Spiker yolda gördüğüne aynı soruyu yapıştırıyor bir kanalda, neden her şeye sinirleniyoruz diyor ve efsane bir cevap geliyor şivesinden Karadenizli olduğunu anladığım bir vatandastan: -Bizim paramız yok, ondan herşeye sinirleniyoruz.. Para zengini olmaktansa vakit zengini olmayı tercih eden biri olarak neden bu kadar gergin olduğumu kendime sordum: -Fener iyi gitmiyor abi. Yavaş yavaş üstümüzdeki gerginliği atacağamızı gösteren bir maç oldu ilk yarıda..
İsmail Kartal yine haddini bilerek oynatmaya çalışmış takımını, demiş ki Fener’in geri dörtlüsünün göbeği ağır, kapanıp kontra yapayım. Advocaat ise yine hücum emri vermiş. Fenerbahçe deyim yerindeyse ilk yarıda heyecan verici bir futbol oynadı, Ozan-Topal-josef üçlüsüne rağmen.. Çok pozisyona girdi, Emenike’nin golüyle yetindi. Futbol kompakt bir oyun, santrforla stoper arasındaki mesafe kısaldı mı, kolay pas yapıyorsun, Kolay top kapıyorsun. Advocaat hoca’nın geldiği günden bu yana üzerinde durduğu iki konudan biri bu.
Futbolda iki kanat forvet çook keyif veren bir şey ve Fenerbahçe’nin çok yetenekli iki kanat forveti var.. Volkan son hareketlerde etkili olamasa da, futbol zekası kısıtlı olsa da Avrupa’nın en yıpratıcı kanat forvetlerinden biri. İlk 20’dedir bu yönüyle. Yavaş yavaş takıma alışan iştahlı bir de Lens var öteki kanatta, daha ne olsun ? Dikine oynamak, çabuk hucuma çıkmak Advocaat’ın en çok üstünde durduğu konu ki; bu kısım çok önemli.. Geçen hafta yaptığı gibi, 3 hızlı adamın arkasına 3 presçi koymuş, kaptığım toplarla kaleye akacağım demiş, Kasımpaşa maçı ölçü diyenlere inat, yine dediğini yaptırdı. Dikine oynamak, topu ayaktan çıkartmak sadece çabuk ve hızlı adama dayalı bir plan değil, biraz da kafadaymış aslında hep beraber görmüş olduk.
Fenerbahçe orta sahadan bugüne kadar hiç çıkmadığı kadar hızlı çıkıyor iki haftadır. Hele kimsenin beğenmediği Ozan çok güzel işler yapıyor. Bir takdiri hak etti hoca. Çalışmalarının verimini almaya başladı. Emenike golü attı, yedek kulübesinden fırlayan Moussa ile öyle bir gol sevinci yaşadı ki, takım olma adına ne kadar önemli bir mesafe katedildiğinin de bir göstergesi. Advocaat’ın bunda da büyük payı var bence. Fenerbahçe tüm ilk yarı boyunca önde çok iyi bastı, defansta da hata yapmadı. Mükemmele yakın bu oyunda skor üretilememesini ben yine bir 10 numara eksikliğine bağlayacağım.
İkinci yarıya Fenerbahçe yine aynı tempoyla başladı ama ilerleyen dakikalarda başlayan anlamsız rehavet Gaziantepspor’un daha etkili olmaya başlamasına sebep oldu. Advocaat bana göre gereksiz bir hamle ile Volkan ve Ozan’ı aynı anda değiştirdi.. Önce Volkan, sonra Ozan da olabilirdi çünkü skor henüz 1-0’dı. Orta sahayı bozmak bana göre doğru değil bu skorda. Hele ki güzel oyun seyirciyi havaya sokmuş, futbolcular teker teker alkislanıp onore edilirken. Bence Advocaat seyircinin gazına geldi. Üstelik Antep’te kaleye etkili gelmeye başlamıştı, iyi de kontra yapıyorlar ve ağır stoperler de açık veriyordu o ara.
Antep 80’de tam da bahsettiğim bir şekilde golü bulunca tribünlerdeki bayram endişeye döndü bir anda. Fenerbahçe çok hakettigi 3 puana bir kaç dakikalık baskının ardından, Lens’in enfes kornerine Josef’in vurduğu enfes kafa vuruşuyla kavuştu.. Fenerbahçe iyi yolda diyebiliriz, devamı gelir bu galibiyetin. Advocaat’ın ileri üçlüsü tuttu, orta üçlü kağıt üstünde şık durmasa da iş yapıyor ve organize. Ozan hem gol bölgelerine koşular yapıyor hem de ayağında top tutmuyor. Josef de bu anlamda gelişmiş, Pereira zamanında yana oynayan bu üçlünün bu kadar dikine ve çabuk oynaması şaşırtıcı..
Fenerbahçe defans göbeği sadece sert, bence hala uyumlu değil ve ağır..Lens’in gelişiyle beraber kanaryanın kanatları ligin en iyi kanatları oldu, seyretmesi çok zevkli bir Fenerbahçe yaratacak gibi bu kanatlar. Bu ikili Emenike ile de uyumlu. Fenerbahçe’de değişim başladı. Bu galibiyet Advocaat’a yazar.. Adamın ismiyle makara yaptık falan ama bundan böyle, AVUKAT BEY DİYECEKSİNİZ!
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907
