O BİR EFSANE; AHMET SUAT ÖZYAZICI
Ahmet Suat Özyazıcı ile uzun zamandır sohbet etmeyi planlıyordum. Telefon görüşmesi ile isteğimi kendisine ilettim ve bugün buluşmaya karar verdik.
Tarihin en büyük Trabzon efsanesi ile buluşmaya gittiğimde baş başa olacağımızı sanıyordum ki yanında bacanağı, 1960-66 yıllarında Trabzon İdman Ocağının, 1966-68 yıllarında da Trabzonspor‘un efsane sağ beki Beton Haydar’la da karşılaştım.
Suat Hoca 1936 doğumlu olmasına rağmen beni genç bir delikanlı gibi dimdik ayakta karşıladı, futbol ve Trabzonspor dendiğinde sabaha kadar konuşabiliriz dedi.
1954 yılında futbola başlayan efsane Hoca, Trabzon Yolspor, İdmanocağı ve Trabzonspor olmak üzere belli kulüplerde oynamaya 1969 yılına kadar devam etti.
Trabzon İdmanocağındaki Türkiye amatör futbol şampiyonlukları olan Suat Hoca 1973 yılında Trabzonsporda teknik direktörlük hayatına başladı.
Trabzonsporu 2. Ligden 1. Lige çıkarttı. Çıkartmakla da kalmadı, 1975- 76 sezonunda İlk şampiyonluğu hediye etti. Sonrasında da 1977, 1980, 1984 olmak üzere toplamda dört 1.lig şampiyonluğuna imza attı.
Ayrıca 3 Türkiye Kupası şampiyonluğu, 4 Türkiye süper kupa şampiyonluğu ve 2 Türkiye Başbakanlık Kupası şampiyonluğu olmak üzere çeşitli başarılara adını yazdırdı.
ÜÇ BÜYÜKLERE KARŞI EZİCİ ÜSTÜNLÜK
FB’ye karşı 33 maçta 17 galibiyet 8 mağlubiyet
Bjk maçlarında 34 maçta 16 galibiyet 9 mağlubiyet
GS ile oynanan 31 maçta 13 galibiyet 10 mağlubiyet’lik istatistikler yakaladı.
İşte Suat hoca böyle bir efsane…
Kemer altındaki çocuklarının çalıştırdığı nalbur dükkanının yazıhanesinde bizi karşıladı. Bu yazıhanenin bütün duvarları ani resimleri ile kaplı idi, sanki bir Suat Hoca müzesi gibi …
ÇIPLAK AYAK VE BEZ TOPLA BAŞLAYAN FUTBOL HAYATI
Çıplak ayak ve bez topla futbol hayatına başladım. Futbol tutkum hala devam ediyor diye söze başladı.
İlk sorum Trabzonspor nereye gidiyordu. Hemen iyi yerlere dedi muzip bir gülümseme ile..
DÜNLE BUGÜNÜN FARKI
75-85 yılları arasını kasıp kavuran ama 30 senedir şampiyonluk hasretiyle tutuşan bir Trabzonspor var. O zamanlar neden başarılıydık ve şimdi neden başarısısız ?
O senelerde herkes Trabzonlu idi. Baktığınızda Kastamonulu İskender Gönen haricinde hemen herkes yerlinin de yerlisiydi. Ayrıca misket bile oynasak kazanmak isterdik. Her maça mutlaka kazanacağız diye sahaya çıkar, ölümüne mücadele ederdik.
24 SAAT BİRLİKTE YAŞARDIK
Bizim zamanımızda aynı oyuncular yıllarca birlikte oynadıkları için birbirlerini iyi tanırlardı ve takım oyunu ortaya çıkıyordu.
Haydar Hoca söze katılarak bizim dönemimizde futbolcular sadece sahada değil dışarıda da arkadaşlık ederlerdi dedi. Biz ailece günün 15 saatini beraber geçirirdik şimdi herkes antreman bitince başka yerlere dağılıyor.
ALTYAPI
Altyapı neden eskisi gibi değil ?
Altyapıdan oyuncu yetişmiyor. Veya yetişse de genç oyuncular oynarsa o baskıyı kaldıramaz diye, seyirci baskısından dolayı o risk alınamıyor. Başarıya aç ve sabırsız bir halk olduğundan, özkaynaktan çok çok iyi oyuncular çıkarsa önünü kesemessin, kendi yolunu kendisi açar ama kaliteli bir isim değilse, pişmesini bekleyerek bu riski almak kolay değil!
