https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

BABEL, MEDEL BU TAKIM ÖMRE BEDEL

Okunması Gerekenler

BABEL, MEDEL BU TAKIM ÖMRE BEDEL

Sabah kardeşime attığım mesajda ‘Bu akşam 5-1 kazanırız, Negredo da hat trick yapar’ demiştim. Nitekim uzun bir aradan sonra Beşiktaş bu akşam skor olarak beklenen patlamayı yaptı. Domine ettiği maçlarda atması gereken gollerin çok azını veya hiçbirini atamayan takım bu akşam nihayet hak ettiği skoru elde etti. Iki tane direkten dönen şutun yanında kaçan 2-3 net  pozisyonu da düşünürsek bir başka tarihi fark daha kaçtı da denebilir ama şımarıklığın da alemi yok.

 

Şenol Güneş bu akşam Medel ve Negredo’yu ilk 11’de başlatarak bence çok doğru bir iş yaptı. Hatta Quaresma yerine Lens de ilk 11’de olabilirdi ama diğer taraftan da tam Q7’ye göre bir maçtı ki o da genelde doğru işler yaptı. Quaresma’yı eleştiren birisi olsam da tribünde bazı taraftarların küfür etmesi veya aşırı protestosunu da kesinlikle doğru bulmuyorum. Sonuçta bu futbolcularla sürekli bir arada yaşayan ve form durumlarını en iyi bilen kişi Şenol hoca ve o da inandığı kadroyu sahaya sürüyor. Aksayan bir şeyler gördüğü zaman da çoğunlukla gereğini yapıyor. Ancak bu akşam için Medel’e ayrı bir parantez açmak lazım. Ön libero pozisyonunda Atiba ile birlikte tek kelimeyle resital sundu bizlere. Atiba’nın artık belki yaşından ve yoğun maç trafiğinden kaynaklanan yorgunluklarını da düşünürsek Tolgay-Atiba-Medel ve Oğuzhan arasında hepsinin formunu daha da yukarı taşıyabilecek bir forma mücadelesi olabilir. Medel’i izlerken aklıma bir yandan da deplasmanda oynayacağımız ilk B.Münih maçı geldi ve Togay-Medel ikilisinin oraya ciddi bir direnç getirebileceğini düşündüm.

 

Gelelim gecenin başroldeki kahramanına; kariyerinde Ajax ile 2 Hollanda lig şampiyonluğu, 2 Hollanda kupa şampiyonluğu ve 3 Hollanda süper kupa şampiyonluğunun yanına bu yıl Beşiktaş ile lig şampiyonluğu da ekleyen Babel iki gün sonra 31 yaşına basıyor ama geldiğinden beri oynadığı futbolla da parmak ısırtıyor. Takımın genelinde gördüğümüz o bitmeyen iştah Babel’de de fazlasıyla var ve bu akşam Şeref Bey Stadı’ndaki 100. Golü atarken, ilk hat trick’ini de yaparak galibiyetin mimarı oldu. Attığı ilk golden sonra yedek kulübesinde Cenk’le artık bir klasik haline gelen gol sevinci de görmeye değerdi. Nitekim o Cenk de görev aldığı kısa sürede yine o kadar güzel bir gol attı ki şapkam olasa çıkartırdım. O topa sol ayağıyla o kadar güçlü vurabilmesi komple bir golcü olma yolunda müthiş aşamalar kaydeden Cenk’in adeta bir alametifarikası gibiydi. Kariyerinde R.Madrid, Valencia ve Manchester City gibi takımlar bulunan ve İspanya Milli Takımı’yla Avrupa Şampiyonluğu yaşayan Negredo da zaten Cenk’in arkasında yedek kalmayı dert etmiyorsa bu hem takım ruhunu hem de hocanın elindeki kadroyu ne kadar iyi kullandığını gösteriyor. Negredo her gol attığında kendimi sanki çocuğu okul takımında başarılı olan veli gibi hissediyorum. Attığı golden önce Talisca’ya indirdiği topta pivot santrforluğun ne olduğunu da cümle aleme gösterdi. Sonrasındaki matador sevinci de her ne kadar boğa güreşlerine karşı olsam da hoş bir seyirlikti.

 

Sonuç olarak rakibin maçın neredeyse hiçbir anında hiçbir varlık gösteremediği maçta Beşiktaş oyun disiplinini hiç bırakmadı ve büyük bir şevk ve iştahla oynadı. Büyük ihtimalle şampiyonluğun 70-75 puan aralığında geleceği ligde gelecek hafta deplasmandaki son Sivas maçından da 3 puan alabilirsek ikinci yarı çok şeylere gebe olacaktır. Ligin başında söylediğim ‘ne Galatasaray göründüğü kadar iyi, ne de Fenerbahçe göründüğü kadar kötü’ tahminim geçerliliğini koruyor. Başakşehir bu yıl biraz daha kadro derinliğine sahip ama arkasında güçlü bir camiası yok. Aynı bu akşamki rakibimiz Osmanlı gibi Aykut hocanın deyimiyle ‘suni’ bir takım ve asla da şampiyon olmasını istemem.

 

Bu hafta çektiğimiz Bayern Münih kurasıyla memleketin hatırı sayılır bir bölümünü sevince gark etmek de benim açımdan sevindiriciydi. Tabii kağıt üzerinde şansımız daha düşük olmasına rağmen geldiğimiz noktanın tesadüf olmadığını göstermek açısından da bence çok iyi bir fırsat. Büyük maçlarda daha zayıf görünen takımlardaki futbolcuların hırsı ve motivasyonu daha yüksek olur. Bir de bana göre futbolu basketbola göre daha heyecanlı değilse bile daha gizemli kılan bilinmezlik faktörüdür. Her ne kadar uzmanı olmasam da gördüğüm kadarıyla iki basketbol takımının arasında kağıt üzerinde ciddi fark varsa zayıf takımın kazanma ihtimali yok denecek kadar azdır. Ancak 19 Eylül 2000’de Barcelona karşısında çok daha zayıf bir kadroyla oynadığımız muhteşem futbolu izlemiş birisi olarak biliyorum ki futbolda ‘imkansız’ yoktur. Hele ki önümüzdeki iki ayda ligi de rayına oturtup vitesi yükseltmeye devam edersek Banker Bilo filminde Şener Şen’in canlandırdığı Maho karakterinin Münih yerine İstanbul’a bıraktığı garibanlar gibi değil de döner koltuğunda oturarak pencersinden ufka bakarak ‘bir zamanlar Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olamaz dediğin o fakir ve gururlu takım vardı ya’ demek dileğiyle…

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: gorkem.isik@abcspor.com

twitter: @saturnocontro3

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

AMATÖRCE

Yedigimiz iki gol de olacak iş değil. İlkinde ortada fol yok yumurta yok. Rakibin ne baskısı var ne pozisyonu....

Benzer Konular