,basında yazıldığı gibi defansın göbeğine tecrübeli ve sertliği yüksek bir stoper alınmalı. Ersan, Franco, yeni yabancı ve bir yerli daha bu bölgeninde sorununu çözecek gibi. Ortasahada ise Atiba, Necip, Veli’nin yanına işin hamallık tarafını yüklenebilecek bir yerli transferí gerekli duruyor. Hücum formatlı ortasaha için elde sadece Oğuzhan var. Onun yanına bir yerli bir de yabancı transfere ihtiyacı var Beşiktaş’ın. Forvet hattında ise M.Pektemek, C.Tosun, Ö.Şişmanoğlu ve Olcay Şahan’nın yanına bir kanat bir de merkez olmak üzere iki oyuncu ile kadro desteklenmeli.
Toparlar ve net bir özet verir isek Beşiktaş’ın değerli rakipleri ile rekabet edebilmesi ve Avrupa’da başarı yakalaması için kağıt üstünde 9 (dokuz) oyuncuya ihtiyacı var!
İ.Toraman ve S.Öztürk kadroya dahil edilir ise bu sayı 7 ye hatta İbarihim’in birden çok mevkiiye alternatif olabileceği düşünülür ise de 5-6 ya inebilir. Buradaki soru alınacak bu oyuncuların kalitesinin ne olacağıdır. Eğer açıklandığı gibi 15 Milyon Euro bonservis bütçesi var ise Beşiktaş 2014-2015 sezonunu 3-4-5. sıralarından birinde bitirmesi, Uefa Avrupa Ligine gruplarda veda etmesi kuvvetle muhtemeldir.
Fikret Orman’nın işi zor.. Ama düzenin çalışanı ve sadece kendi işini yapanı yediğini düşünürsek Bilic ve Önder Özen’nin çok daha zor..