YABANCI OYUNCULARA ÖDENEN PARALAR
Peki hocam çok para vererek senelerdir birçok yabancı oyuncu alındı ama başarı yok bunun için ne dersiniz?
Alınmalı tabii ki. Futbol bizim zamanımızdan çok farklı. Güçlü rakiplerle başedebilmek için takviye şart!
SON KULLANMA TARİHİ GELEN YABANCILAR
Alınan yabacıların genellikle yaşları büyük oluyor, sizde doğru mu ?
Unutulmasın ki hem genç hem kaliteli yabancı oyuncu almak çok büyük masraf. Yani maddi külfeti çok fazla ve tutacağının da garantisi yok AMA yaşlılar ucuz oluyor. Belki de kısa süreli sözleşme yapılıp, takıma 1 ya da 2 senelik faydası olsa bile yeterli diye bakılıyor. Bir de tecrübeli oyuncu almak daha az risklidir. Belki acemi oyuncu alırlarsa, şehir ve şampiyonluk baskısından dolayı başarısız olabiliriz, stresi kaldıramazlar diye de düşünüyor olabilirler.
TRİBÜNLER BOMBOŞ
ROSTOV maçındaki boş tribünler için ne diyeceksiniz?
Artık her maçı Tv veriyor. Koyuyor çayını kahvesini, geçiyor koltuğa rahat rahat. Niye para versin de gitsin.. Haydar Hoca yine topa giriyor; ayrıca taraftarın başkanla da problem var, siyaseti kulübe katması ve birçok nedenden dolayı sevilmiyor. Suat Hoca söze girip ; hangi yönetim, yönetici veya başkan sevildi ki diye imalı şekilde eklemesini yapıyor.
FATİH TERİM BENDEN DAHA BAŞARILI
Trabzon tarihinin tartışmasız en başarılı td’üsünüz.. Sizde ülke tarihinde sizden başarılı başka bir td var mı ?
Mütevazı şekilde Olmaz mı diye giriyor söze. Mesela Fatih Terim, çok başarılı. Oyunculuğu da iyiydi onu da unutmamak lazım.
ALTYAPI HOCALARI YETERSİZ!
Altyapı yetersiz de ondan mı dışarıdan oyuncu alınıyor?
Alt yapıya önem veriliyor ama bizim zamanımızda futbol oynamak çocukların tek eğlencesi idi. Şimdiki gençleri meşgul edecek pek çok şey var. Futbol devamlılık, konsantrasyon ve çok antreman gerektirir. Şimdi herkeste bilgisayar var, kız arkadaş var, cep telefonu var..
Bir de bizim zamanımızda ortaokul mezunu parmakla gösterilirdi. Herkes top peşinde koşardı, aileler şimdi çocukları okusun, dil öğrensin, bilgisayar bilsin istiyor. Futbola vakit kalmıyor ki!
BETON HAYDAR orda söze giriyor; Bakıyorsun Ajax mesela veya Arsenal. Çocuklar okuyor da, oynuyor da.. Oraları iyi incelemek lazım.
Oralarda oluyor da bizde niye olmuyor? Çünkü yetenek önemli ama herşey eğitmende bitiyor. Bizde gerçek anlamda öğretmen yok! Her yönetim bilgi, birikimine bakmadan kendi tanıdığını antrenör yapıyor, Herşey ahbap çavuş ilişkisi şeklinde ilerliyor.
VAHİD HOCA
Vahid Hoca için ne düşünüyorsunuz başarılı olabilecek mi ?
Türkiye’de antrenör başarılı olursa iyi antrenör, başarısız olursa kötü! Kimse eleştrirken kadronun kalitesine, oyuncuların kumaşına bakmıyor. Türkiye’de şampiyon olunca futbolcular başarılı, şampiyon olamazsa hoca başarısız olur. 16 takımın içinde 10.olduğumuzda ligden düşmedik diye başarı ödülü verdiler, daha sonra şampiyonluklar kazanınca beklenti arttı, sonraki sezonda üçüncü olduk beni kovdular.
