Gelelim Batı’ya… Rekortmen bir Golden State ile her daim herkese karşı durabilen bir Spurs, bu konferansta açık ara finalist adayı konumundalar. Oklahoma City Thunder ve L.A. Clippers ise, kaybetmekten yorulmuş, yazın yaşanacak free agent piyasası öncesinde son kozlarını oynamaya kararlı, fakat oyun dengeleri yeterince kuvvetli olamayan ekipler; öyle ki Thunder savunmada, Clippers ise hücumda kolayca aksayabiliyor. Bakalım eşleşmeler nelermiş:
(1) GOLDEN STATE WARRIORS – (8) HOUSTON ROCKETS: 73 galibiyet, totalda 1000’i aşkın üçlük isabeti, ve 400 üçlüğü tek başına geçen bir süperyıldız… Sezon boyu 10’dan fazla triple-double kaydetmiş bir 4 numara, muhteşem dış şutörler, bench tecrübesi, topu eline almadan sahanın her iki yanında da takımı yücelten bir pivot, kusursuza yakın bir takım dengesi, her derde deva bir koç kadrosu, ve düşmeyen bir ivme... Golden State’in avantajları besbelli. Peki, geçen yıldan bu yana serbest düşüşe geçip, Warriors ile Batı Finali’nde değil, ilk turda yüzleşmek zorunda kalan Houston’ın avantajları neler? Öncelikle, James Harden’ın kararlılığı. Sonrasında, bir ihtimal Howard’ın Tarzan gibi görünüp Jane gibi oynama alışkanlığından vazgeçmek için play-off’ları bekliyor olma ihtimali. Ariza’nın takım oyunculuğu, benchten Brewer, Thornton, Capela, yeni transferler Beasley ve Goudelock’ın skor katkıları. Patrick Beverley ve Motiejunas’ı ne yaparsam yapayım sevemiyorum. Josh Smith’in tamiri mümkünsüz zararları bir yana, Golden State aslında tüm bu olasılıklarla kolayca başa çıkabilir. Böyle bir rakibe karşı Rockets’ın elinde tek bir hakiki koz var: Warriors’ın yorgunluğu. Rekor kırmak için kondisyondan feragat etmeleri, ve geçen yılın Finaller MVP’si Igoudala’nın halen formuna kavuşmaması. Bu yüzden, tahminim, 4-0 değil, 4-1 Warriors alır.
(2) SAN ANTONIO SPURS – (7) MEMPHIS GRIZZLIES: Aaah, ah! Keşke şu anda Marc Gasol sağlıklı olsaydı da şu seri zevkli geçebilseydi… Gasol sezonu kapattıktan sonra play-offlara kalabilmeleri bile Grizzlies için çok büyük bir takdir unsuru esasen. Fakat şu halde, Lance Stephenson, Matt Barnes, JaMychal Green ve Tony Allen ile çok dengesiz bir oyun oynuyorlar; ayrıca Zach Randolph’tan başka hakiki bir yıldızları da kalmadı. Mike Conley yokken Vince Carter ve Jordan Farmar ile ne yapabileceklerini sadece bir cümleyle özetleyebiliriz: Ellerinden geldiğince, rezil olmamaya çalışmak. Kusursuz bir takım oyunu oynayan Spurs ise, Aldridge’in parmak sakatlığına karşın, aslarını gereği gibi dinlendirebilmenin ve 12 oyuncusunu da hazır tutabilmenin ödülünü, bu seriyi kolayca geçerek alacaktır. Tahminim, 4-0 Spurs.
(3) OKLAHOMA CITY THUNDER – (6) DALLAS MAVERICKS: Koca Dirk ve eşlikçileri, sakatlıklar yüzünden epey tökezliyorlar. Sağlıklı ve rolleri oturmuş bir Mavs, Felton, Barea, D-Will, Matthews gibi kısalarla, Zaza gibi bir güreşçi uzunla, Dirk ve Parsons gibi kudretli forvetlerle ve Dwight Powell ile David Lee gibi pota altı canavarlarıyla Thunder’a epeyce sorun yaşatabilirdi. Fakat, koç Rick Carlisle’ın hedefleri, Parsons sezonu kapatınca yeniden şekillenmek zorunda kaldı. Thunder’da ise triple-double rekorları kıran “Ninja Kaplumbağa” Westbrook, süper skorer Durant ve Yılın 6. Adamı ödülünün en gözde namzeti temsilcimiz Enes Kanter, hücumda mükemmel işler başarsalar bile, Ibaka ve 2 numara savunması inişteyken işleri çok zora sokuyorlar. Bu konudaki ihtisasları ise, son çeyrekleri hiçbir şekilde gönül rahatlığıyla oynayamamaları. Son çeyrekte düşmek ise, play-off’lar için hiç hoş bir hadise olmasa gerek. Bu yüzden tahminim, Thunder adam akıllı toparlanana dek, maç kaybeder ve seriyi 4-2 kazanır.
(4) LOS ANGELES CLIPPERS – (5) PORTLAND TRAIL BLAZERS: Helal olsun Portland’a, Lillard’a ve Yılın En Çok Gelişme Gösteren Oyuncusu olmaya en yakın isme, yani CJ McCollum’a! LaMarcus Aldridge ve Wesley Matthews gittikten sonra alaşağı edilmeleri beklenirken, hatta tanking yapsalar bile yeriyken, onlar rakiplerinin üstüne basa basa 5. sıraya tırmandılar ve düşmediler. Üstelik, ilk 5’te Ed Davis, Aminu, Meyers Leonard ve/veya Mason Plumlee gibi meziyetleri son derece kısıtlı ve çoğu tek yönlü vasat isimlerle bunu başardılar. Splash Kardeşlerle birlikte NBA’in halihazırdaki en formda arka alan duosu Lillard ve McCollum, çok şeye kadirler. Maurice Harkless, Gerald Henderson ve sürpriz şutör Alan Crabbe sayesinde, benchten de epey verim alabiliyorlar. Özellikle Harkless’ın sezon sonundaki çıkışı takdire şayandı. Ed Davis çok iyi bir hücum ribauntçusu, Leonard iyi bir bitirici, ama bu uzunların diğer yönleri zayıf. Plumlee ise, komple olmasına karşın diğer iki uzunun avantajlarını iki gömlek geriden takip ediyor ve ancak topu potaya smaçlayabiliyor. Clippers’taki gündem başka tabi; Blake Griffin’e kavuştular. Onsuz oynamaya alışsalar bile, o varken bambaşka olacaklardır. CP3 ise artık zafer istiyor. Pota altında DeAndre Jordan gibi bir marsık ve Cole Aldrich gibi bir azim var, yani ribauntlarda sıkıntı yaşamayacaklardır. Paul Pierce gibi bir canlı efsane, Jamal Crawford gibi bir mıknatıs-skorer ve Jeff Green gibi bir hücumcuya sahip oldukları için, maç sonlarında rakiplerine nazaran çok daha avantajlı olacaklardır. Hem, sadece guardlara dayalı bir sistem, play-offlarda eninde sonunda çökmeye mahkumdur. Tahminim: 4-1 Clippers.
Yazarın diğer yazılarına erişmek için tıklayın
mail: efe.ozenc@abcspor.com
twitter: @efe_ozenc
Youtube: Turuncu ve Siyah Kadar Yuvarlak