Türkiyedeki antrenörler eskisi gibi değil, teknoloji çok gelişti, her takımı, kulübü takıp edebiliyorsun, artık çok bilgililer. Bizim zamanımızda büyüklerimizi seyreder, topa nasıl vurduğunu takip edip taklit etmeye çalışırdık. Şimdi televizyon var, internet var herşey, her türlü oyuncu, takım, antreman sistemi bilgileri elinizin altında..
MİLLİ TAKIMDA DÜŞÜŞ YOK, ZATEN HİÇBİR ZAMAN ZİRVEDE DEĞİLDİK Kİ!
Milli takım için ne diyorsunuz? Evvelsi gün Fransa 2016 elemeleri başladı ve ilk maçımızda 300.000 nüfuslu İzlanda’ya 3-0 kaybettik.
Eskiden de çok ilerde değildik. Öyle bir hava yaratılıyor ki zamanın Macaristan Milli takımıyız da nerden nereye geldik gibilerden hayıflanıyoruz. 90 senede Bir Dünya bir de Avrupa Şampiyonasında yarı finalimiz var ama onun dışında hiçbir zaman zirveye yaklaşamadık bile.
Eskiden büyük ülkelerle makas çok daha fazlaydı. Şimdi hemen her ülke birbirine yakın kalitede. Artık hakemler de daha iyi. Her maçı TV’ler veriyor, kimse göz göre göre büyük takımı kollayamıyor.
YÖNETİM Mİ YOLLADI YOKSA ŞENOL GÜNEŞ Mİ GİTMEK İSTEDİ!
ŞENOL GÜNEŞ gibi bir değer çıktı, Türkiyeyi Dünya 3.yaptı, 2 kez şampiyonluğu kıl pay kaçırdı. Kaç tane futbolu yetişdirdi, kazandırdı. Üç büyüklerde dibe vuran Burak Yılmaz’ı Gol Kralı, ülkenin en iyi forveti, 3.kaleci Onur’u ülkenin en iyi kalecisi yaptı. Selçuk onun zamanında ülkenin en iyi orta saha oyuncusu oldu. Niye Trabzon kendi içinden çıkmış birinin değerini bilmiyor?
Değerini mi bilmiyor yoksa yönetimlerin verdiği paraları Şenol mu beğenmiyor da yollar ayrılmak zorunda kalıyor. Hem Trabzon’da her sene şampiyon olmak zorundasın. İkinci olsan başarısızsın kovulursun. Ama diğer Anadolu takımlarında çıta bu kadar yüksek değil!
Şenol da belki kendine göre haklı. Ona sen bizim çocuğumuzsun deniyor. Bakıyor başka takımlarda kendisinden çok daha kötü ve kariyersiz isimler onun 2-3 katı para kazanıyor,
Beton Haydar yine topa girdi ve ‘’Şenol fakirlikten yetişme, paranın değerini bilir. Herkesi de yanına yaklaştırmaz. Kimseye yalakalık yapmaz. Şirin gözükmeye çalışmaz. Herkesin yanından yancıları, akbabalar vardır onun olmaz. Bu tip adamlar nemalandıklarını 24/365 şakşaklar ama parasını yiyemediklerini de tukaka yaparlar ‘‘ dedi.
AKÇAABATTAN MANATTHAN’A!
Sizin zamanınızla bugün arasındaki en önemli fark nedir?
Herşey o kadar değişti ki; Bizim zamanımızda 400 gram topla maça başlardık. Yağmur çamur derken ağırlığı 500-600 grama çıkardı. Şimdiki gibi 9-10 top nerde, 1 topla maça başlar ve aynı topla bitirirdik. Formalar, ayakkabılar, tesisler, 30 sene öncesiyle alakası yok.
Sadece saha içi mi ? Maç, antreman haricinde de, Biz boş zamanlarda, tatillerde Akçaabata giderdik şimdi insanlar Manatthan’a gidiyor.
Evet Hocam son olarak ne demek istersiniz?
Yönetimi, antrenörü, futbolcuları destekleyelim. Sabır çok önemli ve maalesef şehir olarak bu bizim en zayıf noktamız!
İşte size futbola dile kolay TAM 60 senesini vermiş, Trabzonsporu 4.büyük yapan isimlerden biri, bence en önde gideni, efsane Ahmet Suat Özyazıcı Hocamızın bizimle paylaştıkları..
Fotolar: Prof. Dr. Güler Yaylı
